BAZEN gökte bir yıldızın hilal şeklindeki Ay’ın ortasına konumlandığı gecelere tanık oluruz.
Bu görüntü TV ekranlarına, gazetelerin kapak sayfalarına yansır.
Sanki bize belki de zaman zaman kıymeti yeterince bilinmeyen temel değeri hatırlatan bir mesajdır.
Afyon’daki patlama sonrası görüntülerde de böyle bir mesaj vardı.
Bu cennet vatanı bağımsızlığa kavuşturan büyük taarruz arifesindeki Atatürk fotoğrafını hatırlatan bir mesaj...
Kamera alevlerin üzerinde hareket halindeyken bir ara Atatürk’ün o ünlü heykeli de yansıdı ekrana.
Durmadan/duralamadan geçti.
Ama...
Afyon mühimmat deposuna yukarıdan bakan Atatürk’ün ünlü heykeli beynime çakıldı.
“TV haberlerinden elindeki hareketli görüntülerin içindeki o kareyi dondurup vermelerini istemeliyim ve yarınki yazımda kullanmalıyım” diye düşündüm.
Ruh halimi yansıtıyordu.
Benim gibi düşünenler de olmuş. İnternette Tuncay Öz bu görüntüleri facebook’una koymuş ve bir de yorum yazmış.
İki fotoğrafı bütünleştirerek görüntülere daha derin anlam kazandıran yüreğine ve eline sağlık.
O fotoğrafları yansıtıyorum.
Yorumu ise şöyle:
Dün gece Afyon’da yaşanan patlama sonrası çekilen foto!!!
Çok manidar dimi?
ATATÜRK’ün görüntüsü alevlerin önünde sanki yaşadığımız şu günleri açıklar nitelikte!!!
TÜRKİYE YANGIN YERİ ve KURTULUŞA İHTİYACIMIZ VAR!!!
.......................
Böyle düşünenlerin sayısının az olmadığını sanıyorum.
Alevler sadece mühimmat deposunda değil, yüreklerde de...
Sanki...
Yaşadıklarımız gerçek değil de rüya... Kabus...
İnanmak istemiyoruz.
Ya PKK sınır karakolu basıyor, 10-15 şehit...
Ya ilçe basıyor, şehitler, şehitler...
Ya Mehmetçik mayına basıyor, şehitler...
Ya askeri araç veya asker taşıyan minibüs devriliyor, şehitler...
Ya da işte Afyon’da mühimmat deposu patlaması, 25 şehit... Ve yaralılar.
.......................
Afyon’dan Büyük Taarruz’la başlatılan kurtuluş, kurulan Cumhuriyet ağır tehdit altında.
“Memleketin 400 kilometre karesinin ayrılıkçı şiddet örgütü kontrolünde olduğu” bile iddia edilebiliyor.
Gerçek olmasa da lafı bile ürperti verici.
.......................
Godot’yu beklercesine kurtarıcı beklemek değil, kurtuluşun “biz” olduğumuzun bilincidir önemli olan.
“Biz...”
Sen, ben, o...
İktidar, muhalefet, Türk/Kürt kardeşler, asker, polis, medya... Hepimiz.
“Durumdan -siyasi nema- görevi çıkartmak” abukluğu, aymazlığı bu ülkeyi felakete götürür.
Kan üzerinden siyaset oyunları “tekin” değildir.
Netamelidir.
Tehlikelidir.
.......................
Özellikle iki büyük partide gözler.
Bu ortamda onlardan beklenen birbirlerini suçlamak değil, şu kritik süreçte omuz omuza vermeleridir.
Türkiye’nin yüzde 70’inden fazlasını temsil eden AK Parti ile CHP’nin çok taraflı tehdidi birlikte göğüslemeleri Türkiye’nin gücünü gösterir.
MHP’nin bu iki partinin tabanında geniş Kürt kesimleri de var.
MHP desteği ise böyle bir davada zaten kesindir.
Bu basiretin hala gösterilmemiş olması anlaşılır şey değil.