ABD, AKP'yi ortada mı bıraktı?


Washington’un Suriye konusunda daha ileri gitmemesi ve Batı basınında çıkan kimi AKP eleştirileri, taban baskısı yaşayan AKP yöneticilerine yeni bir propaganda olanağı yarattı. Ekrana çıkan hemen her AKP yöneticisi, “Hani ABD’nin Ortadoğu’daki taşeronuyduk?” diyerek üzerindeki baskıyı hafifletmeye çalışıyor.

Tartışılan konuyla ilgili olmasa da meseleyi buraya getirmeleri, tabandaki baskının büyüklüğüne işarettir; bu açıdan AKP’nin kendini aklamaya çalışması anlaşılabilir.

Ancak AKP’li olmayanların bu iki olgudan hareketle Türkiye’yi Suriye konusunda ABD’den daha hevesli varsayması ve hatta daha da ileri giderek, ABD’nin AKP’yi Suriye konusunda yarı yolda bıraktığını iddia etmesi anlaşılamaz! Çünkü gerçek değildir!

ABD PATRON, AKP TAŞERONDUR!

Peki, gerçek nedir?

1.) Suriye’ye saldırıda ana yüklenici elbette ABD’dir. Ancak ABD, Irak yenilgisiyle ortaya çıkan Asya-Pasifik merkezli yeni stratejisi gereği, görevi alt yükleniciye vermiştir.

Elbette ana yüklenici işin asıl sahibidir ve tüm planlamanın başındadır; alt yüklenici kendisine verilen plana uygun olarak pratik işlerin yürütülmesinden sorumludur.

2.) İşi alan alt yüklenici yani AKP Hükümeti bu görevi tam olarak yerine getirememiştir. Çünkü hem askeri çözüme TSK’yi mecbur edememiştir hem de karşısında oluşan bölgesel bloğu aşamamıştır.

Ana yüklenici ile alt yüklenici arasındaki ilişki işte bu andan itibaren sorunlar üretmeye başlamıştır!

Tüm bu gerçekleri atlayarak, AKP Hükümeti’ni Suriye konusunda ABD’den daha istekli varsaymak ve Washington’un AKP’yi yarı yolda bıraktığını savunmak bir kere ilişkinin doğasına terstir!

DELİĞE SÜPÜRÜLME TAKVİMİ HIZLANDI

Kuşkusuz ABD, AKP’yi ortada bırakabilir. Nitekim Başbakan’ın danışmanı, bu ilişki nedeniyle “Erdoğan’ı deliğe süpürmeden önce bir güzel kullanın” demişti Amerikalılara…

Ancak bu ortada bırakma durumu, bir ABD taktiği olarak değil, bir siyasi yenilgi nedeniyle zorunlu olacaktır. Yani ABD, sırf AKP’yi ortada bırakmak için ortada bırakmayacaktır; ABD Suriye konusunda Çin-Rusya-İran bloğunu aşamadığı ve Şam rejimini yıkamadığı için bu tercihe mahkûm olacaktır.

Nitekim bu süreç başlamıştır! Batı basınındaki AKP karşıtı analizler de ilk işaretlerdir.

ABD DE, AKP DE YARI YOLDA KALDI!

Gelin “ABD’nin AKP’yi yarı yolda bıraktığı” iddiasının, mevcut gelişmelerin tersi olması halinde de geçerli olup olmayacağını sorgulayalım:

Örneğin Beşar Esad, Hillary Clinton ve Ahmet Davutoğlu’nun iddia ettiği gibi hızla yıkılsaydı, ABD AKP’yi yarı yolda bırakmış olur muydu? Örneğin Şam rejimi direnemeseydi ve AKP’nin organize ettiği muhaliflere aylar önce yenilseydi, Batı basınında şu anda okuduğumuz AKP eleştirileri yine de olacak mıydı?

Örneğin Çin ve Rusya, BM Güvenlik Konseyi’nde Suriye’ye dışarıdan müdahaleye olanak tanıyan tasarıları veto etmese, hatta sadece çekimser kalsa? Örneğin Çin ve Rusya, Atlantik’in Ortadoğu’yu biçimlendirme girişimine barikat kurmasa, hatta sadece seyirci kalsa? Örneğin İran “Suriye’ye saldırı, bize yapılmış bir saldırıdır” demese?

Kısacası AKP Hükümeti önüne konulan görevi, yani Beşar Esad’ı ve Şam rejimini yıkma görevini yerine getirebilseydi, yine de “ABD, AKP’yi yarı yolda bıraktı” diyecek miydiniz?

Kuşkusuz diyemeyecektiniz!

O nedenle belirtelim: Tamam AKP yarı yolda kalmıştır ama ABD bıraktığı için değil, ikisi de Şam Kalesi’ni düşüremediği için!

Yorum Gönder

1Yorumlar
Yorum Gönder