Binalar çürük
İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Celal Şengör, Marmara Denizi'ndeki fayın sekiz yıl içinde tek parça olarak kırılacağını ileri sürdü. Depremin 7.6 büyüklüğünde olacağını belirten Şengör "En az 3 bin bina yassı kadayıf haline gelecek" dedi.
Tsunamiye dikkat
Şengör şöyle devam etti: Fay kırıldığı zaman İzmit depreminden altı kat daha büyük bir deprem olacak. Gebze'nin batısında kalan bölgeler için tsunami tehlikesi de var. Şayet önlem alınmazsa 100 bin kişi yaşamını yitirir. İstanbul'un büyük kısmı yerle bir olur.
'Bağırarak geliyor'
Depremden en çok sahil kesimleri ve dere yataklarındaki yerleşim yerlerinin etkileneceğini söyleyen Şengör "Bangır bangır bağırarak gelen bir deprem bu. Eğer buna rağmen önlem alınmazsa yuh bize" dedi.
Siyaseti, ekonomiyi, Amerika'yı, Avrupa'yı, diplomasiyi konuşup duruyoruz ama Türkiye'yi altüst edecek esas büyük bela İstanbul'un kapısının önünde bekliyor. Bilim adamlarının kaçınılmaz gördüğü İstanbul depremi için artık neredeyse tarih bile veriliyor. Son Bingöl depreminin,
'deprem fırtınası' teorilerine göre İstanbul depremini de etkilediği anlaşılıyor. Böyle bir depremde neler olacağını, İstanbul'un ve Türkiye'nin tarihi giderek yaklaşan bu depremde neler yaşayacağını, fayın nasıl kırılacağını, bu büyük depremde kaç bin binanın yıkılabileceğini, ne kadar can kaybının ortaya çıkabileceğini, meydana gelecek yangınlarla
İstanbul'un nasıl bir cehenneme dönebileceğini, yaşanması çok muhtemel tsunaminin nereleri etkileyeceğini dünyaca ünlü jeolog Celal Şengör ile konuştuk. Şengör'e göre, eğer Türkiye kendi geleceğini kurtarmak istiyorsa,
derhal İstanbul depremine odaklanmak ve gerekli tedbirleri almak zorunda. Amerikan Bilimler Akademisi yabancı üyeliğine seçilen ilk Türk bilim adamı olan Celal Şengör, Avrupa Akademisi'nin de ilk Türk üyesi. Londra Jeoloji Cemiyeti başkanlık ödülünü alan profesör Celal Şengör, İTÜ'de öğretim üyeliği yapıyor.
Marmara Denizi'nin 1200 metre altındaki fayın resmi çekildi, faydan örnekler alındı. Şimdi bu örneklere göre, fayın son olarak hangi tarihte kırıldığı anlaşılacak. 'Yakın bir tarihte kırıldıysa, beklenen İstanbul depreminin büyüklüğü yedi civarında olacak, Eğer fay daha eskiyse deprem 7.6 büyüklüğünde olacak' deniyor. Bu doğru mu?
Doğru değil. O çalışma, 1912'deki Şarköy depreminin büyüklüğüyle ilgili bilgi verecek. Şarköy depremi başka bir döneme aittir. Kuzey Anadolu fayı ise 1939 Erzincan depremiyle sıfırdan tekrar başladı. Kuzey Anadolu fayı devri bir faydır. Hareket Doğu'dan başlıyor ve bir tırtılın yürüyüşü gibi Batı'ya ilerliyor. Tırtıl 1939'da Erzincan'da harekete geçti. 1942, 1944, 1947, 1957, 1967 depremleri ve nihayet 1999 depremleri oldu. Bunların hepsi yaklaşık 7.5 büyüklüğünde bir deprem yaratacak kadar enerji biriktirdi. Şimdi fayımız Marmara Denizi'nin içinde duruyor. İzmit depremi 7.4'tü. O deprem de, en az bu kadar bir enerji yükledi buraya ve bu enerjinin boşalması gerekiyor. İstanbul'da bir deprem olmak zorunda.
