İktidar, Barzani’ye umut bağladı


Oslo sürecinde hüsrana uğrayan iktidar, Barzani’ye umut bağladı
Müzakere rotası Erbil
Terör sorununu çözmek için iddialı şekilde başlattığı PKK açılımından umudu kesen AKP iktidarının yeni rotası Erbil oldu. MİT üzerinden PKK’yla yürütülen müzakerelerin fiyaskoyla sonuçlanması üzerine çaresiz kalan iktidar, bu kez de peşmergebaşı Mesud Barzani ile işbirliğine girişti.
Barzani’nin değirmenine su
BİrleŞİk Kürdistan’ı kurma hayali güden babası Mustafa Barzani’nin izinden giderek, İran ve Suriye ile birlikte Türkiye topraklarına göz diken Mesud Barzani, AKP’nin yeni planında başrolü oynayacak. Çapulcubaşı, terör örgütü PKK’ya silah bıraktırıp, pazarlık için Türkiye ile masaya oturtacak.
PKK’ya silah bırak baskısı
Barzanİ, haziran ayında Erbil’de toplanacak Kürt Konferansında arabuluculuğun ilk adımını atacak.. Barzani, konferansta, “Kürtler bundan sonra haklarını demokratik yollarla almaya çalışacaklar” şeklinde bir karar çıkararak sözde Türkiye’de estirilen bölücü terörü sona erdirecek...
Görüşme trafiği hızlandı
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın PKK ile gerçekleştirdiği müzakerelerin sona erdirilmesinin ardından yeni görüşmeci olarak Kamu Güvenliği ve Düzeni Müsteşarı Murat Özçelik seçildi. Erbil’i komşu kapısı yapan Özçelik, peşmerge reisi Mesud Barzani ile sık sık bir araya gelerek Ankara’nın taleplerini iletti.
KUKLA KÜRDİSTAN DEVLETİ’NİN TANINMASINA
YOL AÇABİLECEK AÇILIM PLANINA TEPKİ YAĞDI...
Osman Özbek: Anayasa önlerini açacak
Barzani; Türkiye’deki anayasal değişimi bekliyor. Beklentileri yerine geldiğinde daha büyük laflar edecek.
Edip Başer: Rol paylaşımı içindeler
Bağımsızlığa doğru adım adım gidiyorlar. Nevruz konuşmaları, iki tarafın anlaşma içerisinde olduğunu gösteriyor.
Faruk Loğoğlu: Arap Baharı tetikledi
Kürt meselesine Arap Baharı bölgesel boyut kazandırdı. Barzani’nin bağımsız Kürdistan’ı kurma projesi var.
Alaattin Parmaksız: ABD ile paralel politika
Türkiye, Kuzey Irak’ta ABD’nin politikalarına paralel olarak hareket ediyor. Barzani’nin önünü açtıkları doğru.
Reşat Doğru: CIA ile neler görüşüldü
ABD istihbarat yetkililerinin ziyaretinde yeni bir fiili anlaşma yapıldı. Bu görüşmeler kamuoyuna açıklanmalı.
Sinan Oğan: Barzani öne çıkarılıyor
ABD, Barzani’yi ön plana çıkararak bütün Kürtlerin kontrolünü ona vermeyi gerçekleştirme peşinde.
Sadettin Tantan: Türk siyaseti iflas etti
Kürdistan geçmişte kuruldu. PKK istikrarsızlaştırma için kullanıldı. Bunlar Türk siyasetinin iflasını gösteriyor.
Armağan Kuloğlu: Kürt devletine önlem şart
PKK’yı durdurmak için bölgenin hâkimiyetini Barzani’ye verirlerse bir Kürt devletinin oluşumuna katkı sağlanır.

PKK açılımının rotası bu kez Erbil’e çevrildi
Oslo ve PKK görüşmelerinden sonuç alamayan AKP iktidarı, şimdi de Kürdistan devletini kurmak için pusuda bekleyen peşmerge resi Mesud Barzani’ye sarıldı.

