Hataylıların çözüm önerisi


Binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen "Türkiye-Suriye kardeştir" panelinde, Hataylıların AKP'nin Suriye düşmanı politikalarına yanıtı sert oldu.

Panel; CHP, İşçi Partisi, Eğitim-İş, Atatürkçü Düşünce Derneği, Türkiye Gençlik Birliği, Ulusal Eğitim Derneği, Ehl-Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı, Ulusal Kanal gönüllüleri, Aydınlık Gazetesi Gönüllüleri tarafından ortak düzenlendi.
3 saat süren paneli, yüzlerce kişi salonun hınca hınç dolması nedeniyle ayakta izledi. Katılımcılar paneli dikkatlice izlediler. Çoğunluğu kadın ve gençlerin oluşturduğu yurttaşların kararlığı dikkat çekti.

Paneli MKÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr.Ercan Enç yönetti. Panel konuşmacıları ise İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof.Dr.Semih Koray, CHP Milletvekili Av.Refik Eryılmaz, Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dr.Serhan Bolluk, EHDAV (Ehl-i Beyt Dayanışma ve Kültür derneği) genel başkanı Ali Yeral, Araştırmacı-Yazar Kenan Çamurcu, konuşmalarını yaptılar. Panele katılan CHP Hatay Milletvekili Hasan Akgöl ve CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’da birer konuşma yaptılar.

“MÜLTECİLER BİRİNCİ SINIF TÜRK HALKI 2. SINIF VATANDAŞ”

CHP Hatay Milletvekili Hasan Akgöl, AKP'yi Suriye'nin içişlerine müdahale etmekle eleştirdi. Suriye’de yaşanan bir terör olayıdır. Suriye’de mevcut resmi hükümete karşı yapılan terör olayıdır. Kimse Suriye’nin içişlerine karışma hakkına sahip değildir. Onlarında bir başı vardır onlara müdahale edemezsiniz. Hatay bundan en çok etkilenen illerimizden biridir. Hatay iki yönden etkilenmektedir. Birincisi ekonomik, ikincisi sosyal açıdan etkilenmiştir. Esnafımız iş yapmaktaydı. Günübirlik ticaret ve Suriye Ortadoğu’ya açılan kapı olduğu içindir, insanlarımız ekmeğini kazanıyordu. Sen insanların ekmeğini kestin. Sen bakmakla yükümlü olduğun vatandaşın geçim kaynaklarını yok ettin. Sen vatandaşların haklarını korumak zorundasın. Sen vatandaşları aç bırakmak gibi bir görevin yoktur. Suriye’den getirilen mülteciler sayesinde Türk vatandaşı ikinci ve üçüncü vatandaş konumuna getirilmiştir.

EN KRİTİK MESELE BU ŞER YUVALARININ KAPATILMASI VE ABD'NİN BU ŞER YUVALARINI BURADAN YÖNETMESİNE İZİN VERİLMEMESİDİR

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Semih Koray, Hatay'daki mülteci kamplarının mutlaka kapatılması gerektiğini belirtti. Hükümet tarafından maaşa bağlanmış paralı askerlerin burada kamplarda beslenenlerin dost, kardeş Suriye üzerine sürülmelerinin, Esad yönetimine ırkçılık yapan uluslar arası terörizm bundan dolayı bu şer yuvalarının derhal kapatılması, Amerika’nın bunları yönetmesine izin verilmemesidir. İncirlik üssünün de kapatılmasıdır. Tarihin hiçbir döneminde bu kadar kaderleri ortak olan, toprak bütünlükleri iki ülkenin birbirine bağımlı hale gelmiştir. Bu gün Suriye düşerse bunun arkasından Türkiye düşecektir. Suriye parçalanırsa bu Türkiye’nin parçalanması demektir. Bu sadece Türkiye-Suriye arasında değil bütün bölgeler arasındadır. Bu yıkıcı faaliyetlere dur demenin en önemli tedbirlerinden biri Türkiye, Suriye’nin, Irak ve İran’ın emperyalizme karşı birlik olmasıdır. Bakın bu devletlerin başbakanları, devlet başkanları, dışişleri bakanları bir araya gelseler biz birimize yapılmış müdahaleyi birimize yapılan saldırıyı hepimize sayacağız deyip, saldırmazlık paktı imzalasalar bu gün dünyada ki bütün kuvvet dengeleri değişir. Tek bir kurşun atılmadan bu siyasi iradenin ortaya çıkması, tek bir kurşun atılmadan hiçbir para harcanmadan dünyadaki siyasi dengeler değişir.

