Terör konusunda millet olarak hiç bu denli karamsar ve isyankar olduğumuz dönem olmadı.
Terör tabi ki her zaman beladır ama AKP iktidarı döneminde olduğu kadar boyutları, etkinliği artmamış ve azmamıştı…
Geçmişte Güneydoğu’dan 8-10 şehit geldiği zaman yer yerinden oynar, protestolar neredeyse doruklara çıkardı…
Bugün ise, yandaş gazeteler şehit haberlerini adeta görmezden geliyor, birinci sayfalarında, sıradan habermiş gibi küçük boyutlarda ve sayfanın alt kısmında okura sunuyor…
Denebilir ki, Başbakan böyle istedi o nedenle şehit haberleri “minimal(!)” boyutlarda yayınlanıyor…
Milletin içi yanıyor, anaların gözyaşları sel olmuş akıyor, neymiş efendim terör örgütünün reklamı oluyormuş ondan ötürü şehit haberleri medyada görmezden gelinecek ya da küçük boyutlarda arka sayfalarda yayınlanacakmış…
Televizyonlarda nasıl olacak onu bilmiyoruz..
Minarelerden en güçlü ses aygıtlarıyla, gece gündüz bağırarak, adeta haykırarak, yeri göğü inleterek, hastaları küçük yavruları hoplatarak ezan okumakla, dindar ve Allah’ın sevgili kulu olunmuyor…
Sen önce insanlık görevini gereği şekilde yap, gözünü altın, gümüş dirhem bürümesin, yüreğin mal mülk servet sahibi olmanın doymazlığı içerisinde Karun olmanın ve köşe dönmenin ihtirası ile yanıp tutuşmasın, ondan sonra normal ses tonlarıyla adam gibi ezan okuyup insanları ibadete davet et, Allah indinde üstlendiğin görevi öyle yerine getirmiş olursun.
Şehit tabutlarının önünde her daim hazır olda, timsah gözyaşlarıyla cenaze namazları kılmakla Müslümanlık görevi eda edilmiyor…
Önce, koç gibi delikanlıların Güneydoğu dağlarında canlarını vermesinde sebep olduğun acı ve utancın hesabını ver, sonra millete dindarlık ve kindarlık dersi vermeye kalk.
Dindar olmak için, bir kere önce “dinci” olmayacaksın! “Dincilik” yaparak dindar olunmaz…
Ne demek dincilik?
Kişisel çıkarları uğruna temiz insanları “Allah ile aldatmaktır”
Millete din talkımı verirken; kendisi, ailesi, çocukları mal mülk içerisinde yüzmek ve zenginliğin doruğuna varmaktır dincilik!
Dış basının önde gelen gazeteleri ne yazıyor ya da dışarıdan ülkemize yönelik dış politika ilgili ne tür haberler geliyor? Biliyor musunuz?
Türkiye Suriye konusunda en büyük kaybeden oldu…
Bu cümle her şeyi ifade etmiyor mu?
Ülkeyi yönetenlerin yandaş televizyonlara çıkarak, medyayı tehdit edercesine terör konusunda yaptığı güven vermekten uzak açıklamaları, sağduyulu yurttaşlar açısından hiç mi hiç inandırıcılık taşımıyor…
SON SÖZ:
İşi gücü bırakıp, ülkede salt “dincilik” (dini sömürerek) yaparak iyi ve başarılı yönetim olunmuyor. İnsanların Allah’a olan inançlarını yerine getirmelerinde kimsenin önderliğine, çok bilirliğine, politik taktiklerine gereksinimi yok.
İman ve inanç, Allah ile kul arasındadır. Onun da önünü kimse tıkayamaz! Mesele bu kadar açık ve net…
Siz ülkeyi yönetmek istiyorsanız, önce; bir ülke nasıl başarılı olarak yönetilir ve nasıl güçlü, inanılır ve güvenilir dış politika yürütülür, komşularına karşı barışcıl bir tutum ve icraat içerisinde nasıl olunur o konularda enerjik ve dinamik olmaya bakın!
Terör belası tüm yurdu sardı, ülke bölünme tehlikesiyle karşı karşıya, siz hâlâ dincilik ve hamasetle olanı biteni değerlendirmeye çalışarak “yok bi şey “ türünde açıklamalarla, durumu geçiştirmeye çalışıyorsunuz…
Olmuyor muhteremler!
Başbakan’ın bir konuşmasında söylediği gibi; halk deyişi ile “küçük at da kargalar yesin” oluyor bu durum…