Başbakan Tayyip Erdoğan, Habur’da kapanan PKK açılımının rotasını bu kez Erbil’e çevirdi. Milliyet gazetesinden Fikret Bila, iktidarın yeni stratejisinde Kandil ve İmralı’nın devre dışı bırakıldığını belirtti. Bila, köşesinde AKP’nin yeni planını özetle şöyle anlattı. “Kürt sorununun çözümünde sivil siyaset kanılı dışında hiç bir kanala itibar edilmeyecek. İmralı’da teröristbaşı Abdullah Ocalan, Kandil’de veya Avrupa’da PKK muhatap alınmayacak, devre dışı bırakılacak. Güneydoğu’da ve diğer bölgelerdeki Kürt vatandaşlar, PKK ve KCK’nın baskısından kurtarılacak. Çözüm için ipleri İmralı ve Kandil’de olmayan, demokratik yolla seçilen partiler muhatap alınacak. Silahlı mücadele sürecek. PKK ile bir daha görüşülecekse bu, ancak silah bırakması için olacak. Yeni anayasada Kürt kimliği veya özerklik düzenlemesi olmayacak.” Taraf gazetesi de dünkü sayısında AKP’nin yeni Kürt planını “Devletin zirvesinde yeni Kürt politikası netleşiyor. Yeni Oslo süreci yok. Abdullah Öcalan devre dışı. Muhatap BDP. Arabulucu ise Barzani” ifadeleriyle açıkladı. PKK’nın silah bırakması çalışmalarında inisiyatifin Barzani’de olacağını belirten gazete, “Haziran’da Erbil’de toplanması planlanan Kürt Konferansı’nda Barzani, PKK’ya silah bıraktırma kararını açıklattırmaya çalışacak” diye yazdı. Bu gelişmeler, muhalefet partileri ile askeri uzmanların tepkisini çekti.

“Yeni Anayasa önlerini açacak”
Emekli Tümgeneral Osman Özbek, peşmerge reisi Mesud Barzani’nin toplamayı planladığı Kürt Ulusal Konferansı’nı sürekli ertelemesinin altında Türkiye’de süren yeni anayasa çalışmalarının yattığını söyleyerek şöyle dedi: “Bağımsız Kürdistan devleti kurma projeleri bizim anayasamızla da ilgilidir. Anayasa onların bu projelerinin önünü açacak ve işlerini kolaylaştıracak doğrultuda çıkartılacak. Oslo görüşmelerinde de bunun sinyalleri verilmiştir. Bu durum hem yeni anayasa hem de Büyük Ortadoğu Projesiyle de ilişkilidir. Barzani’yi konuşturan, arkasındaki emperyalist güçtür. Barzani’nin günü gelince yapacağız demesinin ardındaki sebepler de bunlardır. Neyi bekliyor Barzani; Suriye’nin bölünmesini ve Türkiye’deki anayasal değişimler ve rejimin değişimini beliyor. Başkanlık rejimi gelecek mi? Eyalet sistemi oluşturulacak mı? Özerklik verilecek mi? Tabi bu durumu Meclis ve halk kabul eder mi? Malatya’daki füze kalkanı meselesiyle belki İran’da karışacak. Burada son hedef İran. Barzani kendine verilen rol gereği bu şekilde konuşabiliyor. Barzani dört ülkeyle ilgili konferanslar düzenliyor ve birleştirilmiş bir devletten bahsediyor. Bütün bunlar Barzani’nin boyunu aşan şeyler. Barzani’nin beklediğini söylediği süreç tamamlandığında, Barzani artık daha büyük laflar etmeye başlayacaktır.”

AKP hükümeti bağımsız Kürdistan’ı tamamlıyor
İçişleri Bakanı Sadettin Tantan da AKP’nin bağımsız Kürdistan’ı tamamladığını ifade ederek şunları kaydetti: “Eski Kürdistan Devleti geçmişte kuruldu. Eski hükümetler ve siyasetçilerinde bu sürece büyük katkıları oldu. AKP iktidarı bu süreci tamamlamak ile yükümlüdür. Bu devletin kurulması için tüm altyapı çalışmaları tamamlanmıştır. Şu an bir tek devletin bu durumu halka izah etmesi kaldı. Bunu da yavaş yavaş açıklamaya başladılar. PKK bunu destekleyen ülkeler bakımından bu bölgesinin istikrarsızlaştırılması için kullanılan bir örgüttü. Bütün bu görüşmeler Türk siyasetinin iflas ettiğinin ve kimliksizleştiğinin açık bir göstergesidir. Burada başka bir husus şudur: Kamu Güvenliği Müsteşarı ve Mit müsteşarı taraf olarak bir masaya oturamaz ve hiçbir şekilde bu tarz bir görüşme yapamaz.”

