Atılacak olan asılacak olan


Ara Güler’in “6-7 Eylül Anıları”na da rastladık (Tempo-Eylül 2012) Cumhuriyet Tarihi’nin en utanç verici saldırganlığı... Kışkırtılan insanlar, Atatürk’ün Selanik’teki evine bomba atıldı diye İstanbul’da azınlıklara saldırdılar, hükümetin haberi olduğu için asker, polis saldırıyı seyretti. O günleri genç bir gazeteci olarak yaşadığımız için kimse “Ama öyleydi, ama böyleydi!” demesin, mezarlıklar kazılıp kemikler çıkarıldıktan sonra bunun “ama”sı olur mu?
* * *
Ara Güler diyor ki:
“Yağmacı takımı içinde herkes vardı.
Otomobiller, yerlere atılmış mallar yüzünden ilerleyemiyordu. Japon Mağazası’nın önüne geldik. Üst katta kuyruklu bir piyano vardı. Tam piyanoyu aşağıya atacaklar, ‘Durun atmayın. Makinama ayar yapayım öyle atın’ dedim. Sonra ‘At’ diye bağırdım ve fotoğrafı çektim. Nasıl olsa atacaklardı, hiç değilse fotoğraf çektik.”
* * *
Aklımıza Güneydoğu’da anlatılan bir olay geldi, hikaye midir, masal mıdır, tevatür müdür bilmiyoruz.
Anlatılan şu...
30 yıl öncesi, Ara’nın piyanosundan çok sonra, terör bu kadar azgın değil, özellikle nevruzlarda olay çıkıyor. İstanbullu gazeteciler, olay çıkması muhtemel kasabaya gidiyorlar, beklenen olmuyor...
PKK da memnun değil, İstan-bul’dan giden gazeteciler de...
PKK olay çıksın, adımız geçsin diyor, gazeteciler de olay çıkarsa yazarız, diyorlar.
* * *
Akşam lokantada PKK’lılardan bir öneri geliyor.
Yapacakları şudur, kasabada devletin casusu olan biri vardır, adamı elektrik direğine asacaklar, ağzına da kağıt tıkayacaklar...
Gazeteciler de “PKK’ya ihanetin sonu” diye fotoğraf çekip, İstanbul’a yollayacaklar.
* * *
Plan aynen uygulanır, PKK cezayı infaz eder, hain ağzında paralar, elektrik direğinde sallanmaktadır.
Fotoğraflar çekilir, filmler uçağa verilir; gazetecilerden biri İstanbul’dan fırça yer.
Çünkü çekip gönderdiği film başarısızdır, hiçbir şey görünmemektedir.
PKK devreye girer:
“Üzüldüğün şeye bak, yenisini yaparız.”
Ertesi gün bir hain daha bulunur, İstanbul’dan ararlar:
“Çok güzel çekmişsin!”
* * *
Hikaye mi, masal mı, tevatür mü?
Gazetecilik için “Evrensel meslek” derler.
Demek öyleymiş...
Ara Güler, piyanonun fotoğrafını çekmek için “At, at!” diye bağırıyor, o kadar yıl sonra birileri de “As, as!” diye bağırıyorlar.
Atılacak olan piyano, asılacak olan insandır.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)