Tüzük Kurultayı CHP’yi böler mi?


Önder Sav’ın antrenörlüğünü yaptığı “Yeniden CHP Hareketi” Tüzük Kurultayı için delegasyondan 330 imza topladı!
Bunun anlamı kurultay için gerekli sayıya ulaşılması ve hatta aşılmasıdır zira gereken imza 256’tıydı!
Gelelim bundan sonraki sürece.
Bizzat Kemal Kılıçdaroğlu delegasyonun talebini dikkate alacaklarını yani Tüzük Kurultayı’nın yapılacağını söyledi.
Bazılarınız Tüzük Kurultayı’nın ne önemi var, üstelik genel başkan seçimi yok diyebilir lakin iş öyle değil zira herkes biliyor ki, bu teşebbüs Önder Sav ile Kılıçdaroğlu’nun hesaplaşması demek.
Tüzük Kurultayı eski delegelerle yapılacağından Önder Sav ismi önemli çünkü oy kullanacak delegasyonu seçen Önder bey’di.
Hayır Önder Sav elbette lider adayı değil ama başlattığı kadro hareketinin lideri durumunda!
Beklenen bu Kurultayda bir önerge ile genel başkan seçiminin de olabileceğidir.
Nitekim 330 delege tarafından Noter aracılığı ile CHP Genel Merkezi’ne gönderilen Kurultay talebi metninde genel başkanlık seçiminin talep edilebileceğine dair somut işaretler var.
Evet Önder Sav ile ekibi şayet tüzük bağlamındaki bütün taleplerini kabul ettiremezler ise genel başkanlık seçimini isteyebilir ve Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu’nu aday yapabilir!
Yaparsa yapsın sonuç alamaz mı dediniz?
Doğrudur bugün için böyle bir şey ihtimal dışı ama CHP’de bölünme ve ayrışma alevlenir ve partide fiili bir ikilik başlar ki bu CHP’yi yukarıya değil aşağıya taşır!
Peki bu süreçte Baykal ne mi yapıyor?
Deniz bey başlangıçta Önder Sav ile beraberdi ancak son anda frene bastı ve şu gün için tarafsız!
Baykal, “Kendi yaptığım tüzüğü çiğnersem bu benim için tutarsızlık olur” dedi ve kenara çekildi!
Tabii hakikat Deniz bey’in Önder Sav’ın ileri sürdüğü Feyzioğlu gibi lider adaylarına evet dememesidir ki, onun beklentisi parti tabanının son kertede kendini göreve davet etmesi hadisesidir!
Kanaatimizce Baykal bir süre daha suskun kalıp Mahalli İdareler Seçimlerini bekleyecek ve o seçimde beklenen mağlubiyetten sonra harekete geçecek!
Görüldüğü gibi CHP’de artık enerji dışarıya değil parti içine odaklanacak ki bundan en çok AKP yararlanacak!

Fenerbahçeliler de Başbakan’ı yuhaladı!
Tayyip bey’e önce Trabzonsporlular ateş püskürdü.
Hatırlayın Trabzonlular Erdoğan’a 2004 Mahalli Genel seçimlerinde oy vermeyip bunun faturasını da çıkardı!
Sonrasında Galatasaraylıların Arena’daki protestosu gündeme geldi!
Ve son olarak Fenerbahçeliler önceki gün Lefter’in cenaze merasimi esnasında Şükrü Saraçoğlu stadında Başbakan’ı uzun uzadıya ıslıklanıp yuhalandı!
Kuşkusuz statlarda bu tür şeylerin olması hoş değil ve Tayip bey’e kadar bu tür şeylere pek rastlanmadı!
Peki bu dönem niye mi oluyor?
Birincisi kitleler sporun ve de futbolun AKP tarafından siyasallaştırılmasına isyan ediyor!
İkinci husus ise başka hiçbir zeminde Başbakan’ı protesto etme imkanı bulamayan kalabalıklar kitle psikoloji ruhu ve güveni ile içini boşaltıyor!

Savunma Bakanı’ndan alkışlanacak itiraf!
Adı: İsmet Yılmaz.
Tayyip bey’in yakın çevresinden ve mevcut hükümette Milli Savunma Bakanlığı koltuğunda oturan isim.
İsmet bey önceki gün Konya’da yaptığı konuşmada ABD’lilerin kendi yüzüne haykırdığı şu ifadeleri aktarıyor: “Amerikalılar, Türkiye bizim rakibimiz. Dolayısı ile size niye teknoloji verelim diyorlar.”
Bunu Savunma Bakanımızın söylemesi önemli zira Savunma Sanayimiz ABD’ye endeksli. Washington istemese bize sattığı uçak ve savaş gemileri Türkiye’nin istediği hedefe ateş edemiyor zira bilgisayar programlamaları buna göre ve şifreler verilmiyor!
Aslında Sayın İsmet Yılmaz bunu Konyalılara değil, kabine toplantısında söylemeliydi çünkü ABD’nin izinde tam bir sadakatle yürüyen Konyalılar değil bizzat kendi Başbakan’ı!
Dahası, şikayet edeceğine çare olacak adımlar atması onun anayasal görevi!
Ama yine de İsmet Yılmaz Savuna Bakanı iken o sözleri edebilmesi takdire değer, dolayısı ile kendilerini alkışlıyoruz!
Darısı (Yani ABD’yi eleştirebilme cesareti) generallerimizin başına!

Kıbrıs’ı vatan yapan adam!
Yeni Mesaj Gazetesinin “Kıbrıs’ı vatan yapan adam” manşeti Rauf Denktaş’ı bir satırla anlatıyor!
Evet Merhum Denktaş Kıbrıs’ı gerçekten vatan yaptı!
Kıbrıs’ın uğruna ölünen toprak olması onun önderliği ile gerçekleşti!
Televizyonda izlediğim bir Kıbrıslının “O bizim için İkinci Atatürk’tü” ifadesi mutlak bir hakikattir zira Kıbrıslı Türkler onun önderliği ile bugünlere eriştiler!
Televizyon programlarıma konuk edip defalarca mülakatlar yaptığım Rauf Bey inanmış bir Türk milliyetçisi ve mücadele adamıydı.
Milli Mukavemet Teşkilatı’nda Toros kod adı bilinen Sevgili Denktaş’ın yiğit duruşu Lozan’a gidip Ermenileri lanetlemesi gibi hadiselerle de sabittir.
Ve heyhat böyle bir kahramanı daha dün Ergenekoncu diye sorgulamaya kalkmışlardı.

Sabahattin Önkibar
Yeni Mesaj

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)