Can Erzincan TV…


Bir siyasal iktidarın ‘delirium' halini anbean izliyoruz.
‘Akut beyin yetmezliği' olarak da tanımlanan ‘delirium', kişinin ruhsal durumundaki akut değişiklik ile ortaya çıkıyor.
Genellikle saatler veya günler içinde hızla gelişiyor…
Algı ve duyu değişiklikleri oluşuyor… Odaklanmada, iletişimde, akıl yürütmede, dikkat ve algıda, ilgide azalma ve bu yetileri kullanmada zorlanma ve zorluk meydana geliyor…
Sadece bireylerin değil, bizimki gibi siyasal iktidarların da akut beyin yetmezliğinden malul olabileceğine tanık oluyoruz…
* * *
Hukuku katleden siyasal zorbalık sınır tanımıyor, baktım Can Erzincan TV de vizöre girmiş.
Habere göz atınca, en fanatik partizanın bile çıldırmışlık halini görmemesi mümkün değil…
Neden?
Çünkü ortada ekranı karartma yönünde bir keyfi irade var ama arkasında hukuk yok.***
Mahkeme kararı olmadan ceza biçmek gibi akıl dışı bir durumdan söz ediyorum…
* * *
Siyasal iktidar suçluyor, savcılık Türksat'a yazıyor, savcılığın suçlamalarının doğru olup olmadığına zerrece bakmadan, mahkeme kararı olmamasına aldırmadan, Türksat da o kanalı uydudan atıyor…
Ancak şimdilerde bu kadar rahatça suç işleniyor olmasına aldanmamalı…
Zorbalık süreci altına imza atan, zorbalığı hayata geçiren, militan partizanlık yapan, kısacası suç işleyenler yakın zamanda doğrudan iddianame yerine geçecek muhteşem suç belgeleri bırakıyorlar arkalarında…
* * *
Neden Can Erzincan?
Geçen günkü yazımın bir paragrafı sanırım buna cevap veriyor:
“‘Onur' ile ‘pozisyon' arasında ‘onuru' seçenler, pozisyon uğruna kendi varlığını kurban etmeyenler saha dışında bırakılınca geriye ne kalıyor?
Ağzını açmaktan korkan, siyasal İslam faşizminin bu rezil gidişatına alkış tutanlar.
Bir de bunların kimisinin kendi utançlarını gizlemek için uydurdukları bahaneler var… Örneğin sapına kadar haklı eleştirileri ‘Erdoğan takıntısı' olarak geçiştirmeye kalkmak ama Erdoğan'ın ülkeyi tarumar eden ‘takıntılarından' asla söz edememek…
Anayasal düzenin, hukukun, tümüyle askıya alınmasına, zorbalıktan medet umulmasına değinmekten korkup ‘sosyolojik analizlerle' kendini ferahlatmak…
Sabah akşam CHP'yi ve muhalifleri eleştirme ‘özgürlüklerini' tepe tepe kullanıp, AKP ve Erdoğan için tek eleştirisel kelime bile edememek…
Kısacası pozisyon tutma ahlaksızlığının en muhteşem atraksiyonlarına şahit olduğumuz korkunç bir dönem…”
Can Erzincan bu eküriden olmadığı için karartılıyor…
* * *
Sadece televizyonları karartmakla da kalmıyorlar… Arka arkaya akıl almaz tutuklamalar da gerçekleştiriyorlar.
Özgür Gündem Gazetesi'nde ‘nöbetçi genel yayın müdürlüğü' yapan, gazeteye destek olan Profesör Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin, ‘terör örgütü propagandası yapmaktan' tutuklandılar.
Bu insanlara kelepçe takıldı.
Kendilerinden olmayan herkesi ‘teröristlikle' suçlayarak susturmaya çalışıyorlar…
Zorbalıkta belli ki artık hiçbir sınır tanımıyorlar.
* * *
Kimse umutsuzluğa kapılmamalı…
Tevfik Fikret bugünler için var:
“Zulmün topu var, güllesi var, kal'ası varsa,
Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır;
Göz yumma güneşten, ne kadar nûru kararsa
Sönmez ebedî, her gecenin gündüzü vardır.”
* * *
Bana inanın bu rezilliğin sonu yakındır.
Bir ülke böylesine bir zorbalıkla yönetilmeye kalktığında, bir ülkenin nefes borusu zorbalıkla tıkandığında, o ülke o zorbalığı sırtından atar hayatına devam edebilmek için… Atacak da… Göreceksiniz.

Mehmet Altan

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)