Tarih Vakfı ile Uluslararası Azınlık Hakları Grubu (MRG) ortaklığında yürütülen “Türkiye’de eğitim sisteminde eşitliğin izlenmesi” adlı proje kapsamında hazırlanan raporda, Devrim Kanunları arasındaki Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kaldırılması, mevzuattaki “Türk” ve “milli” ifadelerinin çıkartılması önerildi. Avrupa Birliği (AB)’nin mali desteğiyle 1 Mart 2014’ten bu yana yürütülen proje için oluşturulan rapor dün düzenlenen basın toplantısıyla komuoyuna duyuruldu.
MRG Türkiye Koordinatörü Nurcan Kaya tarafından sunulan raporda, Türkiye’de eğitimin Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun ardından merkezileştiği ve ideoloji amaçlı olduğu savunuldu. Raporda son yıllarda müfredatta yapılan düzenlemeler ve 4+4+4 sistemiyle eğitimin dindar gençlik yetiştirmenin aracı haline geldiği belirtildi. Anadilde eğitim vurgusu da yapılan raporda, seçmeli “Yaşayan Diller ve Lehçeler” dersinin açılması noktasında öğrencilerin sorun yaşadığı öne sürüldü.
Raporun tavsiyeler bölümünde, 1924’te çıkartılan Öğretim Birliği Yasası’nın (Tevhid-i Tedrisat Kanunu) kaldırılması talep edildi. Medreseleri kaldıran, laik ve çağdaş eğitimin temeli sayılan yasa genç Cumhuriyetin en canlı adımlarından biri olarak kabul ediliyor. Raporda ayrıca, anadilde öğrenim görme hakkının anayasal güvenceye kavuşması, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerdeki azınlık hakları ve kültürel haklar ile ilgili maddelere koyduğu çekinceleri kaldırması; henüz taraf olmadığı Ulusal Azınlıklar için Çerçeve Sözleşme, UNESCO Eğitimde Ayrımcılığa Karşı Sözleşme, Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı gibi sözleşmeleri onaylaması istendi. Tavsiyeler arasında eğitim sistemine ilişkin mevzuatta yer alan “Türk, milli” gibi sıfatların çıkartılması bunun yerine “kolektif kimlik ifadelerine” yer verilmesi talepleri de
yer aldı.