ÇÖZÜM: KAMPLARI KAPTILSIN! SİLİVRİ-HASDAL BOŞALTILSIN

AKP'nin alternatifinin yaratılması gerektiğini vurgulayan Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk da konuşmasında çözüme vurgu yaptı. Bir cümle ile Suriye’de olanları açıklarsak; Esad’ın ordusu o kahramanlar vatanlarını savunuyorlar. Vatanlarını savunuyorlar ama tehlikede olan dünya barışını savunuyorlar. Mesele Esad’ın gitmesi değil, orda ki olayı doğru kavramalıyız. Onlar dünya barışını için savaşıyorlar. Yüreğimiz ve her şeyimiz ile onların yanındayız. Biz şunu iyi biliyoruz, onların zaferleri bütün mazlum milletlerin zaferi olacaktır. Burada açık ve net olalım, burada şüphe taşımayalım. Şu coğrafya yani Kilis, Antep, Hatay bana sorarsanız dünyanın merkezidir. Bunu biraz açalım. Suriye’ye karşı savaşan haydutlar yani Obama’nın haydutları nereden gidiyor? Buradan yani Arabistan ve Hatay üzerinden gönderilmektedir. El kaide diye torba örgüt yaptılar. Çeçenistan’dan, oradan, buradan getirip, Suriye’ye gönderiyorlar.

Demek ki Hataylılara büyük bir görev düşüyor. Yani Hataylılar sadece barışı, birliği, huzuru Hatay için değil bütün bir bölge için bütün bir dünya için mücadele edecektir. Bu terör kampları derhal kapatılmalıdır. Türkiye yasalarına göre suç işliyorlar, hükümeti uyarıyorum.

Terör yuvalarını nasıl halledeceğiz? Biraz önce hükümet istifa etmesini isteyen sloganlar atıldı. Hiçbir hükümet seçeneği olmadan gitmez. Yani yerine bir seçenek üretmediğiniz hiçbir yönetim kendiliğinden gitmez. Öyle bir şey yoktur. Suriye’de neler oluyor sorusuna yanıt Türkiye’de neler oluyor yanıtı ile cevaplamak gerekir ama Türkiye’de neler oluyor yanıtı daha önemlidir. Amerika düğmeye bastı ve Alevi-Sünni diyerek aramıza nifak sokulmaya çalışılıyor. Bir taraftan bu diğer taraftan bölücü terör belasını başımıza sardılar. Başımızı çevirip bakın, Antep’teki bomba Türkiye’ye atılan bombadır. Şemdili olayını da doğru açıklamamız lazımdır. Vahim olaylar oluyor. Şemdinli’den, Gaziantep’e kadar bir dizi olay yaşadık. Birlik beraberlik diyorlar, kimin arkasında Tayyip Erdoğan’ın arkasında peki Türkiye’yi bu duruma kim getirmiştir? İşin sorumlusu ile olayı çözeceklermiş? Katil ile cinayet çözülür mü? Seçenek sunmalıyız. Silivri son derece sorudur? Silivri, Hasdal, Hadımköy kapıları açılmadan bu iş olmaz. Yüzlerce kahramanız orda yatmaktadır. Suriye askerlerine kahraman dedik ya işte yüzlerce kahraman ise o zindanlarda yatıyor. Bölücü terör o sayede hortlamıştır. Ergenekon soruşturmaları ne kadar arttı ise terör o kadar artmıştır. Terör önlenecekse Türk ordusu yeniden savaşma gücüne ve moraline kavuşacaksa o Hasdal kapıları açılacaktır. Bu bir çözümdür. Bu Silivri kapıları açılacak, terör kampları kapatılacak ve güney komşularımızla İran ve Suriye ile işbirliği yapılacak, düşmanlık değil. İşte o zaman terör kalmaz barış, huzur ve refahın yolu açılır. Böylece ayrılık ve gayrılık kalmaz.

İSRAİL, ARABİSTAN, KATAR SURİYELİ KARDEŞLERİMİZLE BİZİ BİRBİRİMİZE DÜŞÜREMEZ

Panelde, Ehl-Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı Genel Başkanı Ali Yeral da konuştu. Bizim başkentimiz Şam değil, Ankara’dır. Bizim milli önderimiz merhum Hafız Esad değil, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’tür. Biz askerliğimizi Lazkiye, de değil Mardin ve Şırnak’ta yapıyoruz. Biz vergilerimiz Suriye vergi dairelerine değil, Türkiye vergi dairelerine severek ve koşarak vermekteyiz. Biz aleviler komşu Suriye’yi düşman değil, kardeş, dost olarak görmekte ve öyle görmeye devam edeceğiz. Ne Arabistan, ne katar Suriyeli kardeşlerimizle savaşmaya ikna edemeyecektir. Suriye’de sadece alevi değil, Hıristiyan, Sünni kardeşlerimizin de orda akrabaları bulunmaktadır. Nasıl bir Azerbaycan ile bir millet iki devlet isek Suriye ile bir aile iki devletiz. Biz Alevilerin bu devlete, bu bayrağa sadakatimizi sorgulamaya çalışanlara aynaya bakmalarını bir kere daha öneriyorum.

