İnönü Savaşları


İNÖNÜ SAVAŞLARI

I. İNÖNÜ SAVAŞI

Uşak ve Bursa bölgelerinde hazırlıklarını tamamlayan Yunan kuvvetleri, 6 Ocak 1921 tarihinde saldırıya geçmiştir. O an, Türk birliklerinin Çerkez Ethem isyanını bastırmak için meşgul olduğunu bilen Yunan kuvvetleri, Eskişehir istikametinde taarruza geçmiştir. 1.İnönü olarak adlanan bu savaş, 11 Ocak 1921 günü, Yunan kuvvetlerinin savaştan önceki hatlarına çekilmeleriyle son bulmuştur.

Türk kuvveleri, I. İnönü Savaşı boyunca sürekli geri çekilmiş de olsa, Yunan ordularının Eskişehir yönündeki ilerlemelerini durdurmuş oldukları için I. İnönü Savaşı’na kesin bir zafer olarak bakılmaktadır. Yunan tarafı ise, yapılan harekâtın zaten belirli hedefleri olduğu ve belirlenen hedeflere ulaşıldığı gerekçesiyle savaşın kaybedildiği fikrini reddetmekteydiler.

TBMM tarafından kurulmuş olunan düzenli ordunun Batı Cephesi'ndeki ilk başarısı I. İnönü Savaşı olmuştur. İsmet Paşa, TBMM tarafından, albaylıktan tuğgeneralliğe yükseltilmiştir.
Birinci İnönü Zaferi, yeni Türk devletinin uluslararası kamuoyundaki itibarını da arttırmıştır. Bunun bir sonucu olarak Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması imzalanmıştır. İtilaf Devletleri I. İnönü Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan yeni durumu görüşmek üzere Londra Konferansı'nı düzenlemişler ve TBMM'yi de bu konferansa davet etmiştir.
Birinci İnönü Savaşı’nın ardından yeni Türk devletinin ilk anayasası olan Teşkilat-ı Esasiye kabul edilmiştir.

II. İNÖNÜ SAVAŞI

Londra Konferansı'nın bir sonuç vermemesi üzerine, İtilaf Devletleri, tekrar Yunan işgal ordusunu savaşa teşvik etmiştir. 23 Mart 1921'den 31 Mart 1921 akşamına kadar süren savaş sonunda Yunan kuvvetleri, Türk ordusu tarafından İnönü'de ikinci defa perişan edilmiştir.

Fevzi Paşanın (Çakmak) TBMM’de bu savaştan bahsederken söylediklerinden anlaşıldığına göre, Yunan ordusunun amacı mutlaka yenmekti. Başkumandanları Papulas, bu sebeple Karaköy'e gelmiş ve alaylarını bizzat birbiri ardınca savaşa sokmuştur. Düşman bir taraftan kesin olarak Türk ordusunu yenmek ve dört beş günde Eskişehir'e, bir ayda da Ankara'ya gelerek Sevr Antlaşması'nı kabul ettirmek amacındaydı. Düşmanın hareketlerinden amacını anlayan kumandanlık, lazım gelen önlemleri almıştı. İsmet Paşa bir taraftan da düşmana umduğu yerde değil, bizim istediğimiz yerde savaşı yaptırmak suretiyle, düşmanın savaş planını başarısızlığa uğratmıştır. Milli Kurtuluş Savaşı'nda bu zafer, Mustafa Kemal'in güzel ifadesiyle, milletin "maküs talihini" (tersine dönmüş talihini) de yenen bir zafer olmuştu.

Mareşal Fevzi Çakmak ve Atatürk’ün, İnönü Savaşları için söylediklerini yukarıda sizlere anımsattım. İnönü savaşlarının yapılmadığına inanan aymazlar, O savaştaki başarısından dolayı Atatürk tarafından “İnönü” soyadı verilen İsmet Paşa’ya saldırarak, onun Garp Cephesi Komutanlığını, Mudanya ve Lozan Baş delegeliğini yok edeceklerini sanmaktadırlar. Kocatepe’deki Atatürk’e ulaşamayanlar, İsmet İnönü’ye bir intikam duygusu içinde saldırarak, 1950’lili yıllarda, İzmir’de bir okuldan adını kaldırmış ve Fuar’dan bir heykelini yok etmişlerdir. Onlar; kendilerini işgalci ülkeler yerine mi, yoksa vatana ihanet suçu işleyen Çerkez Ethem yerine mi koymaktalar? 23 Ocak 2015

Ahmet Gürel

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)