İslamcı Yazar’dan AKP’ye
Perşembe, Nisan 05, 2012
“Büyük yazarlar, ülkelerinde ikinci bir hükümet gibidirler. Hangi rejim olursa olsun, önemsiz yazarları sever, asla büyük yazarları sevmez”
İslamcı yazar Ali Bulaç, yakın geçmişte kapanmış olan bilgihikmet.com’ da ki; “Ormanın içinde yolu şaşırmak” başlıklı yazısının son paragrafının başında bu değerlendirmeyi yaptıktan sonra, şöyle devam ediyor
“Yazık ki, bugün İslamcı yazarların önemli bir bölümü eleştirmiyor,
onları determine etmeye azmetmiş aktörlerin sosyal kuklaları gibi akıntıya kürek çekiyor, bu arada her türlü yozlaşmayı, rant, yiyicilik ve magazinleşmeyi ‘değişim’ olarak sunuyorlar.
Kendilerine önemsiz misyonlar biçmiş olanların derin iz bıraktıkları görülmemiştir.
Mahkeme kadıya mülk olmadığına göre, onlar da alkış tuttukları iktidarla nisyana (unutulmaya) terk edileceklerdir.
Bütün zamanların en adil yöneticilerinden biri olan Hz Ömer; devamlı şekilde karar ve icraatlarının eleştirilmesini, yanlışlarının gösterilmesini ister, şöyle derdi: ‘Siz söylemezseniz sizde, dinlemezsek bizde hayır yoktur.’ Hayra talip olmak en büyük erdemdir.”
Sevgili okurlar..
SOLJENİSTİN’in yukarıdaki sözünün; tüm ülkelerde bütün dönemlerin hükümetlerini ve yazarlarını kapsamaktadır.
Tabi ki halen Türkiye’yi yönetmekte olan mevcut AKP Hükümetini ve de güzide basınımızda ki “gerçek yazarlar” ile yazar diye geçinenleri içine aldığını söylemeye gerek yok.
Her dönemde ve her ülkede sayıları az olan “Büyük yazarlar” olduğu gibi sayıları pek çok olan “Önemsiz yazarlar” da vardır
Ne yazık ki birçok ülke insanı gibi, Türk halkı da, hükümetlerin kuklası olmuş pek çok yazarı görmüş ve halen de,bol bol görme talihsizliğine devam etmekte…
Hiçbir iktidar, kendi yörüngesinde “fırıldak gibi dönmeyen (!)” köşe yazarını kesinlikle sevmez ve o yapıdaki yazarlara tahammüllü olamaz!
Buna ülkemizde hükümetler kadar, yerel yönetimler de dahildir.
AKP iktidarı kadar yerel yönetimlerde de, bizden olan yazarlar ve olmayanlar ayrımı yapmakta ve kendisinden olmayan gazeteci ve yazarlara hayat hakkı tanımamaktadırlar…
Yukarıda yazılanları; AKP adına kendilerini her zaman söz sahibi gören, yerel yönetimlerde belediye başkanları adına hareket eden ve yandaş olmayan yerel basını, belediyeden kendilerine ilan vermemekle tehdit eden, baskı altına alan “dünya talihlisi (!)” kimi “belediye basın danışmanları (!)” ne derdi acaba?
“Bu adamlar AKP’ye karşıtları, önyargılı davranıyorlar ve gerçekleri saptırıyorlar belediye başkanımızı ve partimizi haksız yere eleştiriyorlar” mı derlerdi?
Hacca ve Umre’ye gidilmekle her zaman piri pak olunmuyor…
Önce piri pak olacaksın, sonra Mekke yollarına düşecek orada yaptığın gerçek ibadetinle Yüce Allah’ın şefkatına sığınacaksın!
Önce, hak ve adalet konusunda Hz Ömer kadar dürüst olacaksınız sonra hakkın ve halkın yanında olduğunuzu yaptığınız icraatlarla ortaya koyacaksınız…
Üzerinde AKP adına “evet” yazan 70 bin paketi iftar sofralarında aç ve sefil bıraktığınız insanlara dağıtıp siyaset yaparak değil…
AKP döneminde olduğu kadar, hiçbir dönemde, sahte dinciler, dini istismar eden kişiler, yöneticiler oluşmamıştır!
Sadakatla dinine bağlı ve gerçek Allah korkusu olanlar, “aman bizden uzak durun” dercesine meydanı ne yazık ki bu sahte dincilere bırakmışlardır…
Son yıllarda, bunların ağzından çıkan “din iman” sözleri ve göründüklerinin tam tersi içinde bulundukları “tatlı yaşamları” kadar toplumda tepki ve isyan yaratan ve kendilerinden nefret ettiren, bir sosyal tepki yaşanmamakta…
Burhan Özbey
Hakimiyeti Milliyet
Tags