Kusura bakma Yıldırım Bey bunlar daha komik

Bugün pazar, bu köşenin önemli bölümünü Yıldırım Tuna’nın fıkraları kaplıyor. Büyük bir okur kitlesi fıkraları keyifle okuyor, hatta pazarı iple çektiklerini söyleyenler de var.

Ama herkesi memnun etmek de mümkün değil. Bazı okurlarım da “fıkralara karşı.” Diyorlar ki “Bunca önemli konu varken, bir günü fıkralara ayırmak da ne oluyor?”

Haklı tarafları olabilir, ama insanız, bırakın da haftanın bir günü tüm dertlerden, sıkıntılardan birkaç dakikalığına da olsa sıyrılalım. Nasıl olsa kaldığımız yerden devam etmiyor muyuz?

Bunun dışında fıkralarla ilgili övgü ve eleştiriler de var, bunu da belirteyim. Bazı okurlar fıkraların bir bölümünü komik bulmuyormuş. Bazıları “Fazla belden aşağı fıkra oluyor, ara sıra rahatsız oluyoruz” diyorlar. Tabii bir de “Fıkralar güzel de, biraz da politik fıkralar olsa, günümüzle ilgili fıkraları da okumak isteriz” diyorlar.

Bilemiyorum artık, fıkrada da politika yapalım mı, ama mizahın temelinde eleştiri olduğuna göre neden olmasın. Duydunuz mu Yıldırım Bey?

Neyse, bu hafta iki olay var ki, ikisi de fıkra gibi. Yıldırım Bey kusura bakmasın artık, fıkra gibi olayları fıkraların üzerine çıkaracağım.

Meclis’te bir ilk yaşandı biliyorsunuz. (Zaten AKP döneminde ne yaşıyorsak hep ilk oluyor.) Kamer Genç, belki iç tüzüğü biraz zorlayarak uyarılara rağmen çıktığı Meclis kürsüsünden inmek istemedi. AKP’li Başkanvekili “Hatibin susturulmasını” Meclis’in üyelerinden “demokratik” biçimde talep etti. Meclis’in AKP’lileri “Susturun şu adamı” diyerek parmak kaldırdılar. Ama Kamer Genç susmadı. Bunun üzerine “Meclis İdare Amirleri” devreye girdi. Meclis’in yenilerinden eski sendikacı Salim Uslu ünvanının içinde “İdare amiri” sıfıtı olduğu için bunu polislikle karıştırdı herhalde ve Kamer Genç’i karga tulumba kürsüden indirdi.

Doğal olarak bu davranış tepki yarattı. Muhalefet ayağa kalktı. AKP’li Meclis Başkanı bile “Ayıp oldu“ dedi. Yani Salim Uslu’yu kınadı. Ama AKP’li milletvekilleri ortada “ayıp olmadığına” karar verdiler. Yine parmaklar kalktı ve “Biz bu adamı kınamıyoruz” dendi. Demokrasi olduğu için oy çokluğuna bakıldı, böylelikle Salim Uslu’nun “ayıp bir şey yapmadığı” kayda geçirildi. Fıkra gibi değil mi?

Ama durun bitmiyor ki fıkra gibi olay. Meclis’in AKP tarafınının yani “milli iradenin!” yani “demokrasinin!” kendisini ayıplamamasından cesaret alan Salim Uslu karşı atağa geçti.

Kendisine yönelik eleştirileri “vandalca” bulduğunu söyledi. Meğer Uslu’nun yaptığı doğruymuş, fırsat bulan muhalefetin asıl amacı AKP’yi yıpratmakmış. Ülkede demokrasi gelişirken kendisinin Meclis Kürsüsü’nden adam indirmesinin eleştirilmesi komikmiş.

Yıldırım Tuna Bey; hiçbir fıkranız bu kadar komik olamaz, biliyorsunuz değil mi?

Gelelim ikinci olayımıza. Hırvatistan’a fena halde yenildik. Futbolu da ele geçirmek isteyenlerin şike iddiaları ile ortalığı karıştırmalarının bunda etkisi var mı, ona da bakmak lazım ama, sanki bu yenilgi bağıra bağıra geldi. Günlerdir “Hırvatistan intikam alacak” diye yazılıyor, futbolcuların morali bozuluyor, mağlubiyet sanki dünyanın sonu gibi tanımlanıyor, eh, becerdik işte.

Maçtan sonra Spor Bakanımız konuşuyor. Noktasız virgülsüz konuşmasıyla zor izlenen Suat Kılıç’ı, bizim meslekten olduğu için hep ayrı bir sempati ile izledim, konuşmalarıyla beni de delirtse de hukukumuzun iyi olduğunu söylemeliyim.

