Başbakan nefret söyleminde inandırıcı değil


CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, Başbakan Erdoğan'nın "nefret suçu" söylemi konusunda kendisini inandırıcı ve samimi bulmadıklarını belirterek, "Nefreti besleyen ana damar kesilmeden, AKP hükümetine son verilmeden Türkiye'de nefret suçlarının sonlanması için umutlu olmak için çok erkendir" dedi.

CHP'li Tanrıkulu, partisinin İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Erdoğan'ın 'Müslümanlarım Masumiyeti' isimli filme gelen tepkiler sonrasında gündeme getirdiği "nefret suçu"na ceza düzenlemesini değerlendirdi. Filme ilişkin tepkiler sonrasında Başbakan Erdoğan'ın ulusal ve uluslararası düzeyde inançlara saldırı içeren fiillerin nefret suçu ilan ettiğini anımsatan Tanrıkulu, "Nefret söylemi tartışmasını siyasetin gündemine taşıyan ve bu konuda somut adımlar atan CHP olarak Başbakan'ın bu vesileyle nefret söylemi üzerine düşünmeye başlamasını olumlu bir gelişme olarak görmekle beraber, maalesef kendisini inandırıcı ve samimi bulamıyoruz" dedi. Tanrıkulu, CHP'nin nefret söylemi konusunda 2012 yılı başında gerekli yasal değişiklikleri içeren bir yasa teklifi verdiğini hatırlatarak, "O günden bu yana AKP bu tekliften desteğini esirgemiştir. AKP'nin bu esirgenen desteğinin nedenleri üzerinde ciddi durulması gerekmektedir" diye konuştu.

"AKP döneminde nefret suçu işlendi"

Din, dil, ırk, etnik köken, mezhep, renk, siyasi görüş, cinsiyet veya cinsel yönelim farklılığına dayanan bir önyargı veya nefret saikıyla gerçekleştirilen ve ceza kanunlarına göre suç olarak tanımlanan bir fiilin nefret suçu olarak adlandırıldığını kaydeden Tanrıkulu, AKP döneminde nefret suçunun işlendiğinin çok açık şekilde ortada olduğunu savundu. Tanrıkulu, AKP hükümetinin, iktidarı boyunca bu suçlara engel olacak hiçbir girişimde bulunmadığını, nefret suçlarına imza attığını iddia etti. Tanrıkulu, "Başbakan samimi olsaydı, ülkemizde işlenmiş en hain nefret suçlarından biri olan Hrant Dink'in katledilmesinden sorumlu olanların ortaya çıkarılması için gerekli soruşturma izinlerini vermez miydi? Her inanca saygılı olsaydı Başbakan, nefret söylemi konusunda ciddi olsaydı, Alevi yurttaşlarımızın ibadet yerine 'ucube' der miydi" sorularını yöneltti.

CHP olarak teklifimiz ortada

Başbakanın nefret suçu söylemine inanmadıkları için sevinemediklerini belirten CHP'li Tanrıkulu, "Bizim CHP olarak teklifimiz ortadadır" dedi. Milletvekilleri olarak en iyi kanunları da çıkarsalar bile gerçek hayatta bu kanunların bir etki gösterebilmesinin, yürütme ve yargı erki tarafından doğru yorumlanıp, uygulanmasına bağlı olduğunu vurgulayan Tanrıkulu, sözlerine şöyle devam etti:

"İşte bu noktada çok ümitli değiliz. Başında İdris Naim Şahin gibi bir seri nefret suçu faili bulunan içişleri teşkilatının, kararlarını vicdandan öte siyasi mülahazalarla aldığı artık fizandan duyulan yargıçların, yürütmeden icazet almadan dava açamayan savcıların hakim olduğu bir sistemde nefret suçları ile mücadele etmek için kanunlar yeterli olmayacaktır. Türkiye'de toplumsal nefret hükümet seviyesinde, 'öfke belagat sanatıdır' teraneleri ile beslenmektedir. Nefreti besleyen bu ana damar kesilmeden, AKP hükümetine son verilmeden Türkiye'de nefret suçlarının sonlanması için umutlu olmak için çok erkendir."


Cumuhriyet
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)