Sürek avı!..


Sürek avı devam ediyor... Türk Ordusu’nun ve komutanlarının “şikar” , AKP iktidarının “avcı” olduğu bu avda malum kalemler sevinç çığlıkları atarak “şikarları” gösteriyorlar. Mevsimi falan da kalmadı artık! Aydınlık gazetesinin hâlâ yalanlanmayan haberine göre Recep Bey ve Özel Bey anlaşmışlar...

***

Kuleli, Işıklar, Maltepe Askeri Liseleri, Narlıdere İstihkam Okulu, Tuzla Piyade Okulu, Mamak Muhabere Okulu, Ankara Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu’nun arazileri ve tabii binalarının devir işlemi tamamlanmış, satışa hazır!
Bunların arkasından, askeri hastaneler, orduevleri ve askeri kamp yerleri ve diğer okullar olduğuna şüphe yok. Ordumuz memalikinden başlanarak haraç mezat pazarlanmakta...
Benim için sürpriz olmadı. Çok evvelden bunların olacağını yazmıştım. Erdoğan’ın pazarlamacı ve çılgınca projelerine uygun. Bu mülklerin satışı rant getirecek ve üzerlerinde arsa spekülasyonları yapılacak, inşaata açılacak. Oysa askerlerin ellerinde bulunan arazilere el konulamıyor ve bu sayede de İstanbul ve büyük kentlerde yeşil alanlar korunabiliyordu. Şimdi elveda şehirlerin nefes aldığı bu alanlara ve ciğerlerimize...
Turizm ve Tanıtma Bakanı Ertuğrul Günay, Kuleli Askeri Lisesi’ne göz dikmiş, “Boğaz’ın en mutena yerinde ne güzel bir otel olur” demişti. Boğaz’da daha nice “mutena” yerler var ordunun “envanterinde”. Hepsi otel, gazino, kumarhane ve yeni sitelerin yapılmasına ve arsa spekülasyonuna uygun. Bu arazilerin, binaların, okulların çoğunda mesela; Kuleli Lisesi’nde Türk Ordusu’nun tarihi, Mustafa Kemal başta, komutanların sicilleri yazılıdır. Ama ne gam; gün, “sivil vesayetçilerin” ve “pazarlama” devri!

***

Askerin elindeki arazileri almak, ordunun da ciğerlerini sökmek gibidir. Ama Bülent Arınç’ın dediği gibi orduyu yaralı bırakmamak gerekir. Yaralı “aslan” daha da tehlikelidir, çıldırır... Canını da almadan rahat edemeyecekler! Bu okulları tümüyle kapatmak gerek. Orta kısımları da açılacak olan imam hatip okullarında subaylar, cemaat kontrolündeki Polis Akademileri’nde de astsubaylar yetiştirilsin!
Sonra siz sağ biz, güya “selamet”!
Ordunun “canını”, ruhunu almak sürecinde de “m’alum”lardan
Mehmet Ali Birand, “Emretme Komutanım” diye öfkesini sürdürüyor. Darbeci yetiştiren Harp Okulları’nın eğitim ve tedrisat sistemi de kökünden değiştirilmeli, yerine “Demokratik” öğretim konmalı imiş. Yani orduda kararlar, emirler demokratik olarak, oylanarak alınacak ve verilecek!
Kısacası bu Cumhuriyeti, “kanla irfanla kuran ve cehennemler kudursa da koruyacak” Türk Ordusu’nun kökleri kurutulacak!
Sürek avında Türk Ordusu’nun canına, ruhuna vurulacak yeni bir darbe tüy dikti. Askeri okullarda “uykusuz nöbet”, “ayı yürüyüşü”, “şok mangası”, “kızgın asfaltta şınav” gibi muamelelere maruz kalıp, ayrımcılığa uğradıklarını iddia eden öğrencilerin başvurusu üzerine TBMM’nin tayin ettiği bilirkişi raporu hazırmış... Harp Okulları’ndaki iddialarla ilgili kanıt tespit edememişler ama, yüzlerce şikayetin gerçekleşmesinden, kurumda yolunda gitmeyen bir şeyler olduğuna hükmetmişler.
Bilirkişiler, Harp Okulu’ndaki iddialarla ilgili okul yönetimlerinin bağımsız bir denetleme mekanizması kurmasını öneriyorlar. Kısacası siyasiler “sivil otorite”, Harp Okulları’na ve askeri okullara da el atıyor. Askeri okullar da “vesayetten” kurtarılacak!...
Yetmedi mi? Sürek avından yüz bulanlar şimdi politikacılara yeni malzeme veriyorlar; 112’nci Madde... Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) 15 yıllık mecburi hizmet zorunluluğu kaldırılsın!
Birkaç yıl önce basın mensuplarına Harp Okulları’nı, askeri okulları gezdirmişlerdi. Rahmetli Doğu Aktulga Paşa’nın öncülüğünde bu okulların ne kadar mükemmel irfan yuvaları olduğunu gördüm ve bundan sonra da kitaplarımı, bunlardan en fazla yararlanacak bu okullara ve Harp Akademileri’ne bağışlamaya karar verdim. Eşime de vasiyet ettim, ölümümden sonra o devam edecek. Tabii o zamana kadar bu okullar kalırsa!...

***

Türk Ordusu’na geleneklerine ve ruhuna ve de mallarına vurulmakta olan darbeler karşısında, asıl tavır koymaları gerekenler susarken, bu konuda mücadele etmek, bu yaşımda bana mı kaldı... “Yan gelip yatmalıyım” ama yapamıyorum işte!..

Altemur Kılıç
Yeniçağ

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)