16 iddianamenin birleştirildiği sanıklarının birbirinden nefret ettiği dava


“Ergenekon” olarak bilinen davaların 61’i tutuklu 256 sanığıyla ilgili 16 ayrı iddianamesinin tek dosyada birleştirilmesine avukatlar itirazda bulundu. Dosya birleştirilmesiyle davadaki evrak sayısı milyonlarca sayfayı aştı. Bugüne kadar birbiriyle ilgisi olmayan sanıkların savunmalarında da büyük güçlüklerle karşılaşılacağı avukatların itiraz dilekçesinde de yer aldı.

250’si tutuklu 364 sanıklı “Balyoz Darbe Planı” davasında, avukatların davalara girmeme kararı devam ederken, “Ergenekon”da davaların birleştirilmesinin de önemli sorunlar getirdiğini belirten sanık avukatlarından Hüseyin Ersöz, SÖZCÜ’ye şunları söyledi:

Birbirlerinden nefret ediyorlar
“İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden yargılama süreci dosya yoğunluğu açısından içinden çıkılmaz bir hale geldi. Bu şartlar altında bırakın avukatlık yapmayı, sanık olmanın zorluğu dahi çok fazla.
Farklı dünya görüşlerine sahip insanlardan oluşan sanıklar birbirlerinden nefret edercesine duruşma salonunda başkalarına selam dahi vermezken ve saldırgan hareketler sergilerken, ne ulusal nede uluslararası kriterlere uygun bir örgütten bahsetmek mümkün değil.

Böyle reva görüldü
Son olarak 1 ve 2. Ergenekon Davalarının birleşmesi neticesinde Tuncay Özkan, İlker Başbuğ ve Yalçın Küçük gibi sanıklarla Danıştay saldırını gerçekleştiren ve bir yargıcımızı katleden kişilerin aynı sanık sandalyelerine oturmaları reva görüldü. Bu ülkenin tarihsel geçmişi nede sosyolojik gerçekleri ile bağdaşır bir durum değil.
Davaların birleşmesi ile duruşma periyodunun da kesintisiz ve yoğun geçeceği anlaşılıyor. Öyle ki 3 hafta üst üste duruşma yapılması avukatlar üzerinde ciddi bir iş yükü oluşturacak. Böylesine önemli davalarda müdafilik görevi üstlenen avukatların tek bir duruşmayı dahi kaçırması ileride hukuken telafisi mümkün olmayan sonuçlara meydan verebiliyor. Ancak şehrin 90 Km dışından gelen avukatlar için bu çok ciddi anlamda bir iş kaybı ve külfet anlamı da taşıyor. 3 ve daha fazla avukatın çalıştığı büyük bürolar bu külfeti nispeten karşılayabiliyorken sadece 1 avukatın çalıştığı büroların bunu yapması mümkün değil

Böyle dosya hacmi dünyada yok
Davalar birleştirilmeden önce 2. Ergenekon Davasının dosya büyüklüğü yaklaşık 500 GB'dı. Bu bırakın Türkiye'yi Dünya'da dahi benzeri olmayan bir dosya hacmi demek. Davalar birleştikten sonra bu 1 TB'ı aştı. Yani Milyonlarca sayfa doküman, tanık beyanları ve duruşma zaptından bahsediyoruz. Bu yükün altından bırakın avukatların kalkmasını beklemek Mahkeme Heyetinin kalkması dahi mümkün değil.

Bütün dosyalardan sorumlu
Birleşen dosyalarda sanık olanlar, kendi iddianameleri dışında diğer tüm davaların iddianamelerinden ve ek klasörlerinden sorumlu hale getirilmiş durumda. Örneğin Nisan Ayında savunmasına başlayan 2. Ergenekon Davasında sanık olan bir müvekkilimiz (Hüseyin Vural Vural) yarım kalan savunmasına başladığı 7 Mayıs tarihinde hem ıslak İmza hem de 1. Ergenekon Davalarından sorumlu hale getirilmiştir.

Tutukluların durumu daha vahim
Tutuklu olan sanıkların hukuki durumları çok daha vahim. Birleştirilen dosyalardaki milyonlarca sayfadan oluşan dokümanları kendilerine haftada 4 saat tanınan bilgisayar hakkından yararlanarak incelemek durumdalar. Öyle ki Mahkeme tarafından duruşmalar başlamış olmasına rağmen bu dokümanlar hala sanıklara ulaştırılmış değil.
Birleştirilen davalar hem hukuken ve fiilen birçok sıkıntıyı beraberinde getirdi. Bu sürecin mevcut haliyle sağlıklı işlemesi ve adil bir sonuca varması mümkün gözükmüyor.”

Babamın adı bir kez bile geçmemişti
Emekli Albay Dursun Çiçek’in kızı ve avukatı İrem Çiçek, 16 ayrı iddianamenin Ergenekon davasında birleştirilmesine mahkemenin gerekçe sunmadığını, birleştirmenin duruşmada değil, ara celsede alındığını belirtti. Çiçek şunları söyledi:
“Dosyaların birleştiğine ilişkin avukatlara ve sanıklara herhangi bir tebligat yapılmadı. Normalde olması gereken iddianamelerin tebliğ edilmesi ve okunması gerekiyor. Bunlar da yapılmadı. Birinci Ergenekon Davasının 250 celsesi, ikinci Ergenekon davasının 178 celsesi yapılmıştı. Şimdi o davaların içine eklenmiş olduk.

İtiraz gerekçemiz
Davaya yeni eklenenler, bu celselerde neler yapıldığını, hangi delillerin toplandığı bilinmiyor. İfade veren kişiye soru soracağız ama kişi bizim iddianamemizi bilmiyor. Dosyaların birleştirilmesine karşıyız. Birleştirme konusunda tebligat yapılmadığı gibi itirazlarımız tutanağa geçirilmedi.
Sanıklar savunma yapabilecek durumda değiller. Birbiriyle ilgili iddiaları bilmiyorlar. Ergenekon iddianamesinde bir kez bile babamın adı geçmemişti.

Herkes Ergenekon çuvalında
Danıştay saldırısını gerçekleştiren, bomba atanlarla, ülkenin eski Genelkurmay Başkanı, komutanları, yazarlarını Ergenekon çuvalının içine attılar. Davanın adil bir biçimde sonuçlanmasını istiyoruz. Bize göre lehimize deliller toplanmadan, bilirkişi raporları alınmadan dava bitirilmeye çalışılıyor. Bu şekilde davanın bitmesini istemem.
Bu davada, herkesin durumu birbirinden farklı. Hiç kimseye doğru dürüst birbirine selam bile vermiyorum. Birbirleriyle düşünce olarak yan yana gelmeleri mümkün değil ama aynı davanın sanıkları durumunda.”

Saygı Öztürk
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)