İstanbul'da 7.4'ten küçük deprem beklenmiyor mu bu durumda?
7.4'ten küçük olursa, bir sürü deprem olması gerekir. Bu fay, her biri 6.5 büyüklüğünde 30-40 tane deprem yaratarak da kırılabilir, tek bir tane 7.6'lık depremle de kırılabilir. Ama bir sürü depremin olması bu fayın davranışına uygun değil. Çünkü Kuzey Anadolu fayı çeşitli parçalarında, 250 yılda bir 7 veya daha büyük depremler yaratıyor. İstanbul 237 yıl önce 1766'da büyük bir deprem gördü. Bu herhalde yediden büyüktü. Fatih Camii yıkıldı, şehre büyük zarar verdi, Şimdi önümüzdeki 30 yıl içinde
İstanbul'da bir deprem olması ihtimali yüzde 60.
Siz, İstanbul'da 7.6 büyüklüğünde bir deprem beklediğinizi söylemiştiniz. Son araştırmaların sonuçlarını görmeden önce miydi bu tahmininiz?
Bu tahmini, Le Pichon, Chamot Rooke, Claude Rangin ve ben birlikte yaptık. Denizaltı gemisi Victor'un çalışmalarını yapmadan önceki tahminimizdi bu bizim. Victor gitti o faya biraz daha detaylı baktı. Victor'un çalışmaları bence hiçbir şey değiştirmedi. Çünkü orada zaten bir fay vardı ve fayın kırılmış olup olmaması, İstanbul depreminin büyüklüğüne etki etmeyecekti. Bizim araştırmalarımızın hepsi, maksimum 7.6'lık bir depremin İstanbul'u etkileyeceğini söylüyor. Maksimum 7.6 diyorum, çünkü tabiatın nasıl çalıştığını bilmiyoruz. İstatistiğimiz de iyi değil. Arka arkaya dört tane 7 de diziverir. Arka arkaya dört tane 7 dizerse facia olur. Çünkü bunların bir sene sonra mı, üç sene sonra mı geleceğini bilemezsiniz. Tam toparlanmaya başlarsınız, sizi bir deprem daha vurur. Ama tarihsellik,
'İstanbul'da bir tane deprem olacak' diyor. Zaten depremi bir tane 7.6 'yla geçirmek daha iyi.
Yedilik bir deprem ile 7.6'lık bir deprem arasındaki fark nedir?
Çok büyüktür. 7.6'lık bir deprem, 16-17 tane 7 büyüklüğünde deprem demektir. Çünkü skala logaritmiktir ve bir büyüklük mertebesi '36 kat büyük deprem' demektir. Mesela 7 büyüklüğünde bir deprem, 6 büyüklüğünde bir depremin 36 katıdır.
7.6 büyüklüğünde tek bir deprem İstanbul'u nasıl etkiler?
Çok kötü etkiler. Prof. Mustafa Erdik, binaların yüzde 5'inin yok olacağını söylüyor. 3-5 bin arasında bina, Bingöl'deki okulun haline gelecek. Yassı kadayıf gibi olacak. Büyük bir facia. Yalnız Mustafa'nın bana verdiği iyi bir haber de var. Karayolları, İstanbul'da köprüleri emniyete almış.
Biz İstanbul'da, 1999'da İzmit'te yaşanandan çok daha büyük bir deprem mi bekliyoruz?
Evet. İstanbul'da beklenen deprem İzmit'teki depremin en az üç ile altı katı daha büyük olacak. İzmit depremi 7.4'tü. Ama İstanbul'un bir avantajı var. Fay içinden geçmiyor. Güneyden geçiyor. Ayrıca bu, 'yanal atımlı' bir fay. Bu karakterdeki fayın hasarı, hemen civarında çok dar bir alanda çok büyük olur. Yani böyle bir fay kendi boyunca, yakın çevresine büyük zarar verir.
İstanbul'da depremden en çok etkilenecek bölgeler hangileri?