Murat Özçelik, Kuzey Irak’ı komşu kapısı yaptı
Başbakan Tayyip Erdoğan, Oslo’da terör örgütü PKK’lılar ile pazarlık yapan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın dönemin Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak aralarında bulunduğu ekibi devreden çıkartarak yeni görüşmeci olarak Kamu Güvenliği ve Düzeni Müsteşarı Murat Özçelik’i seçti. Müsteşar olur olmaz ilk ziyaretini Washington’a yapan Özçelik, Erbil’i komşu kapısı yaparken peşmerge reisi Mesud Barzani ile sık sık masaya oturdu. Barzani açılımını yürüten Özçelik, Dışişleri Bakanlığı kökenli bir diplomat. 2007 yılında başlayan AKP-ABD-Barzani işbirliği sonrasında Türkiye’nin Irak Özel Temsilcisi olan Özçelik, 2008 yılında sık sık Barzani ve Talabani’yle bir araya geldi. Özçelik, 2009 yılında Bağdat Büyükelçiliği görevine getirilirken, Irak’ın kuzeyindeki yerel yönetimle temaslarını da sürdürdü. Özçelik Türkiye’ye döndükten sonra da Erbil’e giderek Mesud Barzani ile bir araya geldi.

Arap Baharı tetikledi
Bağımsız Kürdistan’ı kurma projesinin devreye girdiğini söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, şöyle dedi: “Arap Baharı dediğimiz Arap halk hareketlerinin ortak ürettikleri bir sonuç ile Kürt meselesine bölgesel bir boyut kazandırmakta olduğu, Arap hareketlerinin var olduğu topraklarda yaşayan Kürt topluluklar kendi aralarında dayanışma ve iş birliği içindeler. Dolayısıyla ayrı ayrı ülkelerde olan Kürt sorunu şimdi bölgesel bir dayanışma boyutuna çekilmeye çalışılıyor. Barzani’nin yaptığı açıklama gayet açıktır. Demek oluyor ki gerçek anlamda bir Bağımsız Kürdistan’ı kurma projesi var. Irak’ta öteden beri devletine karşı mücadele veren bir Barzani var. Kürt hareketiyle ismi çağrıştırılan bir marka değerine sahip Barzani. Irak’taki bölgesel yönetiminde başkanı olarak Barzani’nin ayrı bir marka değeri var. Barzani’nin bize, bizim de Barzani’ye vermemiz gereken bir güvence yoktur; olmamalıdır.” ,

ABD ile paralel politika
Emekli Tümgeneral Alaaddin Parmaksız, Barzani’nin ön plana çıkarılmasının sürpriz olmadığını söyledi. “Türkiye Kuzey Irak’ta ABD’nin politikalarına paralel olarak hareket ediyor. Barzani’nin yakın geçmişteki verdiği beyanatlara da bakıldığında amacının ne olduğu zaten açık” diyen Parmaksız, şunları söyledi: “Barzani, Ortadoğu’daki konjonktüre göre adım atıyor. ABD ve Türkiye’ye karşı yeni strateji içerisinde.”

