Eğitimle alakalı 4 yazı yazdım,
Her yazının sonunda,
Neden eğitmememiz isteniyor,
Bunu sorgulamalıyız,
Dedim,
O zaman,
Sorgulayalım,
Neden eğitmememiz isteniyor,
Öncelikle,
Eğitim,
Usta- çırak- zanaat üçlemesi misali,
Temel olarak boynuzun kulağı geçmesi,
Prensibine dayanır,
Eğitim alanın,
Eğitim verenden daha ileriye gitmesi gerekir ki,
Bilimde, teknolojide, tıp alanında,
Sanayileşme de, Tarımda kısaca her alanda,
Gelişme sağlansın,
Bugün,
Tekerleğin icadından,
Uzaya mekik atmaya gelindiyse,
Telgrafın icadından,
Akıllı telefonlara gelindiyse,
Kerpetenle diş çekmekten,
İmplantla tedaviye gelindiyse,
Eğitilen,
Eğiteni geçtiği içindir,
Gelişmiş ülkelerin,
Gücünün temelinde bu basit temel eğitim prensibi vardır,
Eğitilen,
Eğiteni geçecek.
Gelişmiş ülkeler,
Sürekli yükselttikleri eğitim kaliteleri sayesinde,
İleri teknoloji gerektiren ürünler üretirler,
Arabalarını, uçaklarını, üretim makinalarını, tıbbi cihazlarını, telefonlarını,
Silahlarını, bilgisayarlarını, yazılımlarını……..
Teknolojiden, bilimden uzak,
Gelişmemiş ve az gelişmiş ülkelere çok yüksek karlarla satarlar,
Karşılığında,
Kiminin elindeki petrolü, yeraltı kaynaklarını,
Kiminin elindeki tarımsal ve hayvansal ürünleri alır,
Kiminin işgücünü, kiminin stratejik konumunu kullanır,
Kısaca sömürürler,
Bu sömürüyle elde ettikleri kazancı,
Halklarına refah olarak sunarlar.
Sömürülmekten kurtuluş, gelişmeyle mümkündür,
Gelişmenin yolu da,
Eğitimden geçer,
Bu sebeple,
Sömürgeci ülkeler, sömürünün devamı için,
Sömürdükleri ülkenin,
Eğitiminde ilerlemesini istemez ve engellerler,
Sömürgeci ülkeler eğitimi engelleme hamlelerini,
İki temel üzerine kurarlar,
Birincisi kendilerine düşen, dış hamleler,
İkincisi sömürülen ülkelerde yaptırılan iç hamleler,
Birincisinde,
Gelişmemiş ve az gelişmiş ülkelerdeki zeki gençleri,
Üniversite bursları, iş imkânları,
Yaşam şartları, vatandaşlık hakkı gibi,
Çeşitli cazip yollarla ülkelerine çekerler,
Ülkelerine çektikleri gençlerin,
Maneviyatlarını, milli duygularını köreltirler,
Zaman içinde zeki gençler, farkında bile olmadan,
Ülkelerine değil de gelişmiş ülkelere hizmet eder duruma gelirler.
Özetle beyin göçü hadisesini gerçekleştirirler,
İkincisinde,
Sömürdükleri ülkelerde,
İstedikleri politikaları uygulatabilecekleri politikacıları desteklerler,
Bu politikacılar vasıtasıyla, istedikleri politikayı uygulatırlar,
Öncelikle,
Eğitimcinin geçim şartları ağırlaştırılır,
Eğitimci olmanın cazibesi ortadan kaldırılır,
Hiçbir şey olamazsan eğitmen ol düşüncesi benimsetilir.
Eğitimcilerin yetişeceği üniversitelerin kalitesi düşük tutulur,
Eğitimcinin kaliteli olması engellenir,
Eğitim sistemi sık sık değiştirilir,
Sistemin istikrarına fırsat verilmez,
Eğitim kurumlarının başında yetersiz yöneticiler atanır,
Eğitim kurumlarının kalitesinin düşük kalması sağlanır,
Eğitilenin önüne sürekli yeni sınavlar konur,
Spora, tiyatroya, müziğe, kitap okumaya fırsat bulması engellenir,
Paylaşmaktan, üretmekten, sorgulamaktan, araştırmaktan,
Sosyallikten uzak yetişmesi sağlanır.
Eğitilenin kalitesi düşürülür,
Sonuçta,
Kötü eğitmenlerin,
Kötü eğitim kurumlarının,
Kötü eğitim sistemlerin,
Sonucunda,
Kötü eğitilen gençler yetişir,
Gelişmiş ülke,
Üretemediğin teknolojileri sana satmaya devam eder,
Sömürü devam eder,
Onun desteklediği politikacı,
Sorgulamayan, araştırmayan, sosyalleşmeyen nesiller sayesinde,
Söylediği her şeyi sorgusuz sualsiz kabul ettirir.
Yoluna devam eder.
Dıştan ve içten,
El birliğiyle,
Eğitmemek sağlanır
Bu yüzden ATATÜRK,
Medeniyet öyle kuvvetli bir ateştir ki,
Ona ilgisiz kalanları yakar, yok eder.
Uygar olmayan insanlar ve toplumlar daima,
Uygar olanların ayakları altında kalmaya mahkum olacaklardır, demiştir.
Anlayacağın,
Medeniyetten, Uygarlıktan uzak,
Ayaklar altında kalan bir toplum olmamız için.
Eğitilmememiz isteniyor.
Bu yüzden meselemiz eğitmemek,
Dolayısıyla,
Hedefimiz inadına eğitmek olmalı.
Derim,
Aydın KOCA