Anadolu ve Rumeli sahil bölgelerinden kuzeye doğru gidildikçe fayın etkisi hızla azalıyor. Bir örnek vereyim. Annemle babamın Yeşilköy'deki evi, İzmit depreminde oturulamaz hale geldi. Benim oturduğum Anadoluhisarı'nda ise mumlar bile oynamadı. Depremin şiddeti kuzeye, Karadeniz'e doğru doğru hızla azalıyor demektir bu. İstanbul depreminin tahribatı kabaca güneyden kuzeye, Silivri'den Karadeniz'e doğru azalacak. Başka bir deyişle, Topkapı Sarayı'ndan Rumelifeneri'ne, Fenerbahçe'den Riva'ya doğru azalacak. Ama tabii İstanbul'un yapısı yeknesak değil.
İstanbul'da zemini sağlam olan ve olmayan yerler var. İstanbul'da dolgu alanlar var. En tehlikeli, en çok zarar görecek olan yerler bu dolgu zemin üzerinde olanlar. Yenikapı gibi dolgu limanlar var. Adı üstünde Dolmabahçe var. İstanbul'un artık dere olarak görmediğimiz dereleri var. Dolgu zeminlere başka örnekler, Alibeyköy deresinin etrafı, Haliç'in yatağı, Beşiktaş'ın önü. Sahillerde dolgu olan nereler varsa, depremde çok zarar görecek.
İzmit depreminde zarar gören Avcılar için ne diyorsunuz peki?
Bakırköy, Yeşilköy, Avcılar çürük yerlerdir. Avcılar'ın altı kil. Kil yumuşak bir kayadır. Avcılar, bu yüzden daha çok etkileniyor. Çünkü kaya ne kadar yumuşak olursa, dolguya o kadar benzer. Ayrıca kumlu zeminler de çok tehlikelidir. İstanbul'da yüksek yer gördün mü korkma. Altı sağlamdır oraların. Tarihi yarımadanın altı sağlam kayadır. Eski Bizans, Galata sağlamdır. Yüksek yerler Beyoğlu'dur, Beyoğlu'nun kuzeyi Boğaz kenarlarıdır. Mesela Arnavutköy, Bebek, Tarabya, Anadoluhisarı Kavacık, Çamlıca sırtlarıdır. Buralarda binanı sağlam yapmışsan korku yok. Asya tarafında Fenerbahçe, Moda, Kartal, Maltepe... Dolgu yerlerin bulunduğu sahiller hariç bunların da altları sağlam ama faya çok yakınlar. Mesela Adalar'ın altı son derece sağlam ama fayın burnunun dibinde. Bir şey daha var. İstanbul'un içinde harekete geçebilecek bir fay yok. Bu da iyi bir haber. Biz tüpgeçit için bir çalışma yaptık. 'Boğaz'da faylar var, bunlar harekete geçebilir' diye bir sürü iddia ortaya atıldı. Çalışmanın neticesinde bu tehlikenin olmadığı ortaya çıktı.
Peki bu deprem, İstanbul dışında nereleri etkiler?
İzmit Körfezi'nin ağzından başla, Yalova, Tekirdağ, Çatalca, Ganos'a kadar etkilenecek. Marmara'nın kuzey şeridi faya yakın olduğu için daha çok zarar görür. Güney şeridi ise faya uzak olduğu için daha az zarar görür. Ama oralar da epey sallanır. Bursa az zarar görür.
1999'daki İzmit depreminden İstanbul'un bazı yerleri daha çok etkilenmişti. Şimdi beklenen İstanbul depreminden de bu yerler daha fazla mı etkilenecek? İzmit depremi bu konuda bir gösterge mi?
Evet. İstanbul'da, İzmit depremi sırasında farklı olarak etkilenmiş alanlar gene aynı farklılık karakterini gösterecek. Eğer İzmit depreminden daha büyük etkilenmişse, İstanbul depreminde daha büyük etkilenecek.
Böyle bir depremde İstanbul'da ne kadar bir can kaybı olur?