Çapulcubaşına güvenilmez
Emekli Orgeneral Edip Başer, Kürtlerin bağımsızlığa doğru adım adım gittiğini söyledi. Başer, Mesud Barzani’ye hiç bir zaman gevenilmeyeceğini belirterek şunları söyledi: “Son zamanlarda Barzani’nin Irak merkezi yönetimiyle arası pek iyi değil. Bağdat yönetiminden çok şikayetleri var. Merkezi yönetimle yavaş yavaş bağlarını gevşetme arzusunda gibi görünüyor. Planı bu. Böyle bir bağ gevşetme niyeti olduğu için, kuzeye, yani Türkiye’ye daha şirin gözükme çabası içerisinde olduğunu zannediyorum. Yani iki tarafa birden kafa tutmak onun için mantıklı değil. Irak’a kafa tutarken, Türkiye’yle ilişkilerini düzeltmenin, en azından göstermelik de olsa adımlarını atmak istiyor. ‘Barzani silah bıraktıracak’ diye geçmişte çok söylendi. Çok uğraş verildi bunun için. Barzani ile temaslar da bu hedefe yönelik olarak kuruldu. Ama görüldü ki Barzani’nin bu konuda hiçbir etkinliği olmadı. Yapabilirdi bunu. En azından kendi bölgesinde dağdaki katil sürüsüne giden lojistik desteği kesseydi, bu bile büyük ölçüde meseleyi hallederdi. Ama yapmadı. Ben şahsen, Barzani kanalından herhangi bir sonuca ulaşılabileceğini zannetmiyorum.

Kuloğlu: Önlem almak şart
Emekli Tuğgeneral Armağan Kuloğlu, Barzani yönetimiyle iyi ilişkilerin devam etmek suretiyle sadece PKK’ya yönelecekleri hususunda bir garanti verildiği gibi bir havanın olduğunu söyledi. Kuloğlu şöyle devam etti: “Bölgenin hâkimiyetini PKK’dan alıp Barzani’ye verirsek PKK faaliyetlerini en aza indirebilir miyiz şeklinde bir düşüncede var. Ancak gözden kaçırılan o bölgenin hâkimiyetini Barzani’ye verirlerse bu kez bir Kürt devletinin de oluşumuna katkıda bulunulmuş olacak. PKK ile mücadelede bölgede özerk veya bağımsız bir Kürt devletinin oluşmasını engellemek gerekir.”

Baba Barzani “2. cephemiz Türkiye olacak” demişti
Peşmerge reisi Mesud Barzani’nin babası Molla Mustafa Barzani de, 45 yıl önce Büyük Kürdistan hayalini seslendirmişti. Irak rejimine karşı mücadele yürüten Molla Barzani, “İkinci cephemiz Türkiye olacaktır. Fakat bu mücadele için zaman çok erken” ifadesini kullanmıştı. Yeni İstanbul adlı günlük siyasi gazetenin 29 Eylül 1966 günlü sayısında “İsviçre özel muhabiri” olarak nitelenen Hüseyin Aydınkaya’nın imzasını taşıyan haberde İsviçre televizyonunda Molla Barzani’nin konuşmasının ve sözde Kürt haritasının yayınlandığı bildirildi. Suriyeli siyasi yorumcu Bessam Ebu Abdullah, geçtiğimiz mayıs ayı sonunda yaptığı açıklamada, Büyük Orta Doğu Projesi’nin uygulandığını ve Suriye’den sonra sıranın Türkiye’ye geleceğini söylemişti.

“Devlet başkanı gibi karşılanmıştı”
MHP Genel Başkan Yardımcısı Reşat Doğru, AKP iktidara geldikten sonra yaptığı ilk iş 57. hükümetin yapmadığı ABD’nin orak operasyonuna evet demesi oldu“ dedi. Doğru, şunları söyledi: ”ABD istihbarat yetkililerinin ziyaretinde yeni bir fiili anlaşma yapıldı. Bu görüşmeler kamuoyuna açıklanmalı. PKK ile görüşmeler ve açılım sürekli gündemde tutuldu. Oslo’da yapılan görüşmeler bunun bir örneği. Ancak bundan ne kadar sonuç alındı? Geçtiğimiz günlerde ABD istihbarat yetkilileri Türkiye’ye gelerek bir dizi görüşmeler yaptı. Bu görüşmelerin içeriğini hiçbir zaman öğrenemedik. Buların AKP iktidarı tarafından bir an önce açıklanması gerekiyor. Bilindiği gibi ABD Irak’tan çekilmeyi açıklamasına rağmen oradaki fiili yapıyı koruyacak nitelikte ve sayıda bir asker bıraktı. Barzani, Talabani ve Peşmergeler bu sürecin bana göre hep içerisinde vardı. Daha öncede vardı. Devlet başkanı gibi karşılanmışlardı. Barzani’nin Irak’ta bugünkü rolü bana göre mevcut yapıyı korumak.

