Olsa ne olur, olmasa ne!
Cuma, Ekim 18, 2013
Son siyasi gelişmeler karşısında “Olsa ne olur, olmasa ne olur” diyebilir miyiz?
Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı sözde ‘demokratikleşme paketi’ ile yapılmak istenenler (ve yapılanlar) bizleri çok üzer mi?
Çok üzülüp, tepki gösterenler var.
Sorarım: 3 Kasım 2002 ‘büyük seçim yenilgisinden’ sonra ne bekliyorduk ki?
AKP’nin Türklüğe, Cumhuriyete, Atatürk İlkelerine sahip çıkmasını mı?
11 yıldır yaşadıklarımız gözümüzü açmadı mı?
Yaşadıklarımızı sorguladığımız halde, hâlâ tersini mi bekliyorduk?
Biz Sokrates’in “Sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez” sözünü; onlar ise Makyavelli’nin “Amaç, araçları meşru kılar” ilkesini esas alıyor.
***
Askerlik kısalacakmış,
Andımız kaldırılmış,
“Ne mutlu Türk’üm diyene” demeyecekmişiz,
Apo ve ‘pkk’nın istekleri yerine getiriliyormuş,
Anadilde (yani Kürtçe) eğitim yapılacakmış,
Vs, vs.
Bunların ‘hepsi hikâye!’
Hiç üzülmeyin.
İnsanın içinde yoksa, “Türk’üm, doğruyum” dese ne olur, demese ne olur? Zaten bunu kaldıranlar da, yıllarca bu yemini etmedi mi? Üstelik ilkokulda değil, koca adam olduklarında ‘Meclis’te yemin ederken de benzerini söylediler. Şimdi milletvekili yeminini de kaldırmaları normaldir. (Allah’a ettiği yemini tutmayanlardan, kula verdiği sözü tutması beklenir mi?)
Askerlik kısalsa ne olur, kısalmasa ne? 2 milyon askerimiz olsa ne olur, 300 binlik profesyonel uzay ordumuz olsa ne olur?
Sizin ‘siyasi iradeniz’ olmadıktan, NATO veya ABD’nin emrinden çıkamadıktan sonra ne yazar? Büyükanıt döneminde 100 bin kişi ile kış ortasında Kuzey Irak’a girdik de, “Çık” dediklerinde çıkmadık mı?
Ha, askerlik 3 ay kısalacakmış!
Davul boynunuzda, tokmak başkasında olduktan sonra orduyu hepten kaldırsanız ne olur?
Ayrıca, ‘pkk’ ile mücadelede ettiniz de ne oldu, yani?
Üzüldüğünüz şeye bakın!
Attila İlhan’ın “Bir trene binip, rastgele defolup gitmek istiyorum” sözleri mi aklınıza geliyor?
Yoksa, bir başka şairin “Öyle bir ülke ki; dillerini anlıyorsun, ama konuşmakta zorlanıyorsun” sözleri mi?
Üzülmeyin.
***
Her şey gerçek bir siyasi iradeye bakar.
Bu irade sizin elinizde.
Sandığa az kaldı.
Makyavelli’nin az bilinen şu sözünü unutmadan oy kullanmaya hazırlanın:
“Bir prensin egemenliği altında yaşamaya alışmış bir halkın özgürlüğünü koruması ne kadar da zordur!”
HOŞ BULDUK
YURT Gazetesi’ndeki ilk yazımla birlikte olduk.
İki gün önce yeni bir oluşumun, “Bağımsız Medya Grubu”nun haberini okumuştunuz haber sayfalarımızda.
Bu, Türkiye için çok önemli ve ilk olma özelliği taşıyan bir durum.
Editoryal bağımsızlığı sağlayan Sevgili Tuncay Mollaveisoğlu’nu ve gazete sahibi Sayın Durdu Özbolat’ı kutluyorum.
Hoş bulduk…
Hulki Cevizoğlu
Yurt