Tayyip'in Hınk Deyicisi!..


SEVGİLİ okuyucularım, Türkiye’nin onur anıtı futbolcu Lefter Küçükandonyadis için geçtiğimiz Pazar günü İstanbul’da Şükrü Saracoğlu stadında tören düzenlendi…Ve yaklaşık 20 bin kişinin katıldığı bu törende boy gösteren Tayyip, taraftarlar tarafından protesto edildi.

Biliyorsunuz, kendisi böyle günlerde fırsatı hiç kaçırmaz, düğün-cenaze falan dinlemez, sempati toplamak için her ortama balıklama dalar.
Ben töreni evde, televizyon kanallarındaki canlı yayından izliyordum. Tayyip ortalıkta görününce ıslık veyuh sesleri ortalığı kapladı…
Ve televizyonların ses yayını birdenbire kesiliverdi! Protestolar bitince ses yeniden geldi!
Şimdi bu olayın dünkü gazetelere nasıl yansıdığına kısaca bakalım:
Sözcü: Olayı birinci sayfadan “Lefter’in cenazesinde Başbakanı yuhaladılar. Kadıköy’deki cenazede hüzün ve AKP’ye tepki vardı” başlığı ile vermiş.
Cumhuriyet: Spor sayfasında Arif Kızılyalın yazıyor: “Tayyip Erdoğan, Egemen Bağış ve Hakan Şükür’le stada geldiğinde bir uğultu koptu. Sevgi gösterisi değil, protestoydu…”
Taraf: İktidarın yandaş gazetesi olayı şöyle verdi: “Erdoğan protesto edildi. Taraftarlar Başbakanı protesto ederek ıslıklar eşliğinde sloganlar attı.”
Yeniçağ: Spor sayfasındaki haberde olayı anlattı…Taraftarlar Başbakanın ismi anons edilince yuh çekerek protesto gösterisi yaptı.”
Aydınlık: Olayı birinci sayfada manşetten verdi…”Lefter uğurlandı, Tayyip yuhalandı. Taraftarlar sık sık ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diye slogan attı.”
Posta: Haberi birinci sayfadan verdi…”Erdoğan’ın ismi anons edildiği sırada bazı kişiler ıslıkladı ve yuhaladı…”
Star: İktidarın yandaş gazetesi de aynı olaya spor sayfasında yer verdi…”Bir grubun Erdoğan’ı yuhalaması tepki çekti.”
Hürriyet: Yandaş magazin gazetesi bile bu olayı haber yapmak zorunda kaldı…”Erdoğan Saracoğlu çimlerine çıktığında önce bir uğultu koptu. Ancak stad hoparlörlerinden yükselen ses bu uğultuyu bastırdı…”
Evet, olay aynen böyle. Lefter’in stadyumda yapılan cenaze töreninde Tayyip protesto ediliyor, ıslıklanıp yuhalanıyor.
Bütün gazeteler, sonrası için aynı şeyi yazıyor:

