Başkanlık sistemi ne getirir, ne götürür?


Türkiye günlerdir başkanlık sistemini tartışıyor. Peki başkanlık sistemi gelir mi? Gelirse, yargıdan parlamenter sisteme, neleri değiştirir? İşte bu zor soruların cevabını, önceki gece, Genç Bakış’ta aradık. İstanbul Aydın Üniversitesi’nde gerçekleşen programda konuklarımız, bu alandaki en donanımlı isimlerdi. Olaya daha çok akademik açıdan ve dünyadaki uygulamaları açısından baktılar. Ekran başındakilerin de ilgiyle izlediği programın sonunda gelinen nokta, bu geçişin o kadar da kolay olmayacağı şeklindeydi.
İşte programdan satır başları:

Başkanlık sistemini kim istiyor?
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu (Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği Başkanı)
- Acaba sistem değiştirmeyi, parlamenter rejimden başkanlık rejimine geçmeyi Türkiye mi istiyor, yoksa Türkiye’de bazı yöneticiler mi?
- Tam da yeni anayasa yazım sürecine geçildiği sırada, tepeden ortaya atılan bir başkanlık sistemi görüşü, pek istenen bir gündem kaydırması değil.
- Türkiye’nin geleneksel olarak Amerika’ya duyduğu sempati rejime de yansıdı. Başkanlık rejimi deyince, Amerika deyince bizi de kurtarabilir yaklaşımıyla bilen ya da bilmeyen bu sisteme bir sempati duyuyor.
- Başkanlık ya da yarı başkanlık rejimleri nedir bu konularda gerçekçi bilgiye sahip olmamız gerek. Aksi takdirde acaba bu bir özenti mi, bir taklit süreci mi bu soruyu sormamız gerekir.

Özenenler başarılı olamadı
- Amerika’ya öykünen, taklit eden birçok devlet; Afrika ve Güney Amerika devleti başkancı rejime kaymışlardır. Bu açıdan tepeden inme bir biçimde başkanlığa geçelim şeklindeki bir girişim Türkiye için çok risklidir.
- Eyalet sistemi başkanlığın zorunlu bir gereği değildir.
- Amerikan sistemi, denge ve denetim sistemi. Siz eğer bütün mekanizmalarını getirirseniz belki Türkiye’de başkanlık sistemini de yarı başkanlık sistemini de yaşatabilirsiniz.
- 1920 Meclisi Türkiye için çok özel ve özgün bir meclis. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran bir meclis, anayasa hukukunda da pek benzeri yok. İkincisi laik sistem, üçüncüsü ise 1950 yılında tek partiden çok partili rejime barışçı bir biçimde geçiş. Bu Türkiye’yi siyaset biliminde ve anayasa hukukunda özgün kılan özelliklerden önde gelen üçü. 2023’te Cumhuriyet’in 100. yılını kutlarken özgün neyimiz
var diyeceğiz?

Kırmızı çizgiler olmalı
- Başkanlık rejimi darbeyi önler, parlamenter rejimler zaten çökmek üzere ya da başkanlık rejimi Kürt sorununu çözer gibi bilgi temeline dayanmayan beyanları kuşkuyla karşılamak gerekir, gerçeklerle ilgisi yok.
- Fransa’nın Cezayir sorunu ile Türkiye’nin Kürt sorunu birbirinden tamamen farklıdır.
- Rejim ister başkanlık, ister yarı başkanlık isterse parlamenter sistem olsun, önemli olan yargı bağımsızlığı.
- Biz eğer yeni bir anayasa sürecindeysek kırmızı çizgilere sahip olmamamız gerekir.
- Yeni anayasa yolunda üç kırılma alanı var. Birincisi din-devlet ilişkisi, ikincisi kimlikler sorunu, üçüncüsü merkez-çevre ilişkisi. Türkiye aşırı merkeziyetçi bir devlettir. Türkiye’de artık yerinden
yönetim önemli.

