
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yeni yasama yılının başlaması nedeniyle bir tören düzenlendi. Meclis'te açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Gül ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek, BDP'ye kürsüden mesaj gönderdi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Meclis'in açılış konuşmasında anayasa ve Kürt sorunu hakkında önemli mesajlar verdi. Özellikle son günlerde artan terör saldırıları hakkında kesin bir dil kullanan Gül, yeni anayasanın ise esnek ve özgürleştirici olması gerektiğini ancak hassasiyetlerin de gözardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, yargıya, adalete güven duygusunun da sarsılmaması gerektiğini altını çizdi.
İşte Gül'ün konuşmasından satır başları:
"TALEP VE İTİRAZIN YERİ MECLİSTİR"
- 12 Haziran 2011 seçimlerinde ilk kez ve yeniden seçilen tüm milletvekillerini tebrik ediyor, yeni yasama yılının Meclisimize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.
- Burada çatısı altında bulunduğumuz TBMM, milletimizin kayıtsız şartsız bağımsızlığını hedef alan en temel kurumdur. İstiklal ve egemenliğimizin nihai teminatıdır. Halkımızın dilek ve temennilerinin yerine getirildiği makamdır. Milletimizin birlik ve beraberliğini timsalidir. Tüm bu nedenle mesuliyeti çok ağır ancak o denli de sorumluluğu ağırdır.
"BAHÇELİ: GÜL'ÜN KONUŞMASI VASAT" haberi için tıklayın
"GÜL'ÜN KONUŞMASINA BİR TEPKİ DE KILIÇDAROĞLU'NDAN" haberi için tıklayın
- 12 Haziran seçimleri halkımızın tercihlerini güçlü bir şekilde yansıtan bir ortam ortaya koymuştur. Halkımız seçimlerde yüksek katılım oranıyla siyaset kurumunu onurlandırmıştır. Yüce Meclis’te tüm sorunların üzerine cesurca gitme yetkisini vermiştir.
- 13 Haziran sabah itibariyle en önemli madde Yeni Anayasa’nın hazırlanmasıdır. Yürürlükteki Anayasa’nın ihtiyaçlarımıza cevap vermemesinden rahatsız.
- Yüce Meclis'e istinasız bütün sorunların üstüne cesurca gitme görevi vermiştir. Talep ve itirazın yeri Meclis'tir. Yüce Meclis'e geldikten sonra şüphesiz ki her siyasi parti ve milletvekili ortak gelecek ve umtlarımız adına kendi tezlerini ortaya koyacaktır.
"82 ANAYASASI TÜRKİYE'NİN ZENGİNLİKLERİNİ YOK SAYIYOR"
Türkiyenin en önemli gündem maddesi yeni bir anayasanın hazırlanmasıdır. Çünkü herkes yürürlükteki anayasanın ihtiyaçlara karşılık vermemesinden, Türkiye'nin zenginliklerini yok saymasından rahatsızdır.
Aziz milletmiz siz değerli vekillere 1921 ve 1924 anayasaları sonrası millet adına yeni bir sivil anayasa yapma şerefini vermiştir. Asgari müşterek ve temel değerlerimizin neler olduğu konusunun farkındayız. Yeni anayasa süreci kısır kavgalarla tekemmül ettirebilecek bir süreç değildir. Yeni anayasa sürecini üslup ve usul hatalarına kurban etmeyelim. Yeni anayasada vizyon ve yazım çok önemlidir.
- 1982 anayasası reformlara rağmen milletin ulaştığı seviyeye dar gelmektedir.
"CUMHURBAŞKANI GÜL'ÜN KONUŞMASININ TAM METNİ İÇİN TIKLAYIN"
"YENİ ANAYASADA HASSASİYETLER GÖZARDI EDİLMEMELİ"
- Yeni anayasayı bazı üslup hatalarına kurban etmeden özgüvenle yürümeliyiz. Yeni anayasa esnek ve özgürleştirici olmalıdır. Esneklik bazı temel hassasiyetlerin gözardı edilmesi de demek değildir.
- Yeni anayasa toplumsal dinamiklerden yararlanmalı ve özgürlükçü dinamiklerden yaralanmalıdır. Esnek ve ilerlemeye izin verir bir nitelikte tanzim edilmelidir.
- Milletimizin her bir ferdine siyasi maşrebi kökeni ne olursa olsun güvenebilmelidir.
"DEVLET HESAP VERBİLMELİDİR"
- Bir yandan devletin bekası konusunda her türlü tedbiri alırken bir yandan da devletin miletin hizmeti altında olduğu unutulmamalıdır. Sadece hesap soran değil, hesap da veren bir devlet özelliğini yansıtmalıdır. Fren ve denge sistemlerini içinde barındırmalıdır. Anayasanın taşıması gereken tek mühür milletimizin mührü olmalıdır.
- Bu mealde güçler ayrılığı, yargı erkinin bağımsızlığı, basın özgürlüğüne özellikle dikkat çekmek istiyorum.
- Kurumsallaşmış bir demokrasi konjonktürel akımlardan etkilenmeden vatandaşına her koşulda bunun gereklerini sağlamalı demektir."
YARGIYA GÜVEN SORUNU
- "İç barışı pekiştirmenin en etkili yolu ülkemizi her açıdan birinci sınıf demokrasiye dönüştürmektir.
- Hukuk, siyasi üstünlük mücadelesinin bir aracı değildir. Bağımsız ve tarafsız bir yargı demokrasininin vazgeçilmez bir şartıdır.
- Yargı mercileri haksızlığa uğradığını düşünenlerin umut kapısıdır. Umudun yıkılması devlete güveni sarsar. Yargı mercilerinin azami özen göstermesi gerekmektedir."
"TERÖRE ZERRE MÜSAMAHA GÖSTERİLMEYECEK"
-Demokrasi terörle mücadelenin en etkin yoludur. Artan terör eylemleri demokrasimize de kastetmektedir. Terörle mücadele aynı zamanda demokrasiyi koruma ve yükseltme mücadelemizdir.
- Terör hiçbir davaya hizmet edemez ve etmemeli. Terör, zerre kadar müsamaha gösterilmeyecek, yok edilmesi gereken beladır. Teröre karşı tutum takınmayanlar en büyük zararı kendilerine verirler. Son dönemde terör örgütünün masum insanları hedef alan saldırıları söz konusu. Devletimize sahip çıkmak, devletimizi sıkıştırmaya yönelik tertiplerle mücadele etmek hepimizin görevidir.
- Son saldırılar utanç verici saldırılardır. Teröristleri herkesin şiddetle telin etmesi insanlığa karşı bir namus borcudur.
- Taleplerini şidete başvurmadan dile getiren vatandaşlarımızın talebini, terörden ayrı tutmak gereklidir. Kan ve şideetle hak alma arayışında olanlar, atılan demokratik adımların terör sayesinde elde edilen kazanımlar olduğunu düşünenler tarihi bir yanılgı içindedir.
- Terör olmasaydı demokratik standartlar ve ekonomik olarak çok daha iyi bir Türkiye’de yaşıyor olacaktık.
- Kürt sorununu yine demokrasi içinde çözebiliriz. Çare demokratik gelişmişlik yönünde adımlar atmaktır. Bu nedenle tüm siyasi partilere itidal çağrısı yapmayı bir borç biliyorum."
Gazeteport