Sonra...


Hep “sonrayı” bekledik...

“Biraz büyüsün, sonra...”

“Diploma alsın, sonra...”

“Askerlik çıksın, sonra...”

“Önce iş, sonra...”

*

“Sonra”lar bir bakıma başlama yerimizdi...

Başlamak için hep bir “sonra” lazımdı bize...

“Pazardan sonra...”

“Yılbaşından sonra...”

“Bayramdan sonra...”

“Yaz bitsin sonra...”

“Kış gelsin sonra...”

*

Sevdalarımız bile bir “sonra”dan sonraydı...

“Önce sen söyle, sonra...”

“Düşüneyim, sonra...”

“Bi evet de, sonra...”

Yıllar geçse bile “sonra” hep oradaydı:

“Çocuklar uyusun, sonra...”

*

Sonra?..

“Sonra”larımız bitti...

Şu kâbusa dönen yaşam “büyüsün sonra”larımızı aldı elimizden... Keşke küçük kalsa, büyümese çocuklar...

Şu ortalık kan, revan...

Tabutlar “Askerlikten sonra”larımızı götürdü...

İşsizlik, avarelik, o sabahlara kadar boşuna dökülen göz nurları “Üniversite bitsin sonra”larımızı aldı elimizden...

Aslında yaşamın yükünü “sonra”ya koymuşlardı...

Aradığını “sonra” bulan pek olmadı...

Ağlaya ağlaya anılarını aradılar...

“Sonra”lar?..

Geride kaldı...

*

Şu halimize bakın...

Umutsuzluklar yüzünden “yarından sonra”larımız artık yok...

Telaşlarımız...

Korkularımız...

Endişelerimiz...

Kara kâbuslar yüzünden, gündüzden “sonra” gecelerimiz... Yaşananlar yüzünden gecelerden “sonra” gündüzlerimiz gitti...

Hani “sonra”sı için hayallerimiz vardı...

Sonra bitti...

*

“Sonra” dedim kendi kendime...

Bir umut hani...

Şu yazı bitsin de...

Sonra...

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)