Odatv davasında 375 gün sonra tahliye edilen gazeteci Ahmet Şık, Silivri Cezaevi önünde yaptığı açıklamalar nedeniyle yargıç karşısına çıktı. "Hakim ve savcıları terör örgütüne hedef göstermek ve tehdit etmek" iddiasıyla, 7 yıla dek hapisle cezalandırılması istenen Şık, Başbakan'ın özel yetkili mahkemelere ilişkin açıklamasıyla, kendi sözlerinin örtüştüğüne dikkat çekti.
Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen davanın ilk oturumunda savunma yapan gazeteci Ahmet Şık, şunları söyledi: “3 Mart 2011 gününden bu yana mesleğim, haberlerim, kitaplarım sorgulandı. Malum medya sürüsüne dâhil olmamamdandır ki tanık olduğum sürecin sanığı yapılmaya çalışıldım ve yaklaşık 13 ay cezaevinde tutuldum. Pervasızlık hala sürüyor. Bu davanın iddianamesini hazırlayan savcıya göre, 2012 Türkiye’sinde bir haksızlığı protesto etmeniz, ifade özgürlüğünüzü kullanmanız için dahi sırtınızı bir silahlı güce dayamanız gerekiyor. Ama adı ne olursa olsun hiçbir sözümü, hiçbir yazımı hiçbir silahlı örgüte dayamadım, dayamam. Suç olduğu öne sürülen konuşmamda benim yaptığım sadece ‘hakikati doğru zamanda dile getirmektir”
“Başbakan beni doğruladı”
Başbakan’ın MİT görevlileri hakkında başlatılan soruşturmayla ortaya çıkan krize ilişkin bir televizyon programında yaptığı açıklamalara dikkat çeken Şık, şöyle konuştu: “Toplumun yargıya olan güvenini yitirdiğini vurgulayan Başbakan kısaca, malum cemaatin örgütlenmesiyle yargının ve bağımlı olduğu polisin ‘devlet içinde devlet’ olduğunu dile getirdi. Savcının suç olduğunu iddia ettiği konuşmamda, ben bu çetenin kim olduğunu dile getirdim o kadar. O konuşmamda söylediğim ‘Gülen cemaatine bağlı olup çete faaliyeti yürüten polis, hâkim ve savcılar’ tanımlamasıyla, Başbakan’ın ‘devlet içinde devlet’ tanımlaması arasında bir fark yoktur. Hepsi aynı olguya, yani bir çetenin varlığına işaret eder. Mesele bundan ibarettir.”
Savunması sırasında dava konusu sözlerini yineleyen Şık, cezaevi çıkışında, “Bu komployu kuran, yürüten polisler, savcılar ve hâkimler bu cezaevine girecek. Onlar buraya girdiğinde adalet gelecek” demişti.
Cumhuriyet