CHP'ye liberalizm tuzağı

İlginçtir, siyasi haritanın 'görece' sağında duran AK Parti'ye değil ama CHP'ye liberalizm teklif etmekte ısrarlılar.

CHP'nin hem merkez sağa, hem de dindar kalabalıklara ulaşabileceği bir siyasal yöntem olarak pazarlanmaya çalışılıyor liberalizm.

Oysa, Türkiye'de liberalist politikalarla şimdiye kadar başarılı olabilmiş bir siyasi hareket bulmak mümkün değil.

Turgut Özal, ekonomik anlamda liberalist politikalar uygulamasına karşın siyasal olarak muhafazakarlık ile cumhuriyetçiliği evlendirecek bir model uygulamıştı. Siyasi kişiliğini bu evlilikten aldı.

Keza AK Parti, hem ekonomik hem de siyasal olarak liberalist değil; daha sosyal adaletçi, daha sol ve aynı zamanda 'milli' politikalarla iktidar oldu ve aynı politikalar ile oyunu artırdı.

Bülent Ecevit, halkın değerlerine saygı duyarak, gönlündeki manevi liderliklere sahip çıkarak iktidar oldu.

Buna rağmen, CHP'ye; AK Parti'ye ve muhafazakar cemaatlere kaptırdığı 'sol politikalar'ın yerine liberalizm önermek; bir intihar teklifine benziyor.
CHP ne zaman 'Kuruluş Felsefesi'ni onarmaya çalışsa, ne zaman 'Demokratik Atatürkçülük' üretmeye girişse, ne zaman topluma sol politikalar teklif etse, ne zaman halkın değerleri ve din ile barışmaya girişse...

Bir liberalizm kuşatması ve telkinleri ile karşı karşıya kalıyor.

O zaman da benim aklıma şu komik sorular geliyor haliyle:
CHP'ye liberalizm teklif eden bu arkadaşlar, acaba müttefiki gibi durdukları 'görece sağ' olarak anılan AK Parti'ye ve onun liderliğine niçin liberalizm teklif etmeye cüret edemiyor, dersiniz?

Madem Türkiye'nin liberalizm ihtiyacı olduğuna, liberalizmin toplumda karşılığı bulunduğuna inanıyorlar; neden AK Parti'nin de CHP'nin de yakasından düşüp bir 'liberal parti' kurmayı düşünmüyorlar?

Sanırım Türkiye'de 'liberalizm' siyasi partilere yerleşen ve onları yönlendirmeyi hedefleyen aparatçik mekanizmalar gibi çalışıyor. 'Jakoben liberalizm' diyebileceğimiz anakronik bir model ile karşı karşıyayız.

Buna mukabil, AK Parti ile CHP'nin devletin ve milletin temel politikalarında mutabakatlar yazmasında şaşıracak ne olabilir?
Kemal Kılıçdaroğlu CHP'si, AK Parti'nin çevresinden kovulmak üzere olan liberalisitlerin sığınabileceği zayıf bir liman değil; doğrudan dindarları muhatap kabul edecek ve siyasal projesini onlarla ortak yeni hedefler de koyarak gerçekleştirebilecek 'Demokratik Atatürkçü' bir nehir olmayı tercih etmek üzere.
AK Parti'nin siyaset planlamasındaki büyük başarılarının yanındaki en belirgin hatası 'Demokratik Atatürkçü' kitleler ile ilişkiyi liberaller üzerinden kurmaya çalışması oldu.

Bunun bedelini sahillerde ödedi.
Aynı hatayı 'yandaş medya' da yaptı.
Bunun bedelini tiraj kaybıyla ödüyor.
Sanırım CHP, bu hatanın tersini yapmayacak.

Korsanhaber

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)