Altemur Kılıç yazdı:"Nerede o eski “Onuncu Yıl… O eski on yıl?"

Dün Cumhuriyetin 88. Yıldönümü bütün yurtta “kutlanmadı”... Atatürk’ün “Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını kutlamanı gönülden dilerim” sözlerine kıran girdi…

Deprem bahanesiyle resepsiyonlar, törenler, geçitler tümüyle iptal edildi… Zaten askeri geçit resimleri bir süredir bazılarına batar… “Hangi demokratik ülkede, böyle Sovyetlerden kopya törenler, geçitler olur!..” derler. İşte şimdi bahanesini de buldular. Gelecek 29 Ekim’e Allah kerim!..

***

Ben çocukluğumda ve gençliğimdeki Cumhuriyet Bayramlarını nostaljiyle hatırlarım: Bunlar “En büyük bayramlardı”. Fakat “10. Yıl Bayramı” başkaydı… Cumhuriyetin ilk altın 10 yılı gerçekten “büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde” kutlanmıştı.

Mustafa Kemal’in varlığının huzuru ve güveni içinde “az zamanda yapılan büyük işlerin” iftiharını yaşıyorduk.

Ben 9 yaşımdaydım, günler dün gibi aklımda; fakat bu günlerin telafı edilmez, geri gelmez günlerin tarifsiz acıları içindeyim.

İstanbul’un her köşesi donatılmış. Taklar kurulmuş. Her balkona, pencerelere bayraklar asılmış ve tek bir ağızdan “Çıktık açık alınla” diye güftesini Behçet Kemal’in yazdığı, bestesini Cemal Reşit Rey’in yaptığı marşı durmadan her yerde söylüyorduk.

Galatasaray Lisesinde okuyan ağabeyim Gündüz ve arkadaşları, Yalın İzci olarak Ankara’ya oradaki geçit resmine katılmaya gittiler. Ben gidemediğim için mahzun kaldım. Acısını Ingiliz okulunda İngiliz öğretmenlere elimdeki bayrağı sallayarak çıkardım. Çünkü İngiltere’nin o zamanlar bize yaptıkları hafızalarımızda canlı idi. Bu yüzden İngilizlere meydan okuyorduk!

Almanya’daki manevi kızım Jade Ataman hatırlattı: Osmanlının teslimiyet belgesi, Osmanlı hükümeti nazırları tarafından 30 Ekim 1918’de imzalanmış. Mondros mütarekesi 31 Ekimde imzalanmış ve 5 yıl sonra yeni Türkiye Cumhuriyeti!

***

“29 Ekim 1933 gecesi bütün aile çocukları zafer taklarını görmek için bütün İstanbul’u dolaştık ve Taksim’de renklendirilmiş su fıskiyelerine baktık. Sonra da Kurtuluş Savaşını ve Cumhuriyetimizi simgeleyen anıtın önünde eğildik.

O 29 Ekim 1933 günü ve gecesi “Cumhuriyetin altın yıllarını” simgeliyordu.

O gün radyoların başında heyecanla dinlediğimiz Atatürk’ün sözleri de hâlâ kulaklarımda. Özellikle şu sırada “Ne mutlu Türküm diyene” sözleri… Bugün, bu Cumhuriyetin başında, Çankaya’da oturan zat, “Bu sözleri dağlara taşlara yazmak ilkelliktir” diyor. Evet 88 yılda nereden nereye gelmişiz!..Her şeye rağmen “Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti”; inşallah rahat uyursun sevgili Atam!

İnsan hayal ettiği müddetçe yaşıyor ve eskileri düşündükçe de biraz ölüyor.

Atatürkün akıncıları

Bugün, 88. yılında, Cumhuriyetin tabutuna omuz verenler çok… Fakat Cumhuriyetin ilk yıllarının Cumhuriyete omuz verenlerini unutmayalım. Rahmetli Ahmet Emin Yalman onlara “Cumhuriyetin, Mustafa Kemal’in Akıncıları” derdi. Her alandaki kahramanları saymaya çalışayım: Milli eğitim öncüsü Reşit Galip, çağdaş hukuk ve adalet sisteminin kurucusu Mahmut Esat Bozkurt, Rize’de çay ziraatini başlatan Zihni Derin, Türk bankacılığının öncülerinden Muammer Eriş, endüstri devrimine damgasını vuran Nurullah Esat Sümer, “Hep Bu Topraktan” parolasıyla buı topraklarda yaşayan ve yaşamış bütün insanları ve uygarlıkları Türklüğe mal eden eski Basın Yayın Genel Müdürü ve Ankara Radyosunun kurucusu Vedat Nedim Tör, Dünya Klasiklerinin Türkçeye çevrilmesiyle kültür ufkumuzu Batıya açan Hasan Âli Yücel, Türk havacılığının öncüleri Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ, ilk Türk kadın havacı Sabiha Gökçen, şeker sanayiinin kurucusu ve bankacılıkta çığır açan Kazım Taşkent, İstanbul’da ilk radyo istasyonunu kuran Hayreddin Hayreden, kâğıt sanayiinin kurucusu Mehmet Ali Kâğıtçı, modern Türk tiyatrosunun ve sinemasının öncüsü Muhsin Ertuğrul, ilk film stüdyosunu kuran ve ilk Türk filmlerinin yapımcıları İpekçi Kardeşler… Modern başkent Ankara’nın inşasına emek veren endüstrimizin öncüsü Vehbi Koç, Ankara’nın kıraç ortamına yeşillik getiren Gazi Orman Çiftliği’nin kurucusu Ali Numan Kıraç ve bunun gibi daha nice isimsiz kahramanlar…

Altemur Kılıç
Yeniçağ
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)