Eğitim ve Öğretim!


BİZİM Gazete SÖZCÜ, daha 5 yaşını yeni doldurdu. SABAH Gazetesi, 25 yaşında.
SÖZCÜ de 50 Kuruş.
SABAH da 50 Kuruş.
SÖZCÜ, kupon vermiyor.
Hediye dağıtmıyor.
Bol sayfalı değil.
İlave magazin gazetesi yok.
SABAH da bütün bu saydıklarımın ötesinde fazlalıklar var. Yine de 5 yaşındaki SÖZCÜ, 25 yaşındaki SABAH’ı geçti. SABAH’ın arkasında bu gazeteyi ilk kuran patronu Dinç Bilgin’in batırdığı ve batırdığı için hapse düştüğü Etibank’ın parasal desteği vardı. Dinç Bilgin’den sonra bu gazetenin yeni sahibi olan Başbakan’ın yakın arkadaşı Ahmet Çalık ise SABAH’ı alacak parayı devlet bankalarından bulduğu kredilerle denkleştirmişti.
SABAH’ın arkasında bankalar.
SÖZCÜ’nün arkasında okurlar.
SÖZCÜ, SABAH’ı geçti.
Türk bankacılığı da rezil oldu.
* * *
Bu sadece Türkiye basın tarihine değil, dünya basın tarihine de geçecek, incelenecek, üzerinde düşünülecek, gazetecilik okullarında derslere konu olacak değerli bir örnektir.
Türk basınında değişim oluyor.
Siyasetten beslemeli gazetecilik (iktidarın kayırma ve nimetlerinden nasiplenerek yaşayan gazetecilik) geriye gidiyor, okur odaklı gazetecilik (okura sattığı gazeteden para kazanıp yaşayabilen gazetecilik) ileriye koşuyor.
Biliyor musunuz ne oldu?
Anadolu Ajansı (AA) Kurtuluş Savaşı başladığında kurulmuş Devletin ajansıdır ve Gazetelere, TV’lere, kurumlara, şirketlere belli bir para karşılığında abonelik sistemiyle haberleri, fotoğrafları servis ediyor.
SÖZCÜ de AA’nın abonesiydi.
9 ay önce (Ocak ayında) AA’yı yönetenler, SÖZCÜ’nün abonelik ücretine dünyada eşi görülmemiş bir zam bindirmeye kalktılar. Yıllık 8 bin ABD Doları olan abonelik ücretini 30 bin ABD Doları’na çıkarttılar. Sonra pazarlığa oturup 18 bin Dolar’a kadar indiler. SÖZCÜ yönetimi de; “Biz okurumuzdan aldığımız parayı çok hesaplı, yerinde, savurmadan, kılı kırk yararak kullanmak zorundayız.” diyerek abonelikten vazgeçti.
* * *
Parça başı aboneliğe döndü.
AA’nın herkes için uyguladığı “parça başı haber fotoğraf servisi” sisteminde ihtiyacı olan yerli ve yabancı herkes; ajansın servise koyduğu fotoğrafın ya da haberin alıcısı olabiliyor, parasını ödüyor ve alıyor.
Bir örnek vereyim.
Başbakan’ın eşi, yanına Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve eşini de alarak Myanmar’a Budistlerden eziyet gören Müslümanları ziyarete gitti. Kucağında çocuğu, yoksul bir Müslüman kadının başında bizim Başbakan’ın eşi ile Dışişleri Bakanımız “duygulanmış ağlayan” fotoğrafını Anadolu Ajansı servise koydu. SÖZCÜ’nün yazı işleri de “Emine Hanım’ın ağlayan fotoğrafına” talip oldu. AA yöneticileri sorun çıkartmadan fotoğrafı SÖZCÜ yazı işlerine, parası karşılığında, gönderdiler.
* * *
Size anlatıyorum.
SÖZCÜ, okur odaklı gazete.
Bu fotoğrafı birinci sayfasına büyücek koydu ve altına: “Türkiye şehidine ağlıyor. Onlar ise Myanmar’a ağlıyor” yazdı.
Okur odaklı gazetecilik yaptı..
Aradan zaman geçti.
Bir olay daha oldu.
Okulların açıldığı gün şahane güzel gülüşü 3 minik kız öğrenci sınıfta sıralarına oturmuşlar; önlerinde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın koskocaman fotoğrafının altına yazılmış bir mektupla görüntülenen fotoğrafları sosyal medyada dolaşmaya başladı.
AA’nın fotoğrafıydı.
Başbakan için iyi propaganda.
Servise konulmuştu.
SÖZCÜ yazı işleri AA’dan bu fotoğrafı satın almak için harekete geçti. Myanmar fotoğrafından ötürü SÖZCÜ’ye kızdıkları, belki de kulakları çekilip azarlandıkları için vermek istemediler.
Bin dereden su getirdiler, oyaladılar.
Açıkça iç sansür uyguladılar.
SÖZCÜ yazı işleri de, fotoğrafı sosyal medyadan alıp 7 sütuna büyüttü ve okulların açıldığı günün ertesinde “İlk dersimiz Tayyip” diye haber yaptı.
* * *
SÖZCÜ farkı işte bu!
İktidara yaranma peşinde değil.
SABAH’ı geçti.
Anadolu Ajansı’nı, devlet halktan topladığı vergilerle destekliyor. Her sene milyarlarca lira bu ajansa bütçeden aktarılıyor.
AA’nın bugünkü genel müdürü önce Başbakan’ın basın müşaviriydi, sonra iktidar partisinin kurucusu Bakan Bülent Arınç’ın basın müşavirliğini yaptı.
Devletin ajansı iktidardan beslenen ve iktidarın borazanı haline gelen yakışıksız bir kulvara sokuldu.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)