Erdoğan'da ihanetin anlamı


Başbakan Erdoğan’ın beğenmediği her sözü, her uygulamayı “ihanet” olarak algılamasının; karşısında gördüğü her kişiyi “hain” diye damgalamasının birçok nedeni var…

Kuşkusuz en önemli neden, kendisini tek adam görmesidir. Çünkü ancak faşist rejimlerde lider herkesi kolaylıkla hain diye damgalayabilir ve gereğini yerine getirir!

ERDOĞAN’A GÖRE HERKES HAİN

Başbakan Erdoğan son olarak Afyon’daki cephanelik patlamasıyla ilgili yapılan analizlere kızdı ve “Bazı askerler geldikleri ocağa ihanet ediyorlar” dedi.

Erdoğan, geçen hafta da 66 aylık çocuklarına rapor alan aileleri “çocuklarına ihanet etmekle” suçlamıştı!

Erdoğan, aynı konuşmasında, partisinden 7 milletvekilini de hain olarak damgalamıştı: “Anayasa değişikliğiyle ilgili pakette biz parti kapatılmasını ortadan kaldıralım diye bir madde getirdik ama iktidar partisi olarak biz yalnız kaldık, muhalefetin boykotu ve kendi içimizden de bir ihanetle bu paketi geçiremedik.” Yani Erdoğan’ın istediği oyu atmayan herkes haindi!

İsimleri medyaya da yansıyan bu 7 “hain” milletvekilinden 5’i bir sonraki seçimde AKP’den aday gösterilmemişti. Bu olay aslında TBMM’de demokrasi olmadığını, AKP’nin “ileri demokrasisinin”, “demokrasinin çok ileride” olduğu anlamına geldiğini ortaya koyuyordu.

Erdoğan, MHP’ye yönelik kaset operasyonları sırasında da ihanet kelimesine sık sık başvurmuştu. Örneğin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kasetler konusunda “okyanus ötesini” işaret etmesine yanıt, Fethullah Gülen’den önce Tayyip Erdoğan’dan gelmişti. Erdoğan, 13 Mayıs 2011’de, Bahçeli’yi “Hocaefendi’ye ihanet etmekle” suçlamıştı!

Erdoğan, bir ABD Projesi olan “Kürt Açılımı”na itiraz edenleri de hain diye suçlamıştı. Hatta örneğin 21 Haziran 2010’da daha ileri gidip “Açılım’dan vazgeçmek ihanet olur” bile demişti! Çünkü AKP ABD’ye ihanet edemezdi!

Erdoğan, 2006 yılında da, AKP içinde kendisini eleştiren iki milletvekilini “hain” diye suçlamış ve partiden attırmıştı. Erdoğan, partisinin disiplin kurulu başkanına şu sözlerle talimat vermişti: “Mahmut Koçak AKP’ye ihanet etti. Bana da hakaret ediyor. Affetmeyin. Partiye zarar veriyor, gönderin.” 15 kişilik kurul da 28 Haziran 2006 günü Koçak’ı oybirliğiyle partiden atmıştı.

Erdoğan’ın herkesi hain olmakla suçlama kolaycılığı, iktidar olmasından da önce başlamıştı. Erdoğan, en sıradan olayda bile karşısındakini hain diye suçlayabiliyordu. Örneğin Erdoğan 17 Şubat 2002’de yaptığı bir konuşmada, doğum kontrolünü isteyenlerin davranışını “ihanet-i vataniye” olarak tanımlamıştı.

ERDOĞAN, İHANET DİYENE DAVA AÇTI

Peki, bu kadar kolay “ihanet” kelimesini kullanan, kendisine biat etmeyen partilileri “hain” diye damgalan Erdoğan, aynı kelimeye maruz kaldığında ne tepki veriyor?

Hemen bir örnek verelim… CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ordu’da yaptığı konuşmada Erdoğan’a şöyle seslenmişti: “Korkmuyorsan ihanetin belgesini açıkla, niye gizliyorsun Dubai anlaşmasını?”

Erdoğan, ertesi gün avukatları aracılığıyla dava açtı! Erdoğan, “ihanet” kelimesi nedeniyle Kılıçdaroğlu’ndan 50 bin TL tazminat istedi!

BİR DE ERBAKAN İLE KADDAFİ’YE SORUN

Kuşkusuz, Erdoğan’ın “hain” kelimesini bu kadar kolay kullanmasının, başta belirttiğimiz siyasi nedeni dışında, psikolojik nedeni de vardır.

Zira Erdoğan’ın kendisini var eden çevrede başı bu kelime ile derttedir. Çünkü Erdoğan, örneğin Necmettin Erbakan’a göre, örneğin Muammer Kaddafi’ye göre haindir!

Milli Görüş, Erdoğan’ı harekete ihanet etmekle suçlarken, Kaddafi de öldürülmeden önce kendisinden “ihanet eden eski bir dost” diye bahsetmekteydi…

Kim bilir, belki de bu iki somut suçlamanın ağırlığı, Erdoğan’da herkesi kolaylıkla “hain” diye suçlayabilme psikolojisi yaratmaktadır!

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)