Tarihi Tahrip Eden Adam!


Kendine bir sıfat buldu.

Çıraklık dönemi bitti, ustalık dönemi başladı dedi.

Son genel seçimlerden önce ustalık döneminin olası eserlerini sıraladı.

Hepsi RTE’nin düşlerinde kaldı.

O bir usta ama tarihi tahrip etmekte usta!

Tırnağı bile olamayacağı Atatürk’e saldıramıyor.

Ama tarihsel kişiliği, yaptığı hizmetlerle tarih yazan İsmet İnönü’yü neredeyse milyonlarca insanı öldüren Hitler’e, Stalin’e benzetecek!

Son ustalığını Adnan Menderes’in idam edildiği gün sergiledi.

CHP’nin Menderes’in asılmasına önayak olduğunu söyledi.

Tam anlamıyla kuyruklu bir yalandı bu iddia.

Tarihi tahrif etmekteki ustalığını kanıtlamak, İsmet Paşa’nın sözle yetinmeyip Menderes’in asılmasını önlemek için 27 Mayıs devriminin asker yetkililerine mektup yazdığını söyleyemedi.

Meclis kürsüsünden Menderes’i ve DP yöneticilerini “Sizi ben de kurtaramam” diyen İsmet Paşa’yı darbe öncüsü diye suçladı.

Ülkenin askeri yönetimden sivil yönetime bir an önce geçmesini sağlamak için tarihsel ve siyasal ağırlığını koyan İsmet Paşa’nın etkin rolünü ancak RTE yadsıyabilir.

***

Bizler gibi o günleri yaşamayan, o günlerin gerçeklerini inkâr eden RTE, aklına geldikçe darbelere karşı vur abalıya konuşmalar yapan Bülent Arınç ve benzerleri, geçmişteki darbeleri yaşasalardı acaba nasıl davranırlardı?

RTE gibi bugün darbelere cart curt eden nutuklar atmak, Menderes’in asılmasını siyasal amaçlar uğruna sömürmek kolay.

Zira darbeler dönemi artık kapandı.

Tahmin etmek zor değil: Bugünün darbe karşıtı olan RTE ve izinde söz tüketen ve kalem eskitenler, geçmişteki darbe günlerini yaşasalardı…

…darbe günlerinde, örneğin Menderes’in idam edildiği gün, örneğin 12 Eylül’de ya evlerinden çıkamaz ya da saklanacak yer ararlardı.

Darbe günlerinde böylelerini gördük!

***

“İmam hatip liseleri terörist yetiştirmedi” diyebilen; böylece imam hatipler dışındaki okulları topyekûn terörist yetiştiren okullar diye insafsızca suçlayan bir Başbakan’dan zaten tarihsel gerçekleri savunması beklenemez.

Cumhuriyet’in “Ülke ne hale geldi” manşeti her şeyi özetliyor.

Türkiye bir baştan öteki başa yangın yerine döndü.

Hemen her gün sokaklar, bir konuda iktidarın abes kaçan kararına ve uygulamalarına karşı çıkan kitlesel eylemlerle dolup taşıyor.

RTE ise, 4+4+4’ü protesto için sokağa çıkan binlerce insanı, siyasal bir komplonun, muhalefetin eseri sanıyor.

Geceleri rahat uyuyor mu RTE? Bizler sabah akşam yine şehit haberi verecek diye TV’leri korkarak açıyoruz.

Bu kafa toplumsal barışı sağlayacak, teröre çare bulacak ha!

***

Topluma verdiği zararları eleştireni, söyleyeni AKP düşmanı görüyor.

Bugün cezaevlerinin dolup taşmasını hiç mi hiç emeği geçmemiş gibi yargı kararlarına bağlıyor.

Oysa, özel mahkemeleri kurgulayan, bugün suçlu ile suçsuzun ayırt edilemeyen dönemi yaratan, suç ve suçlular icat eden, davalara ilham veren kampanyayı açan, yöneten RTE ve iktidarı değilmiş gibi; bugün sureti haktan görünüyor. Cezaevlerinin yargı kararlarıyla dolduğunu savunuyorlar.

Yargının da maşallahı var.

Yıllardır hukuka, yargı ahlakına sığmayan nedenlerle tahliyelerini reddederek içeride, üstelik hücrelerde yatırdıkları Mustafa Balbay’la Tuncay Özkan’ı, söz haklarının kısıtlanmasına tepki gösterdiler diye 16 celseden men cezası veriyor.

Duruşma günleri, hiç değilse bir iki gün dost yüzlerle karşılaşarak rahatlayan Balbay ile Tuncay’ı bir kez daha hücre cezasına çarptırıyor.

***

Yalnız Silivri değil ülke zulümhane!

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)