Son ihtimal: İhmal


Afyon’daki cephane patlamaı kaza mı, sabotaj mı?
İktidarla muhalefet birbirine girmek için son olarak bu konuyu seçti...
Başbakan Genelkurmay’a “dava açın” talimatı vermiş...
Bunda dava açılacak ne var onu anlamadık... Ne hakaret var, ne bir maddi manevi zarar verme söz konusu...
Kaza mı, sabotaj mı?
Bunun içinden çıkamazsınız zira olayın bütün yakın tanıkları maalesef patlama sırasında ölmüş bulunuyor.
İkincisi... Kaza veya sabotaj bir yana olayın ihmal sonucu meydana geldiğine ilişkin çok somut belirtiler var...
Taşımanın gece yapılması, erlerin acemiliği vs...
Muhalefet neden işin ihmal yönünü sorgulamıyor...
* * *
İki lider kaza mı sabotaj mı kavgası yaparken bir erin ifade vermeye pijamayla götürüldüğünü, bir başka erin evine yürüyerek gönderildiğini gazetelerde gördük... Yaralı eri bir araçla götürüp getirmeyi akıl edemiyorlar demek...
* * *
Okurlarımızdan okula başlama yaşı konusunda çok sayıda mektup alıyoruz... Eğitim Bakanı yurtdışında birçok ülkede okula 4 yaşında başlandığını söylerken.. Okurlarımız koro halinde diyor ki:
- Batı ülkelerinde genelde cocuklar 3 yaşında yuvaya 4 - 5 yaşında ana okuluna gider. Ana okulu ilkokul değildir. Çocukları ilkokula hazırlayan sınıflardır. Ana okullarında sınıflar 20 kişiliktir. Her sınıfın tuvaleti içindedir. İlkokula genel olarak 6 - 7 yaşlarında başlanır...
Muhalefet partisi’nin yeni eğitim yasasının getirecekleri ve götürecekleri konusunda bir komisyon oluşturması ve gelişmeleri yakından izlemesi beklenir... Şu sırada milletvekilleri kendi başlarına hareket ediyor, organize bir çalışma gerçekleşmiyor.


Tuncay Özkan için
Bu hafta sonu Caddebostan Kültür Merkezi’nde ilginç bir anma töreni var...
‘Silivri Toplama Kampı’ndaki meslektaşımız Tuncay Özkan hapiste 5’inci yılına giriyor...
Bu nedenle aydınlar ve gazeteciler 15 Eylül günü Caddebostan Kültür Merkezi’nde toplanıyor...
Saat 14.00 - 18.00 arası konuşmalar ve kitap imzası yapılacak...
Katılımcılar: Ali Sirmen, Bedri Baykam, Can Ataklı, Cahit Berkay, Halil Nebiler, Müjdat Gezen, Mustafa Mutlu, Meriç Velidedeoğlu, Merdan Yanardağ, Orhan Birgit, Orhan Erinç, Rutkay Aziz, Tarık Akan, Yalçın Bayer, milletvekilleri; Birgül Ayman Güler, Haluk Eyidoğan Melda Onur, Kadir Öğüt... Konuşmaların ardından katılımcılar Tuncay Özkan’ın 6 kitabını imzalayacaklar...
Ne demiştik? Evet, kişi suçu ispat edilene, hakkında hüküm verilene kadar masumdur.
Evrensel hukuk böyle diyor.
Ancak Tuncay Özkan ve diğer gazeteci dostlar suçları sabit olmadığı halde hapihanedeler.
Hem de yıllardır..
Kelimelerle tarifi nedir bu durumun?


Kokteyl parti...
Partinin 3 Genel Başkan Yardımcısı (Sezgin Tanrıkulu, Faruk Loğoğlu, Gülseren Onanç) ve bir Parti Meclisi üyesi (Burhan Şenatalar), İstanbul’da, kapalı kapılar ardında “liberal aydın” diye tanımlanan Fuat Keyman, Oral Çalışlar, Cengiz Çandar gibi isimlerle Kürt sorununu görüşmek üzere bir araya geliyorlar. Böyle bir toplantıdan partinin diğer Genel Başkan yardımcılarının, Parti Meclisi’nin ve Merkez Yürütme Kurulu’nun haberi yok. Tümü, toplantıyı gazetelerden öğreniyorlar. Genel Başkan yardımcılarından Haluk Koç dünkü basın toplantısında bu durumu, “Böyle bir toplantı yapılacağından benim haberim yok, partimizin bu yönde almış olduğu bir karar da yok” diyerek açıkça itiraf ediyor.
Son on yılda AKP’ye büyük ölçüde destek vermiş, CHP’yi o ölçüde eleştirmiş “liberal aydınlar” toplantıda Deniz Baykal döneminin CHP’sini “Habur Süreci”nde izlediği politika nedeniyle sert şekilde eleştiriyorlar. AKP’nin doğru olarak nitelendirdikleri Habur politikasının CHP yüzünden sonuçsuz kaldığını savunuyorlar. CHP’li katılımcılardan ses çıkmıyor.
Partinin geçmişini savunmak yine Haluk Koç’a düşüyor. Dünkü basın toplantısında, “Ben o dönem Grup Başkan Vekili’ydim. Partimizin izlediği o politikayı o gün de savunmuştum, bugün de savunuyorum” diyor.
Partinin milletvekilleri var. PM üyeleri var. Danışmanları var. Genel Merkez’de uzmanları var. İl ve ilçe teşkilatları var. Partiye gönül vermiş Atatürkçü, sosyal demokrat aydınlar var... Bunlar varken genel başkan yardımcıları gidip liberal aydınlardan fikir soruyor. Tam komedi... Liberal aydınlarda işe yarar fikir olsa AKP kaçırır mıydı, Türkiye bugünkü noktaya mı gelirdi?

Abdullah Avcı milli takımımızın başında olduğu sürece yaratıcı basınımızın başlıkları şöyle olacak:
Kazanırsak “Avladık”... Kaybedersek “Avlandık”... Berabere kalırsak “Ne Avladık ne Avlandık”...

ABD Genelkurmay Başkanı Türkiye’ye geliyormuş.
Emrivaki yapıp bizimkine zorla hediye vermeye kalkmaz inşallah!
Fahrettin Fidan

Soru: AKP iktidarı büyük tepki çeken icraatları neye güvenerek devreye sokuyor?
Yanıt: Günlük hayattan ötesini göremeyen avare kasnak takıına...
Haldun Ertem

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)