“Protestolar başlayınca devreye Fenerbahçe asbaşkanı Ali Koç girdi ve seyirciyi sözle, elleriyle işaret ederek susturdu.”
İsterse susturmasın!..Valla Tayyip’in kafası bir bozulursa, Koç grubunu da üç ay içerisinde duman eder. Üzerlerine vergicileri gönderir, işlerini iptal eder ve onları mahveder.
***
Dün bütün gazeteleri ayrıntılı bir biçimde okudum. Ortalıkta, olanları protesto eden bir adet köşe yazarı vardı:
Ertuğrul Özkök!
Yine durumdan vazife çıkarmış, protestoları bahane edip iktidar ve Tayyip yağcılığına, onların avukatlığına soyunmayı bilmişti!
Yazısının “Uyarıcı (!)” başlığı şöyle:
“Fenerbahçeli arkadaş, Fenerbahçeli kardeşim!”
Bakalım neler yazmış, okuyalım da hep birlikte iktidar yağcılığının somut örneğini görelim ve hep birlikte ibret alalım!
Arkadaş staddaki cenaze törenine şeref vermiş, çok duygulanmış, sonrasını anlatıyor:
“İçim buruktu, sessizce ağlıyordum. Birden karşı tribünde ıslıklar başladı. O ıslıkları duyunca içim daha da burkuldu…
Cenazede o ıslığı çalan Fenerbahçeli arkadaş!..Olmadı, yakışmadı…”
Demek ki bir kişi ıslık çalmış!..
Sonra yazısında bir kez daha yağcılık sergilemeye kalkışıyor ve aynen şunları yazıyordu:
“1- Nekahat devresini tam atlatmadan cenazeye gelen insan (Tayyip) Fenerbahçe üyesi idi.
2- O insan Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanıydı.
3- Halkın yüzde 50’sinin oyunu almış bir siyasetçiydi.
4- O ıslık keskin bir sıcak gibi yardı şuramızı.”
Sonra yağcılığını sürdürüyor:
“Törenin geri kalan bölümünde Başbakan’ı izledim. Şimdi bir Fenerbahçeli olarak kendisine en samimi teşekkürlerimi sunuyorum.
Stadı terk etmedi. Olgunluğunu gösterdi.
Yüzüne en küçük bir kızgınlık ifadesi yerleştirmedi. (İyi izlememiş! Dün bizim gazetede fotoğraflı haberi vardı. Protestolar başlayınca suratı değişmiş, morali bozulmuştu.)
Törenin sonuna kadar kaldı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı olduğunu gösterdi…”
***
Bu yazı, son yılların en çarpıcı yağdanlık yazılarından biri olarak Türk basın tarihindeki yerini alacaktır.
Yağcılığın ve yalakalığın bu kadarını ancak Ertuğrul Özkök gibi kendisini “Ben gazeteci falan değilim beyler, ben patronumu, onun damadını, kızlarını idare eden bir cambazım. Ben elindeki altı topu havaya atıp yere düşürmeyen bir jonglörüm” diye tanımlayan biri yapabilirdi!..
Ve yaptı!
Türk basınında özellikle AKP döneminde korkunç bir olaya tanık oluyoruz. Her dönemde vardı ama şimdi doruk noktasında:
İktidarı övücülük, hınk deyicilik, egemenlere yağcılık…
Ertuğrul gibiler bu doğrultuda bir şey yazdığında, inanın onlardan ya kendileri, ya da patronları için- bir şey bekliyorlar !
“Aferin Ertuğrul’a, iyi savunmuş bizi…Ne isterse yapın!..”
Tayyip stada gidiyor, ıslıklanıyor, protesto ediliyor, yuhalanıyor. Şiddet yok. Kitleler “Demokratik haklarını” kullanıyor.
Ne de olsa “İleri demokrasi” yaşamıyor muyuz!….
Protestoları, devreye giren Fenerbahçe yöneticileri zor bela sonlandırıyor.
Gerçekler böyle iken bir işgüzar çıkıyor ortaya ve “Aferin sana Sayın Başbakanım, olanlara aldırış etmedin” diye yazı döktürüyor.
Aldırış etse ne yapacaktı? Stadı terk etse daha büyük bir skandal olurdu. O yüzden olanları sineye çekmek zorunda kaldı.
Ertuğrul gibi yandaş cambazlar sadece Türkiye’de değil, dünyanın bütün baskı rejimlerinde iktidarların güç kaynağı olarak görev yaparlar.
Onların görevi güç sahiplerine payanda olmak, baston ve stepne olmak ve en kritik bir zamanda yazılarıyla iktidarlara arka çıkmaktır.
Tayyip’i stadyumda izlerken yanına gidip gitmediğini, onu kutlayıp kutlamadığını, elini öpüp öpmediğini, saygılar sunup sunmadığını yazısında anlatmıyor!
Gazetecilik mesleğinin bu “Yüz akına!”, bu onurlu ve şerefli yolunda daha nice başarılar dilerim!

Emin Çölaşan
Sözcü

Yorum Gönder

1Yorumlar
  1. erdoğanın baskıları yandaşlarının göz boyamaları bizleri yıldıramaz hak edene hak ettiği protesto yapılmalıdır

    YanıtlaSil
Yorum Gönder