Gaziantep: Çocuk İşi Mi Bu?..


Bilinen yaygın adıyla IŞİD (Irak-Şam İslâm Devleti) diye bilinen, ama ne hikmetse iktidar çevrelerince, ne anlama geldiğini kimsenin bilmemesine karşın ısrarla DAEŞ, DAİŞ, DEAŞ gibi, doğrusunun hangisi olduğuna da bir türlü karar verilemeyen, güney komşularımızın topraklarında cirit atan, bizi de sürekli kendi oyun alanına çekmeye çalışan köktendinci terör örgütünce gerçekleştirildiği bilgisi verilen Gaziantep’teki bir düğün evine düzenlenen kanlı saldırıda yitirdiğimiz insan sayısının 50’yi aştığı bildiriliyor.

Ondan önce Van, Mardin, Diyarbakır, Elazığ ve Bitlis’teki polis noktalarına, artık adıyla sanıyla herkesçe bilinen PKK tarafından gerçekleştirildiği bildirilen kanlı saldırılardaysa birçok polis ile aralarında 5 yaşındaki çocuğun da bulunduğu onlarca insanımız can verdi.

Bunlar, 15 Temmuz sonrasında yaşadığımız FETÖ kılıklı kanlı darbe girişiminin henüz dumanı üstündeyken ülkemizin karşı karşıya kaldığı, peş peşe girişilen kanlı saldırılar dizisinin son halkaları.

Durum onu gösteriyor ve ne yazık ki, el birliğiyle sorunun en dibini, tam çıkış noktasını göremediğimiz sürece bu acıyı yaşamaya, gözyaşı dökmeye, kahrolarak işin taşeronluğunu, taşeronun tetikçiliğini yapan kimisi 10’lu, kimisi 20’li yaşlardaki çocuk ve genç katillere yalnızca lanet okumaya devam edeceğiz.
Birini yaşarken ikincisiyle, onu yaşarken üçüncüsüyle, dördüncüsü, onuncusu, yirmincisiyle yüreklerimizi kavuran kırımlar zinciri…

Buradan çıkan gerçek:

Aslında 90’larda ipuçları beliren, 2003 “1 Mart Tezkeresi” olayıyla netleşen, ama özellikle 15 Temmuz’dan sonra daha da berraklaşan fotoğrafa bakıldığında, birtakım “stratejik müttefik”lerimizin bizim tarafa doğru hangi pozda durduklarını görmeden, bunu gördükten sonra durumu elden geçirmeden, sonra da bu “stratejik müttefik”lerimizle derin bir hesaplaşmaya girip “gereğini yapma”dan yaşarsak, bize insan gibi yaşama hakkı tanınmayacağını artık adımız gibi bilmemiz gerektiği ortadadır.

Yineleyerek, bu gerçeği, elli yıldır bölgemizde Yeşil Kuşak gibi, BOP gibi, Arap Baharı gibi, biri eskidikçe namluya yenisi sürülen birtakım kanlı projelerin mimarı EMPERYALİZMi adımız gibi bilmedikçe, hesabı bu gerçek üstünden görüp çözümü de bu gerçeklik üstünden aramadığımız sürece, ne yazık ki rahat yüzü göremeyeceğiz.

En son saldırıda, Gaziantep’teki düğün evinde parçalanan 51 insanımızın 40’ı çocukmuş. İlginç olan, canlı bomba olarak kullanılanın da 12-14 yaşlarında bir çocuk olduğu…

Ölenin de öldürenin de çocuk olduğu bir kanlı oyun… Bu, gerçekten “çocuk işi" midir, yoksa?...

Ulusal Eğitim Derneği adına
Nazım Mutlu

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)