Mustafa Erdik'in tahmini 50 bin. Prof. Kerry Sieh'in tahmini ise 100 bin. İstanbul'un nüfusunun yüzde 10'undan azı demek bu. Dünyada modern deprem jelojisini yaratan kişidir Kerry Sieh. Türkiye'ye geldi, benimle birlikte yetkililerle görüştü. Sonunda da 'Çok etkilendim. Birinci Dünya düzeyinde araştırmalar yapılmış. Bundan dünyanın alacağı dersler var. Sizin hükümetiniz çok şanslı. İstanbul depreme hazırlanabilir' dedi. Ben de ona, 'Senin gördüğün bilimin düzeyi burada birinci dünya ama, hükümetimizin düzeyi Üçüncü Dünya. Bu iki dünya temas edemiyor' dedim. Çünkü geçen hükümetle ya da bu hükümetle aramızda diyalog kurulabilseydi, akılcı bir plan yapılabilirdi. Zira bu deprem yarın da gelebilir, ama 30 sene sonra da gelebilir. Okulları hızla güçlendirmek gibi hemen bir sene içinde yapılacak işler var.
Böyle bir depreme hazırlanmak için neler yapmamız gerekiyor?
İlk yapılacak iş hastane binalarını
adam etmek ve buraları ulaşılır hale getirmek. Mustafa Erdik bana, hastanelerle ilgili tedbirlerin alındığını duyduğunu ancak bunun neticelerini bilmediğini söyledi. Mustafa'nın bilmiyorum demesi,
İstanbul'dan sorumlu kişilere büyük sorumluluk yüklüyor. Eğer bu adamlar Türkiye'nin şu anda en önemli adamı olan Mustafa'yla her Allah'ın günü konuşmuyorlarsa büyük hata ediyorlar. Deprem sırasında özellikle
'ulaşılırlık' çok önemlidir.
İstanbul'un dar sokaklarının depremde ne hale geleceğini düşünün. Cerrahpaşalar, Çapalar fayın dibinde. Oradaki doğalgaz borularının patladığını düşünün. Bunlar birer alev fıskıyesidir.
Deprem sırasında doğalgaz borularının patlama ihtimali var mı?
Çok yüksek bir ihtimal. Los Angeles'ta yaşandı. Dar bir sokakta binaların sokağın üzerine çöktüğünü, kaçmaya çalışan insanların altından da alev bacalarının yükseldiğini düşünün. İstanbul depreminde yangın riski çok yüksek. Zaten tarihte de, depremlerden sonra hep yangınlardan zarar gördü.
Siz, İstanbul depreminden sonra bağımsızlığımızı bile kaybedebileceğimizi söylüyorsunuz. Tam olarak ne söylemek istiyorsunuz?
İstanbul depremi Türkiye'nin bağımsızlığının sonu olabilir. İstanbul depreminin sonucunda Türkiye'nin 50 milyar dolarlık ani bir masrafının çıktığını düşünün. İstanbul çok önemli bir dünya şehri. 'Bu parayı verin biz İstanbul'u tamir edeceğiz' dediğimizde, adamlar bize, 'Size güvenmiyoruz. Biz gelip yapalım' diyecek. Hayır diyecek halin mi var. Burayı gelip yapan adam, bir daha senin İstanbul'la oynamana izin verir mi? İstanbul elimizden kaçar gider, dünyaya ait olur. Sen İstanbul'a bakamadığını dünyaya ilan edersen, dünya senin elinden alır İstanbul'u. Bu, Türkiye'nin başına gelebilecek en büyük felaketir. Çünkü İstanbul Türkiye'nin bayrağıdır.
Peki son Bingöl depremi İstanbul depreminin tarihini öne çeker mi? Etkiler mi İstanbul'daki fayı?