Bu çirkin kamplaşmanın Büyük Ortadoğu Projesi ile hedeflenen büyük İsrail hedefine hizmet ettiğini hepimiz bilmekteyiz. Biz komşularımızla sıfır sorundan sıfır komşuluk ilişkisini hayre alamet olarak görmedik. Siz dün kardeş dediğinize kalleş derseniz, dostum dediğinize düşmanım derseniz, dün canım, ciğerim dediğinize cellât derseniz hangi gün doğru hangi gün yalan söylüyorsunuz, diye sormazlar mı? Ülkemiz ve bölge ülkelerinin parçalanmasına karşı olduğumuz için bize Esatçı, Basçı, Suriyeci, Alevi, Nuseyri diyorlar. Biz onlara Amerikan emperyalisti, İsrail Siyonisti, Natocu, BOP’cu ve Ermenici diye söylemeye dilimiz varmıyor. Çünkü edemiz buna izin vermiyor.

Burada yiyip, içen geceleri Suriye’de insanları tavuk keser gibi kesen canileri biz burada istemiyoruz. Bizim şanlı bayrağımızı indirip, kendi paçavrasını asan polis ve askerimizi yaralayan, Antakya caddelerinde kadınlarımızı, kızlarımızı taciz eden, esnaftan haraç almaya çalışan en önemlisi ise alevi vatandaşlarımızın evlerini, alacaklarını ve boğazlayıp keseceklerini söyleyen bu çapulcuların gitmesini istiyoruz.

Ne İsrail, ne Arabistan, ne Katar bizleri hiç kimse Suriyeli kardeşlerimizle savaşmaya ikna edemeyecektir.

SURİYE’DE ABD EMPERYALİZMİNE KARŞI MAZLUM HALKLARIN DEVRİMCİ İSYANI VERİLİYOR

Yazar Kenan Çamurcu, mücadele eden Suriye yönetiminin mazlum haklar adına direndiğini söyledi. Suriye meselesi bir politik mesele olmadığını görüyoruz. Emperyalizmin bir planı olduğunun altını çizelim. Bunun için terörist grupların topraklarımızdan derhal sürülmelidir. Silahlı kuvvetler için Türkiye-Suriye savaşına lobicilik yapanlar hemen şimdi tasfiye edilmelidir. Türkiye-Suriye savaşını tahrik eten şebeke ortaya çıkarılmalı yargı önünde hesap sorulmalıdır. Türkiye-Suriye sınırı korunmalı ve Suriye’nin inşası için kollar sıvanmalıdır. Türkiye, Suriye ve İran arasında ortak savunma staretejisi kabul edilmelidir. Bu gün Suriye meselesindeki gibi bir krizin çıkmaması asla şansa bırakılmamalıdır. Acilen, Türkiye, Suriye, İran ve Irak için uluslar arası bir kurum oluşturulmalıdır. Entegrasyon çalışmaları yürütülmelidir.

ABD'YE TESLİM OLMUŞ DURUMDALAR

Terör gruplarının Hatay sınırından giriş yaptıklarına dikkat çeken CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz, AKP hükümetinin Amerika'ya teslim olduğunu söyledi. Sınırlarımız yol geçen hanına dönmüştür. Kontrol yoktur. Kimin girdiği, kimin çıktığı belli değildir. Bana köylümüz arıyor bu sınırdan kimin geçtiği ve eli kanlı teröristler geçiyor. Valiye söylememi söylediler. Ben de onlara dedim ki üzülerek söyleyeyim ne valinin, ne emniyet müdürünün ne de bakanın yetkisi kalmamıştır. Bunlar tamamen ABD ve işbirlikçilerinin denetimine geçmiştir.

Bu radikal dinci gruplar diyelim Suriye ile ilişkimiz düzeldi, bunlarla hükümetin işi bitti hükümet de bunlara buradan gidin dedi. Bu olay o kadar kolay olmayacaktır. Onlar şunu söyleyeceklerdir. ‘siz bizi çağırdınız, biz geldik, Suriye ile savaşmamızı istediniz, savaştık. Militanlarımız öldü, bedel ödedik, şimdi de işiniz bitti bizi buradan çıkarmaya çalışıyorsunuz. Böyle yağma yok diyerek’ bu kez silahını devlete ve hükümete yöneltecektir. En büyük tehlikelerden biride budur. Teröre destek veren bu hükümet ile aynı çatı altında olmaktan büyük bir hicap duymaktayım.

16 EYLÜL’DE HATAY’DA “SURİYE-TÜRKİYE KARDEŞLİK ŞÖLENİ”

Sık sık sloganların atıldı panelde konuşmalar dakikalarca alkışlandı. Panelde “Hükümet istifa, Suriye Türkiye yalnız değildir” sloganları atıldı. Panelin sonunda da kardeşliği büyütecek eylem planı çıkarıldı. Önümüzdeki günlerde Hatay ve çevre illerde mitingler, yürüyüşler, imza kampanyaları, paneller yapılmasına kara verildi. 16 Eylül’de Hatay’da büyük bir “Suriye-Türkiye Kardeşlik Şöleni” yapılacak.

Ulusal Kanal
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)