7-8 kişilik ileri demokrasi

Adalet ve Kalkınma Partisi AKP Türkiye’de önemli reformlara imza atmış olmanın gururunu taşıyor. Önceki iktidarların (büyük bir umursamazlıkla) hiçbir şey yapmama ilkesi yüzünden birikmiş bütün zorunlu işler AKP’ye kalmıştı.

Uluslararası Toplum yani ABD ve AB kendilerine yeni partner olarak AKP’yi seçtiği için iç temizlik ve onarım da ona kaldı.

Bu yüzden AKP bir anda Türkiye’nin en “ilerici partisi” plâketini aldı.

Elindeki plakete baktı ve kendisiyle gurur duydu. Yaptıklarını da markaladı:

-İleri demokrasi!

Oysa AKP’nin ne ileri ne geri demokrasiyle öyle fazla içli dışlı bir hali yok. Demokrasi önce parti içinde olur değil mi?

AKP lideri Tayyip Erdoğan kendi partisi içindeki uygulamaların ne kadar demokratik olduğunu uçağına kabul ettiği gazetecilere ballandıra ballandıra şöyle anlatıyor:

-Bizde parti içi demokrasi çalışmıyor falan diyorlar. Bizde milletvekili olmak Tayyip Erdoğan’ın tasarrufunda değildir. 7-8 kişilik bir ekip var. Süreç ilçe teşkilatlarında başlar. Aday adayları içinde birinci eleme yapılır. Bizim her İl’e yönelik görevlendirdiğimiz kişiler vardır. Onlar adaylar üzerinde puanlama yaparlar. Sonunda 8 kişilik ekip adaylar üzerinde tek tek çalışma yapar.

Erdoğan karpuz seçme titizliğiyle yapılan bu geniş “demokrasi” uygulamasının finalini şöyle bağlıyor:

-Tabii ki genel başkan olarak ben de şu arkadaşı tavsiye ediyorum demişimdir, o kadar da hakkımız olur!

Olmaz mı?

Elbette olur!

Olur ama ona parti içi demokrasi denmez!

Kendi adamlarımızı kafamıza göre ince eleyip sık dokuyoruz ki, sonradan bir sıkıntı yaşamayalım!

Erdoğan’ın bu uygulaması 1980’lerdeki Refah Partisi ondan önce 1970’lerdeki Milli Selamet Partisi’ne göre bir hayli ilerde olabilir. Belki de bu yüzden AKP’liler bu uygulamalara “ileri demokrasi” adını takmışlardır.

Ama birileri onlara söylemeli… Parti içi demokrasinin temel kuralı her kademede seçim yapmaktır. Milletvekili adaylığı için de bütün parti üyelerinin katılımıyla ön seçim şarttır!

İnsan kendini bilmezse böylesi tuhaflıkları “marifet” diye anlatabiliyor.

Kırsal kökenli bir gazeteci arkadaşımız bir dönem üniversitede gazeteci adaylarına dersler veriyordu. Kendisinden ve gazeteciliğinden o kadar emin ki, yaptığı her şeyin “iyi” olduğuna kendisini inandırmış, çocuklara her konuda “ders” veriyor.

Hatta seyahat çantasının bile nasıl hazırlanması gerektiğini en ince detayına kadar anlatıyor. Çok bilen usta gazeteci “bir hafta on günü geçen uzun seyahatlerde yedek don da alacaksınız” diye efelenip kendisinden örnek veriyor:

-Ben böylesi durumlarda üç adet don alırım yanıma!

Ancak 1 gün giyilebilecek donu bir hafta giyen adam çocuklara temizlik dersi veriyor.

Tayyip Erdoğan’ın parti içi demokrasi dersi de bizim “don uzmanı” arkadaşımızın temizlik dersine benziyor.

Bu örneğe bakarak en hafif tanımıyla AKP’deki yapılanmaya şöyle denilebilir:

-Yedi sekiz kişilik ileri demokrasi!

Bu noktaya 30 yılda geldiklerine göre, partide bütün üyelerin söz sahibi olması için en az 100 yıl gerekiyor.



Nazım ALPMAN
İnternethaber

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)