Sırrı Süreyya Önder yazdı "Sol baştan Kürt kadınları"

Kürt kadını 80 yıllık cumhuriyet ülküsünün beceremediği bir devrimi, kendi içinde ve tüm coğrafyayı bu anlamda dönüştürerek başardı.

Kürt kadınları, özgürleşme yolunda dünya kadınlarına parmak ısırtacak bir dönüşüm yaşadı.

Video paylaşım sitelerine girerek ‘Şemamê’ yazın. Yüzlerce video göreceksiniz. Bir Kürt halayıdır. Esas adı şêxanî’dir. Agire Jîyan’ın ‘Adarê’ adlı albümünde yer alan Şemamê adlı şarkı, ritim bakımından şêxanî’ye yakıştığından, bu oyun hep bu şarkıyla oynanmış ve kitleler de oyunu şêxanî yerine şemamê olarak adlandırmıştır.
Şêxanî’yi diğer halaylardan ayıran en önemli özelliği oyunun aslında sol baştan dönüyor olmasıdır. Bütün halayların başı sağdadır, şêxanî’ninki ise soldadır, tersine döner.

Halay yani govend
Bilirsiniz, bilmiyorsanız da öğrenmelisiniz, Kürt halaylarında ki -bunun genel adı ‘govend’ dir,- kadınlar ve erkekler kendi içlerinde öbeklenirler. Erkekler ve kadınların ayrı ayrı ama inci gibi yan yana dizildikleri görülür. Aynı govendin içindedirler ama birbirlerinden ayrı saf tutarlar. Kadının ve erkeğin birbirinin elini tutması ancak yakınlık derecesiyle mümkündür. Köylerde, misal, bir köy düğününde uygulanışı bu haliyledir. Kadın govende erkek kardeşinin, dayısının, amcasının, babasının elinde girebilir ve bir yabancıyla oynayamaz. Bu yüzden kadınları sıralı olarak yan yana, erkekleri de ayrı şekilde yan yana dururlar.

Dersim’deki eylem
Geçen günlerde, Dersim’de çoğunluğu kadın yaklaşık 2 bin kişi, kentteki birahanelerde kadın garson çalıştırılmasının ahlaki çöküntüye ve fuhşa neden olduğunu ileri sürerek protesto gösterisi düzenledi. Demokratik Haklar Federasyonu, şehirde gittikçe artan fuhşu ve kadın bedeninin istismarını protesto ediyordu.
Dersim’de yapılan protesto oldukça anlamlıdır. Zorunlu göçün etkisiyle ağırlaşan bölge kentleri, işsizlik, ekonomik altyapısızlık ve halkın adlandırmasına bakılırsa, “bir tür toplumu çürütme politikasıyla güç verilen ‘çete bağlantılı fuhuş’ yapılanmalarıyla öncelikle kadını, bunun üzerinden de toplumu ahlaken zayıflatmaktadır”.
İstatistikler de oldukça şaşırtıcı ve manidardır, bölge kentlerindeki fuhuş oranı metropollerdeki fuhuş oranıyla yarışır gibidir. Kuşkusuz bu durum, kadına ziyadesiyle anlam yükleyen toplumumuzda gerek metropoller için, gerekse Kürt şehirleri için hayli üzücü ve can acıtıcıdır.

Narin ve ıtırlı
Şemamok, yabani olarak yetişen, görünüşü itibariyle kavuna benzeyen ama portakal ebadında olan, yenilebildiği halde kokusuna kıyılıp da yenilmeyen bir meyvedir. Dalından koptuktan sonra çürüyene, küflenene kadar bekletilir. Olduğu yere kokusunu bırakır. Ondan en çok bekleneni yapar, güzel güzel kokar. Bu süre içerisinde ne kadar çok ‘mıncıklayarak’ ellerseniz o kadar çabuk çürür. Yapılması gereken, nazikçe avucunuzun içine alıp kokusuna burnunuzu dayamaktır, o kadar.
Kürtler ince yapılı, mine boylu kadınlarını da şemamok’a benzetir, onlara övgü olarak bu sıfatı verirler. Egemen, çirkin ve kaba erkek diliyle söylemiyorum, şemamok’a benzese de benzemese de kadınlar narindir ve tıpkı şemamok gibi ‘mıncıklanmaya’, incitilmeye gelmez, incitilince çürürler.
Bilirsiniz, bilmiyorsanız da öğrenmelisiniz, çürüyen her şey etrafındakini de çürütür biraz. Sadece ve ancak kadınla yan yana olan erkek diğer erkeklerden daha güçlüdür.

Sağ baştan dönüyor
Şêxanî, nicedir sol baştan oynanmıyor. Zamanın ve devranın ters giden demine uyarak o da sağ baştan dönmeye başladı.
Değişen yalnızca şêxanî değil, tersine dönen bir şey daha var: Yüz binlerce Kürt kadını ve erkeği dilleri, onurları ve kimlikleri söz konusu olduğunda kol kola girip halaya durmaktalar. Savaş her zaman yıkıcıdır ama bir de böyle özgürleştirici yanı vardır.
Kürt kadını 80 yıllık cumhuriyet ülküsünün beceremediği bir devrimi, kendi içinde ve tüm coğrafyayı bu anlamda dönüştürerek başarmıştır. Yöreye ‘feodal’ diyenler olursa sözünün devamını dinlemeyebilirsiniz. Kürt kadını özgürleşme yolunda diğer dünya halklarına ve Türk kadınlarına parmak ısırtacak bir dönüşüm yaşamış ve yaşatmıştır.
Düşlüyorum, Şemamê şarkısı eşliğinde büyük bir şêxanî oynansın mesela… Kadınlarla erkekler birbirlerinin ellerini hiç yabancılık çekmeden tutsunlar o büyük ‘govend’de herkesin en güzel yeri şemamok kokan avuçları olsun. Bu kadar kan akmamış olsun; küs olanlar oyundan önce barıştırılsın. Alevi cemlerinde olduğu gibi; küs kalmaya kararlı olanlar oyuna alınmasın mesela…
Kimse yurdundan edilmemiş olsun, kadınlar bedenlerini satılığa çıkarmamış olsun, çocuklar eline taş almak zorunda kalmamış olsun. Ceylan eve dönüp makarnasını yesin mesela...
Serap Eser üniversiteye kaydolsun, Uğur top oynasın, Serhat uçurumlara gömülmesin. Ömürlerinin en civan zamanlarında canını, bedenini Kürt dağlarında bırakarak ölümün koynuna girmiş askerler analarına kavuşsun.
Oyun sağ baştan değil sol baştan dönsün, kolunu bacağını bir zalim mayına kaptıranlara Kürt kadınları dayanak olsun mesela...
Evet, böyle olsun… Kırk kere söylersek olmaz belki ama kırk milyon birlikte söylersek niçin olmasın?
Akreple yelkovan tersine sarsın da zamanı hep birlikte govende girip söyleyelim,
“şemammê şemmamê şemmamê bukê..”

Not: Bu yazı aynı zamanda bir özür yazısıdır. Diyarbekir’de Nuray Mert’in gani gönlünü incittim. O büyük bir soylulukla beni yüzlemedi. Nuray Mert şemamok gibi narin ve ıtırlı bir kadındır. Aleni bir mahcubiyetle özür dilerim.

Sırrı Süreyya ÖNDER / RADİKAL

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)