Bu Kafa İle...


Rakamlar da rakamların sergilediği vahim manzara da ortada.

1990 ile 2010 arasında, 20 yılda PKK’nin kaçırdığı insan sayısı 154 iken; bu sayı son bir yılda, CHP Tunceli

Milletvekili Hüseyin Aygün’le 146’ya çıktı.

AKP iktidarı döneminde PKK’nin azgınlaştığını kanıtlıyor bu rakam: On yılda 154, son bir yılda 146!

Son 20 yılla 2012 yılı arasında fark sadece 10!

Hükümet rekora koşuyor!

PKK Tunceli, Hakkâri gibi illerde, dağlar da kentler de bizim der gibi elini kolunu sallayarak şehirlerarası yollarda araçların önünü kesiyor milletvekili kaçırıyor.

Kaymakamı kaldırmak isterse kente iniyor. Subayı, öğretmeni, kimi kaçırmayı planladı ise geliyor, alıp götürüyor.

Bu gerçekleri yazanı da söz edeni de RTE, PKK yardakçısı, destekleyicisi veya örgütün propagandasını yapmakla suçluyor.

Bu kafa ile nereye?

***

PKK’nin Aygün’ü kaçırmaktaki temel amacı propaganda yapmak ise, olayın üstüne giden ve gidecek olan medya ve siyaset, birkaç gün önce Başbakan’ın PKK’yi destekliyor diye suçladığı CHP, şimdi örgütün propagandasını mı yapmış olacak?

Kaçırma olayını yalnız propaganda amacına bağlamak olanaksız.

PKK, daha önce CHP’yi AKP’den farkı olmayan parti ilan ettiğine göre, Aygün’ü kaçırarak ana muhalefet partisine “bir mesaj” iletmek istiyor.

Aygün aracılığıyla örgütün amaçlarına özgü nedenlerle partinin izlediği politikalardan vazgeçmesini duyurması, güçlü bir olasılık.

***

Terör ve Kürt sorununun çözümünde partiler arası anlayışın gerçekleşmesi görüşü, kuşku yok yine gündeme giriyor.

Aygün olayı: PKK’yi eleştiren CHP milletvekilinin BD Kürt Partisi sözcüleri tarafından “Bizim penceremizden bakmıyordu olaylara” diyen suçlamaları ve…

...AKP+MHP’nin CHP, CHP’nin de AKP+MHP saldırılarına karşılık vermesi sürecini sona erdirecek mi...

…siyasal rant kaygısından arınmış, örgütle mücadelede ve Kürt sorununun çözümünde ortak bir anlayışın yeşermesine hizmet edecek mi?

Sanmıyoruz!

***

Başbakan şu küstah açıklamaya ne diyecek acaba:

Örgüt adeta meydan okuyor: “12 Ağustos günü Dersim ile Ovacık ilçesi arasında CHP Milletvekili Hüseyin Aygün gerillalarımız tarafından ‘gözaltına’ alınmıştır” diyor.

İçişleri Bakanı İdris Şahin Bey de “gerek istihbarat gerekse operasyon planlamaları açısından konunun takiplerinde” olduğunu söylüyor.

Şayet Kandil’den şifreli emirle Aygün kaçırıldı ise, istihbarat örgütlerinin şifreleri çözemediği ayan beyan ortada.

Aynı masallar; operasyona başlamışlar. Bugüne dek terör eyleminden sonra başlatılan operasyonlarda başarılı bir sonuç alındığını bildiren habere rastlamadığımıza göre, Aygün’ü örgütün salıvermesini beklemekten başka çare kalmıyor önümüzde!

Ve şimdi, CHP dahil her çevre, örgütün Aygün’ü serbest bırakmasına bel bağlamış, bekliyor!

***

ABD Dışişleri Bakanı Clinton’ın ziyaretinin hemen ertesi günü PKK’nin Aygün’ü kaçırması anlamlı değil mi?

Clinton geldi. Operasyon kokusu veren, ortak çalışma grupları kurulmasını içeren kimi vaatlerde bulunarak Suriye sınırına asker yığan hükümetin gazını aldı.

Kamuoyunu yatıştırmak için, “PKK’nin K. Suriye’de yaşam alanı bulmaması konusunda kararlıyız” dediğinin ertesi günü örgüt, Aygün’ü kaçırdı!

TV’lerde haber olmadı, ama altyazı olarak birkaç kez yayımlandı: Terörle Mücadeleden Sorumlu Başbakan Yardımcısı eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Clinton gaz alırken “PKK dışımızda daha kuvvetlendi” diyordu.

Dışarıda güçlenen PKK’nin bir vekili kaçırması parlamentoya, devlete kafa tutan davranışlar sergileyeceğine bir örnek değil mi?

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)