AKP, TSK’yı PKK’dan tehlikeli mi buluyor?

Başlığa bakıp, “Bu nasıl soru” demeyin, yaşananlardan sonra bu soru artık meşruiyet
kazanmıştır?
Nasıl mı?
Lütfen son iki yılda yaşananları göz önüne getirin ve AKP zirvelerinin Türk Silahlı Kuvvetleri ile PKK’ya takındıkları tavırları kıyaslayın!
AKP bu süreç içinde PKK’ya boyuna güller atarken TSK’ya tersini
yapıyor!
Öyle ki PKK’nın işlediği cinayetleri bile TSK’ya ciro etmek için olmadık oyunlar oynadılar!
Hatırlayın Tokat’daki malum saldırı da sadece AKP zirveleri değil, Anayasaya göre Başkomutan, Cindoruk’a göre ise AKP Eşbaşkanı olan Abdullah Gül bile TSK’yı açıktan şüpheli ilan etmişti!
PKK’nın bu saldırıyı üstlenmesine bile gönülleri razı olmadı!
Örnek sadece o olsa iyi!
Kısa bir süre önce Taksim’de patlatılan bomba olayı ortada!
Başbakan daha iş araştırma safhasında iken provakasyon yorumunu yaptı ve kafaları karıştırdı!
Tayyip Bey’in bu ifadesi duyulunca da malum güruh yine bildik teraneleri gündeme getirerek TSK’yı imalarla hedefe oturttu!
Bombacı teröristin kimliği ile olay aydınlandı da asker son anda şaibeden arındı!
Düşünün, kazara intihar eylemcisinin devlette kaydı olmasaydı ihale askere kalacaktı. Aynı şekilde Tokat’ta da PKK ‘ben yaptım’ demeseydi TSK yine kendi askerini katleden durumunda olacaktı!
Devletin bir ve iki numarasının ülkenin Silahlı Kuvvetlerine takındıkları bu tutuma bakın ve yorumu siz yapın!
Diyeceksiniz ki, asker de sudan çıkmış ak kaşık değil!
Olabilir ama bununla mücadele etmenin yolu 2500 yıllık bir kurumu tarumar etmekten mi geçiyor?
Yanlış yapanı cezalandırırsınız ama kuruma sahip çıkarsınız!
Oysa şimdi yapılan bizatihi TSK’nın hedef alınması değil midir?
’Hayır öyle değil’demeyin, öyle olmasaydı TSK yandaş medya’da aylar boyunca bu şekilde aşağılanıp dövülebilir miydi?
Abdullah Gül ya da Tayyip Erdoğan istemeyecek de, o televizyonlar ve gazeteler askere bu biçimde hücum edecek, öyle mi?
Komik olmayın!
Tam bu noktada soralım, etkili ve yetkili olup da o yayınlara susmak aslında yapılanları onaylamak değil midir?
Kimse kimseyi kandırmasın AKP’nin nihai hedefi Kemalist Orduyu tasfiyedir!
Kuşkusuz AKP’nin bu operasyonda ABD ve AB gibi destekçileri vardır zira onlar olmasa bu kadar fütursuz olamazlardı!
Peki onlar bunu niye mi yapıyor?
TSK soğuk savaş süreci sonrasında NATO uydusu olmaktan çıktı da ondan!
ABD ve AB yeni Ortadoğu dizaynında tepki göstermesinden korktuğu için TSK’nın kolu kanadı kırılsın istiyor, AKP’nin hesabı ise hem 1923’ün rövanşını almak, hem de Türkiye’nin tamamını ele geçirmektir!

PİS KOKULAR GELİYOR!
Haydarpaşa sabotajının şüphelileri!
Muhtemeldir ki yetkililer Haydarpaşa Garı yangını için alel acele elektrik kontağı benzeri bir açıklama yapıp şüpheleri örtmeye çalışacaklar ama nafile, güneş balçıkla sıvanmaz ve bu olayın failleri bellidir!.. Peki kim midir?.. Haydarpaşa Port ve benzeri projeler için ağzı sulanan malum girişimcilerdir. Olur mu demeyin, Haydarpaşa Garı arazisi İstanbul’un bugün için en kıymetli yeri, zira çok geniş bir alan. Dahası, Marmaray’la orası boşa çıkacağından pek çok çevrenin iştahı kabarıyor. Dolayısı ile böyle bir alanı ele geçirmek onlarca milyarlık rant demek. Buradan hareketle böyle bir yangını çıkarmak zor olmasa gerek!.. Ama istenen olmadı ve bina ne ise ki çatı dışında zarar görmedi. Benim anlayamadığım, yangını söndürmek için havadan müdahalenin neden yapılmadığıdır. Muhalefete çağrımdır, pis kokular alıyorum, aman dikkat!

PES ARTIK!..
AB bitti, Arap şengeni verelim!
Ahaliyi uzun bir süre Avrupa Birliği afyonu ile uyutan AKP iktidarı AB balonunun patlamasının tescili ile yeni afyonlar peşindedir.. Neymiş efendim, Türk halkına AB Şengeni değil de Arap Şengeni, yani vize muafiyetlerini hediye edeceklermiş!.. Peki bu Arap Şengen’inde kimler mi olacak?.. Suriye, Lübnan ve Ürdün… Vallahi pes… İnsan biraz utanıp sıkılır. Yahu bu üç ülke de aç, sefil ve hiçbir şey üretmiyorlar. Ürdün denilen ülke ABD ve İngilizlerin yardımı ile ayakta, Lübnan ise zerre artı değeri olmayan toplama bir şehir gibi; Suriye’yi zaten saymaya gerek görmüyorum. Bu ülkelerle yapılacak vize birliği Türk halkına iyilik değil kötülüktür zira Arap akımı olacaktır!.. Afyonun Arabını görüyor musunuz?

HESAP SORAN YOK Kİ…
Özelleştirmeden gelen milyar dolarlar nerede?
2002 yılında Türkiye’nin ülke borcu 214 milyar dolardı, 2010’un sonunda yani bugün ülke borcu 564 milyar dolar.. Hal bu iken Başbakan hiç sıkılmadan zaman zaman IMF’nin borcunu şöyle ödedik, böyle ödedik diye caka satıyor. İlginçtir muhalefet bu olguyu her nedense ağzına bile almıyor ve toplumun ilgisini çekmeyecek şeylerle uğraşıyor. Bırakın o borçlanmayı, bu ülkenin 80 yıllık birikimlerinin satılmasından gelen onlarca milyar dolarının nerede olduğu ve nereye harcandığı bile belli değil? Soruyorum, Telekom’dan Türpraş’a, onlarca limandan muayene istasyonları ve sanayi kuruluşlarına kadar satılan ülke değerlerinden gelen kaynaklar nerededir? Hem ülkeyi borca batıracak, hem de 80 yıllık birikimleri bir bir satıp harcayacaksın. Bunları afişe edecek ve hesabını soracak birileri yok mu?


Sabahattin Önkibar
Yeniçağ

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)