Balbay'dan Avrupa'ya çifte mektup


Ergenekon Davası tutuklusu olarak Silivri Cezaevi'nde yatan Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, hem Avrupa Parlamentosu hem de Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi üyelerine mektup yazdı.
Mektubunda cezaevi koşullarını da anlatan Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, hükümetin bu davalar aracılığıyla toplumun susturmak istediğini ve iktidar muhaliflerine gözdağı verildiğini dile getirdi.

Beş sayfalık mektubuna, “Size, 37 aydır cezaevinde tutuklu olarak adaleti bekleyen ciddi bir gazetenin köşe yazarı ve milletvekili olarak sesleniyorum” sözleriyle başlayan Balbay, “Avrupa kamuoyunun eksik ve yanlı bilgilerle tanıdığı Ergenekon adı verilen davada yargılanmaktayım. Bu davalar, dışarıdan bakanın ürktüğü, öğrenmek için ayrıtılara girenin içinde kaybolduğu kocaman bir bilmece haline getirildi” görüşünü aktardı.

Muhalife gözdağı, yargıya baskı

Bu davalarda hukukun neredeyse bütün temel ilkelerinin çiğnenmiş, masumiyet karinesinin ve insan onurunun hiçe sayılmış olduğunu vurgulayan Balbay, “Ben, sol eğilimli Cumhuriyet gazetesinin Ankara Temsilcisi ve köşe yazarı iken 5 Mart 2009’da tutuklandım. Halkı isyana teşvik etmek, Meclis’i ve hükümeti devirmek gibi çok ağır suçlamalarla karşı karşıya kaldım. Bu suçlamaların delili olarak, sadece gazetecilik görüşmelerimden esinlenerek sonradan oluşturulmuş notlar gösterildi. Bunun dışında hiçbir somut eylem ya da faaliyetim ortaya konmadı” dedi.

Balbay, hükümetin bu davaları, “derin devletin açığa çıkarılması” olarak sunduğuna, ancak gerçeğin böyle olmadığına işaret ederek, “Gerçek şudur: Bu davalar aracılığıyla toplum susturulmak istenmekte ve iktidar muhaliflerine gözdağı verilmektedir. Davaların en ciddi yanı, uzun tutukluluk süreleridir. Tutukluluk cezaya dönüşmüş durumdadır” görüşünü dile getirdi. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun mevcut hükümet döneminde yaşadığı yapı değişikliğinin Türkiye’de adalet kavramını tamamen tartışmalı hale getirdiğine vurgu yapan Balbay, “Hükümetin hoşuna gitmeyen kararlar veren hâkim ve savcılar başka görevlere atanmaktadır. Örneğin benim yirmi kez tahliyemi isteyen mahkeme başkanı statüsü düşürülerek başka yere tayin edilmiştir” dedi.


Cezaevi koşulları...

George Orwell’in 1984 romanının 2012 yılı Türkiyesi’nde yaşanmakta olduğunu dile getiren Balbay, “Korku imparatorluğu, sivil toplum, meslek örgütleri, işverenler, sendikacılar, gençler üzerinde de hüküm sürmektedir. Cezaevi koşulları ise ayrı bir işkencedir. Üç yılı aşan tutukluluğumun son bir yılını hücrede tek başıma geçirdim. Yalnızlaştırma insanların kişiliğini yok etmek için bir yöntem olarak kullanılmaktadır” saptamasında bulundu.

Habergüncel
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)