Görünen Köy...


Yılbaşından bir gün önce ve yeni yılın ilk günü iyimserlik aşılayan manşetler, haberler birden zam müjdeleriyle gölgelendi.
Yılbaşının ilk günü haberlere gözatanlar; pasaporttan sürücü belgesine, nüfus kâğıdından emlak vergisine değin yeni kazıklarla uyandılar.
Oysa öncü zamlar bunlar. Arkası yolda!..
Ekonomik ve mali göstergelerdeki gelişmelerin halka nasıl yansıyacağını bugüne dek doğrucu Davut örneğine sadık kalarak okurlarına duyuran Prof. Güngör Uras gerçeği açıklıyor. “Yakında” diyor, “elektriğe, benzine ve gaza en az yüzde 25 oranında zam gelecek”.
Nedenleri de sıralıyor: “Bu bir zorunluluk. Çünkü kömüre, petrole, gaza ödenen dövizin TL karşılığı (2011 yılında) en az yüzde 25 oranında arttı. Bu artışı devletimiz bütçeden karşılayamaz. Kullanandan almaya mecbur.
Sadece elektriğe, benzine zam gelmeyecek. İthal girdileri de pahalılaşınca… üreticilerimiz pahalı fiyatla ithal girdi kullanmak zorunda kalacak. Artan maliyet içeride Türk Lirası (TL) fiyatlarının yükselmesine neden olacak.”
Güncel yaşamımızı etkileyecek zamları, örneğin yumurtadan başlayabiliriz ve artık piyasa deneyimlerinizi kullanarak daha nelerin yıl içinde zam göreceğini rahatlıkla kestirebilirsiniz!
***
Acı reçeteyi duyuran Güngör Uras, elbette “felaket tellalı” değil.
“Yılın ilk günlerinde kimseyi üzmek de istemem ama…” diyor…
Lakin gerçek gerçektir. Açıkladığına göre, faiz de enflasyon da yükselecek.
Zira, “Görünen köy kılavuz istemiyor!”
Olasılıkların ağırlığı altında “öldük bittik” mi diyeceğiz...
…ya da Uras’ın anlatımlarını bağladığı şu son sözlerine kulak vererek başka çaremiz de yok deyip yeni zamları bekleyeceğiz:
“Öldük bittik bir durum yok. Biz, bu filmleri daha önce de gördük. Dolar da, faiz de, enflasyon da yükselecek… Canlar, cepler yanacak.
Ayakta kalabilenler şöyle veya böyle bir süre sonra gene düze çıkar. Bu ‘acımasız bir durum’ ama… Buna alıştık. Şerbetlendik. Gerçekçi olalım.
2011’in ikinci yarısından itibaren ‘kaybetme dönemi’ başladı.
Ankara akıllı ve becerikli davranır ise ‘kaybetme dönemi fazla uzamaz’. Ödenen ve ödenecek faturalar fazla büyümez.
Bu aşamada halkın yapacağı ‘moralini bozmamak’, Ankara’nın ‘Yalan yanlış politikalar uygulamadan, bozulan dengeleri kurmasını’ beklemektir”.
Tepkisiz hayat; oh! Ne rahat!
***
Halkımızın tek etkili tepkisi emekli milletvekilleri maaşlarına yüzde 100’lük zam!
Bu tepki o denli değerli ki, başka konulara örnek olabiliyor.
Yeni bir anayasa yapmak için parlamentoda bulunan dört partiden ikişer temsilci alınarak bir uzlaşma komisyonu kuruldu.
TBMM ve Komisyon Başkanı Çiçek’in son açıklaması ilginç. “Bu anayasanın yapılması gerekli. Şu maaşlar konusuna tepki gösteren vatandaşımız, bu anayasayı değiştirmediğimiz takdirde de siyaset kurumuna bu tepkiyi göstersin” diyor.
Ne demeye geliyor bu açıklama? Bu açıklama, yapılması gereken anayasaya siyaset kurumunun gerekli ilgiyi göstermediğinin ilanı, bu bir...
Yine bu açıklamaya göre, partilerin ilgisizliği nedeniyle yeni anayasayı 2012 sonuna yetiştirmek zor. Hatta yeni bir anayasa ufukta görünmüyor demek. Bu da iki!..
Çaresiz Meclis Başkanı halkı partilere baskı yapmaya çağırıyor.
Mutlaka yenilenmesi gerektiğini yıllardır söyleyen partilere!..

Cüneyt Arcayürek
Cumhuriyet

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)