GENİŞ BİR AİLEYDİLER
Geniş bir aile yaşıyordu evde. 4 kız, 1 oğlan iki de anne-baba toplam 7 kişilik bir aile. O evin içi cıvıl cıvıl olurdu. Bizde kardeşlerimle onlara giderdik. Ablalarla oyunlar oynardık. O geniş aile, o hareketlilik hep ilgimi çekerdi. Şimdi düşünüyorum da. Onlar neler hissediyorlardır acaba? Doğdukları, ilk adımlarını attıkları, konuştukları, okula başladıkları, ergenlikleri. Hepsini o evde yaşamışlardı. Şimdi hepsi sadece beyinlerin içinde kalacak. Evet, yanan sadece bir ev değildi. Yanan iyi-kötü yaşanılan anılardı. Tüm bunları düşününce içim yandı işte. Ben evlere çok önem veririm ya. Hani derler ya, “Duvarların dili olsa da konuşsa” diye.ESKİ EVLER
Ev demek, aile demektir. Ne zaman eski, yıkılmaya yüz tutmuş evler görsem hemen düşünürüm, “Kim bilir bu evde neler yaşanmıştır? Ne iyi günler, ne kötü günler. Dilleri olsa da anlatsalar yapıldıkları dönemdeki insanları, içlerinde yaşayan aileleri. Okuduğum bir kitap da geçiyordu. Kitabın kahramanı benim gibi eski evlere tutkundu. Eski bir evi görmüş. İçine girmiş. Adım adım dolaşmıştı. Benim de imkanım olsa girerim o eski evlere. Eşyalarına, duvarlarına göz gezdiririm. O dönemleri hayal ederdim. Youtuber Ruhi Çenet son videolarından birinde çocukluğunun geçtiği evi çekmişti. Evin içinde gezerek çocukken evin içinde neler yaptığını anlamıştı. Yüzünden o günleri yaşadığı belli oluyordu. Eskiler, anılar niye bu kadar etkiliyor bizi?
Youtuber Ruhi Çenet'in o videosu
Cem Kazan
Yaşamdan Yazılar
hakikat.cem@gmail.com