Bu tür depremlerin birbirlerini etkilemedikleri gibi bir teori vardı bugüne kadar. Bu teori çöktü. Deprem fırtınası diye yeni bir kavram geliştirildi. Mesela İzmit depreminin Yunanistan'daki depremleri tetiklediği görüldü. Milattan sonra 360'ta Girit'te inanılmaz bir deprem yaşanmış. Bu depremin etkileri İsrail'de, Sicilya'da, Kuzey Afrika'da ve İstanbul'da yaşanmış. Jeofizikçiler ve tarihçiler bu kadar büyük deprem olmaz diye işi didiklediler ve gördüler ki, 10 küsur deprem birkaç yıla sığmış, Girit'te başlamış, bütün Akdeniz'i tık tık tık dolaşmış. Birbirini tetiklemiş bunlar. Tam bir deprem fırtınası yani...
İzmit depremi Yunanistan'daki depremleri tetikledi. Bingöl de
İstanbul'u mu tetikliyor şimdi?
Bingöl büyük bir deprem değil, 6.4'le orta büyüklükte bir deprem. Biliyorsunuz, Türkiye bir sistem halinde çalışıyor. Kuzey ve Doğu Anadolu fayları boyunca Batı'ya kaçıyor. Arabistan Kuzey'e bastırıyor, Avrasya' ya yaklaşıyor. Türkiye ise bir limon çekirdeğinin iki parmak arasından fırlaması gibi Batı'ya kaçmaya çalışıyor. Yunanistan'a doğru gidiyor. Yunanistan Türkiye'nin Batı'ya gitmesini engelliyor ve Ege parçalanıyor. Bingöl gibi depremlerin hepsi işte bu sistemi etkiliyor, birbirini tetikliyor. Bu durumda 'Bingöl, İstanbul depremini etkiledi' denebilir, ama 'tetikledi' denemez. Tetiklemek, orada bir depremin mekanizmasını doğrudan harekete geçirmektir. Etkilemek ise 'onu biraz daha yüklemektir.' Görüyorsunuz, sistem çalışıyor. İstanbul depreminin olacağını sağır sultan bile duydu. Eğer İstanbul depreminden çok korktuğumuz zararları görerek çıkarsak, yuh bize artık. Bangır bangır bağırarak gelen bir deprem bu.
Peki fayın denizin altından geçmesi, bu depremin şiddetinin biraz azalmasına yol açar mı?
Denizle hiç alakası yok. Fayın İstanbul'dan uzak olması önemli. Fay, Yeşilköy'de altı kilometre güneyden gidiyor.
Denizden bu büyüklükte bir deprem gelmesi, tsunami denilen dev dalgalara yol açar mı?
Evet. Yalova Çınarcık'ın kuzeyinde fay takımı var. 7.6'lık deprem bu fayları tetikleyip, burada 7'lik deprem yaratabilir. Bu da deniz tabanında iki metrelik hareket demektir. Bu dalga kıyıya doğru geldikçe yükselir ve üç-dört metreyi geçebilir. Yeşilköy, Topkapı Sarayı, Zeytinburnu, Çekmece, Fenerbahçe, Moda, Gebze'den Batı'ya doğru yerler bu dalgayı tabak gibi bekliyor.
İzmit depreminden sonra sizinle yaptığımız söyleşide, depremi kaçırdığınız için üzüldüğünüzü söylemiştiniz. İstanbul depremini görmek istiyor musunuz şimdi?
Ben jeoloğum. Tabiatın yarattığı bu hadise benim için ihtişama sahiptir.
İnsanların başına gelen felaket insan olarak beni perişan eder, ama jeolog olarak baktığımda bu muhteşem bir olaydır. Bu muhteşem olayı görmek istiyorum.
Sizce, İstanbul depremini görecek misiniz? Yoksa bu deprem, daha sonraki kuşaklara mı kalacak?
Ben, göreceğim kanatindeyim. Açık söyleyeyim, bu depremin 30 seneyi beklemeyeceği kanatindeyim. Ama bunu ispat edemem. Tek dayandığım, 1754, 1766 depremleri arasında 12 yıllık süre var. 1999'daki İzmit depreminin üzerine 12 sene koy. İstanbul depremi de belki gelecek. Fay küt diye 7.6'yla kırılacak. Büyük bir gerilme birikimi var. Fay parçalı kırılmayı beklemeyecek. Tarihte de hiç beklememiş zaten ve hep tek parça kırılmış bu fay...
Radikal