Türkiye tümüyle değişir
Prof. Dr. Süheyl Batum CHP Eskişehir Milletvekili / Anayasa Hukukçusu
- Başkanlık sistemine geçmek için Türkiye’nin tüm hukuksal ve idari yapısının tamamen değişmesi gerek.
- Anayasa yapım sürecinde her kesimden görüşler geldi. Bu görüşlerin içinde sadece yüzde 5 oranında başkanlık sistemine geçiş isteği var.
- Türkiye’nin en önemli sorunu temel hak ve özgürlüklerdir. Anayasa yazımına tam temel hak ve özgürlüklerle başlayalım derken, birden başkanlık sistemi çıktı.
- Dikkat edin Türkiye’de ne zaman güçlü bir kişi 5-6 sene başbakanlık yapsa hemen ortaya başkanlık sistemini atar.
- Temel hak ve özgürlükler Türkiye’de gerçekten uygulanabiliyor mu? Bugün açın Anayasa’yı mesela ‘Basın özgürdür’ diyor. Şimdi basın özgür mü?
- Anayasa Mahkemesi ve tüm mahkemelerin yetkileri daraltıldı buraya geldik. Şimdi bu yargının başında Adalet Bakanı var. HSYK’da Adalet Bakanı tarafından atanan 5 bürokrat var. Dolayısıyla bugün bu yargıyı düzeltmeden, siyasal iktidarların etkisi altında olmaktan çıkartmadan anayasa yapabildik denebilir mi?
- Rahmetli Turgut Özal zamanından beri siyasetçiler çıkar ‘Başkanlık sistemi çok iyidir. Zaten biz 600 yıl başkanlık sistemi uyguladık’ derdi. Uyguladığımız başkanlık sistemi değil, padişahlık sistemi. Başkanlık sisteminin padişahlık sistemiyle benzeyen tek yönü bile yok.
- Maalesef Türkiye’yi bu konuya kilitlediler ama emin olun Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda biz bunu hiç tartışmıyoruz.

Dengeler zor kurulur
- Başkanlık sisteminin özelliği şudur; yasama, yürütme birbirinden tamamen ayrı olacak. Birbirini dengeleyebilecek, frenleyebilecek. Bunu anlayamayanlar bugün başkanlık sistemine geçelim diyorlar. Parti olgusuyla ya başkan bütün güçleri elinde toplar ya da tamamıyla meclisle ayrı düşer hiçbiri kendi işlemlerini yapamaz. Düşman olur kavgaya başlarlar. Biz o yüzden bu sistem uygulanamaz diyoruz.
- Şu anda yargıya ve hukuka güvenin tamamen ortadan kalkmış olması son derece sağlıklı bir yaklaşım. Bunun en sağlıksız yönü; ‘Eskiden de böyleydi, bize bu kadarı yeter, boş verin idare edin’ yaklaşımıydı.
- Yargı’nın alanı 1971’den beri inanılmaz daraltılmıştır. Genişletmek gerek. Deniz Feneri savcıları görevden alındı, şu anda Deniz Feneri savcılarına istenen ceza o davadaki faillere istenenden katbekat fazla.
- Özel Yetkili Mahkemeler’in kalmasına imkân veren bir anayasayı hiç yapmayın daha iyi. Anayasa Mahkemesi’nin oluşumu mutlaka değişecek.
- Birileri sayın Başbakan’a diyor ki sen Cumhurbaşkanı olacaksın güzel ama Bülent Arınç’lar filan bekliyor, partiye hâkim olamazsın. O zaman sen başkanlık sistemine geç hem partiye hâkim olursun, hem de başbakan gibi bir adam olmaz partinin de sistemin de başında olursun.
Anayasa niye değişti?
- 2005’te Tüpraş’ın yüzde 69’u 1 milyar 250 milyon dolara satıldı. Petrol-İş Danıştay’a başvurdu, iptal edildi. İptal edildikten sonra aynı Tüpraş’ın bu kez yüzde 51’i 4 milyar 500 milyon dolara satıldı. Arada 3 milyar dolar var. Kim hata yaptı? TEKEL’in içki bölümü 250 milyon dolara satıldı, alan daha parasını ödemeden 950 milyon dolara bir başkasına sattı. 1.5 yılda 700 milyon dolar kâr etti. Konya’daki Sümerbank bir şirkete 1 milyon dolara satıldı. Arkasından Anayasa’ya bir değişiklik geldi. Artık İdare Mahkemeleri kamu yararı kavramını kullanarak iptal kararı veremeyecek. Nasıl o gün bu değişiklik geldiyse bugün de birileri istiyor diye başkanlık sistemi Türkiye’nin gündemine taşınmak istiyor. Bunu bilin yeter.
Özetin özeti: Görünen o ki başkanlık sistemine yönelik daha öğreneceğimiz çok şey var!..


Abbas Güçlü
Milliyet

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)