BDP’li Sakık AKP’lilere sordu:
Siz Kandil’le görüşmediniz mi?
TBMM Genel Kurulu’nda bazı yatırımlara KDV muafiyeti getiren kanun teklifinin maddelerinin görüşülmesi sırasında ilginç sahneler yaşandı. BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, yasal olarak yapılan Nevruz kutlamalarını eleştirerek “Koca göbeklerinizle ateşin üzerinden atlamaya çalıştınız. Unutmayın, hiçbir taklit aslını geçemez” dedi. AKP’li Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, yerinden söz alarak, “Suçlu güçlü pozisyonunda görüntü verilmeye çalışılıyor. Aynaya baksınlar önce. Bayram herkesin, tüm milletin bayramıdır. Orta Asya’da da Balkanlar’da da Anadolu’da da kutlanıyor bu bayram. Kandil’e köprü isteyenlerin terörü lanetlemelerini beklemek doğru olmaz zaten. ’Madem Kandil var o zaman bir siyasi parti olarak size ne gerek
var’diye sormazlar mı?” diye konuştu. Sakık da “sataşma” gerekçesiyle söz alarak, “Kandil bu
ülkenin bir gerçeğidir. Siz Kandil ile görüşmediniz mi? Oslo görüşmeleri benimle mi yapıldı?
Bunu söylerken neden tepki gösteriyorsunuz? Bu bir realite o zaman” dedi.

Oğan: Kürtler Barzani’ye teslim ediliyor
MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan, ABD’nin Irak’tan çekilmesinden sonra bölgenin denetiminin Barzani’ye verilmek istendiğini söyledi. MHP’li Oğan, şöyle dedi: “O Talabani hem sağlık sorunları nedeniyle hem de aşiretinin eskisi gibi güçlü olmaması nedeniyle Barzani içerisinde yedeklenmek isteniyor. Irak’ta Barzani ön plana çıkarılarak bütün Kürtlerin kontrolü ona verilmek isteniyor. ABD şimdi bunu gerçekleştirme peşinde. Öte yandan Türkiye’de de Kürt vatandaşları üzerinde AKP eliyle Barzani’nin ön plana çıkarılmak istendiğini görmekteyiz. Elbette bu da ABD tavsiyesiyle olan bir şey. Barzani’nin üzerinden bölgede Kürtler arasında bir birlik kurulmak istendiği artık açıkça anlaşılmış durumda. AKP’de hem Oslo ve Habur’da yaşanan başarısızlık nedeniyle, hem de ABD’nin tavsiyesiyle anlaşılıyor ki Barzani’ye bir aktör rolü biçmek istiyor. Görünün tablo bu. AKP iktidarı ’Bir Kürt kedisi bile vermeyiz’ diyenlere aktör rolü biçmeye başlarsa hem Habur’da, hem de Oslo’da yaşadığı başarısızlığı burada da yaşayacaktır.”

Masum Türker’den şok iddia
DSP Genel Başkanı Masum Türker, Afganistan’da 12 askerin şehit edilmesinin ardından yaşanan tartışmaları değerlendirdi. Türker, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un da Afganistan’a savaşan asker gönderilmesine karşı olduğu için “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” davasında yargılandığını ileri sürdü. “Afganistan’a savaşan asker gönderilmesine karşılık ABD’nin teklif ettiği şey, Kandil Dağı’nı Türk askerlerine teslim etmekti” diyen Türker, “Türkiye’ye 2008 yılındaki Kuzey Irak’a yönelik operasyonda Kandil’e askerin girme izni verilmişti. Karşılığında ise Türkiye Afganistan’a savaşan asker gönderecekti. Kara Kuvvetleri Komutanı olarak İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanı’na haber vermeden askeri geri çekti. Bunun üzerine Afganistan’a savaşan asker gönderilmesine ilişkin olası anlaşma gerçekleşmedi. Afganistan’daki helikopter kazasının nedeninin araştırılması gerekir, acaba Türkiye’yi savaşan asker gönderme boyutuna getirme amaçlı bir kaza mıdır.”

Yeniçağ
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)