İşte Suat Kılıç noktasız virgülsüz

konuşurken “Beklemediğimiz bir yenilgi aldık” dedi. Tamam doğru. Ama konuşma bitmiyor. Devam ediyor “Millilerimizin bir mucize gerçekleştireceğine inanıyorduk.” İyi mi. Spor Bakanına göre zaten maçı kaybetmişiz baştan, bir mucize gerekiyordu. O mucize olmamış. Bazen cümleler bir türlü bitmeyince böyle komik ifadeler de çıkıyor ortaya.

*****


İşte haftanın fıkraları

Yıldırım Tuna’dan gelen fıkralardan bir demetle hepinize iyi pazarlar dilerim...

Pizza dilimi

Midede bulunan bir dilim pizza sindirilmeyi beklerken önünden bir duble viski geçmiş, birkaç dakika sonra bir duble daha, arkasından bir duble daha.. 3. duble mideye gelince “Heyy, ne oluyor yukarıda?” diye sormuş bizim pizza dilimi. “Bilmiyor musun?” demiş viski, “Acayip bir parti var acayip .” Pizza dilimi “Hadi ya?” demiş “Birazdan yukarı çıkıp bakayım o zaman..! ”

Her şey var

Jimnastik salonuna yeni bir makine yerleştirmişler, sadece yarım saatçik kullandım, anında rahatsızlandım.. Makinede yok, yok.. Her şey var.. Kit kat’lar, çubuk çikolatalar, krik krak’lar, muzlu batonlar, her şey..

Şüphe

İki mahkum hapishaneden koyun kılığına girip kaçmışlar, “Salaklar..!” diye köpürmüş hapishane müdürü ve “Nasıl şüphelenmediniz yahu!” demiş. “Saçmalamayın efendim” demiş görevli memur, “Hücreden yan yana yürüyerek çıkan iki koyundan kim şüphelenebilirdi ki?.. ”

Harika adam

Erkek arkadaşımı ailemle tanıştırdım, birlikte güzel bir yemek yedik, sohbet ettik, daha sonra o evine gitmek üzere evimizden ayrıldı, babam elini omzuma koyup “Kızım bu çocuk doğanın içinde yaşayan çok iyi bir koruyucu, bakıcı, sorumlu biri” dedi. “Ooo, canım babam” dedim, “Nasıl anladın? Babam “Şeyy” dedi yüzünü ekşiterek, “Hayvan gübresi kokuyordu bir tanem, burnumun direği kırıldı..! ”

Torunlar

Polis memuru 80 yaşındaki adamın arabasında 200 kilo kokain yakalamış, “Aferin” demiş müdürü, “Adamdan nasıl şüphelendin?” diye sormuş. “Normal trafik kontrolü için durdurmuştum” demiş polis, “Onunla konuşurken bana hiç torunlarından bahsetmeye başlamadı..! ”

Sormuşlar ki

Deveye sormuşlar “Boynun neden eğri?” diye. “Medula spinalisin merkezi ilk omurun miyeli sinirlere yaptığı lokal baskıdan ötürü dorsal ve ventral motorik sinirler sıkıştığı için” demiş...

****


Gani Yıldız’dan

Polisin, Van Valisi’ni protesto eden depremzedelere müdahalesi çok sert olmuş. Yani, “Deprem öldürmez, bina öldürür. O da halledemezse devreye polis girer!” mi diyeceğiz artık?

***


Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, “Van’da baştan sona hasar tespit çalışması yapılacak!” demiş. Hangi hasar, depreminki mi yoksa sorumluların verdiği mi?

***


Van’a yardım için gelen Dr. Atsushi Miyazaki, ikinci depremde yıkılan otelin enkazı altında kalarak yaşamını yitirmiş. “Gerçek bir Japon gibi yaşayıp gerçek bir Türk gibi ölen” bu kahramanı asla unutmayacağız!

***


CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Silivri için, “Muhalifleri bu kampa toplamışlar!” demiş. Zaten ileri demokrasimiz dört işleme benziyor: Muhalifleri Silivri’ye toplama. Ülkenin yapısından “milli” kavramını çıkarma. Farklı düşünenin bu durumunu bir hataymış gibi yüzüne çarpma. Toplumu etnik kökenlere göre bölme.

***


Yunanistan’da krize giren lüks otomobilini yakıyormuş. Maazallah biz benzer duruma düşsek o meşhur gururumuzla, “Ne krizi, ısınmak için yakıyoruz!” deriz!

Can Ataklı
Vatan
13.11.2011

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)