Dünyada ileri, Türkiye'de geri adım atılıyor


Başbakan Erdoğan'ın "kürtaj cinayettir" diyerek başlattığı tartışmaya yurt dışında da tepkiler sürüyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kürtajı "cinayet" olarak nitelemesi ve bunun ardından sınırlayıcı bir yasanın hazırlanmasına ilişkin tartışmalar yurt içinde sürerken yurt dışında tepkiler artıyor. BBC, "Birçok ülkede üreme hakları konusunda olumlu yönde adımlar atılırken ve kapsamlı kürtaj hakkı konusunda kampanyalar sürerken mevcut yasadan geri adım atılması hem Türkiye genelinde hem de uluslararası alanda tepkilere neden oldu" yorumunu yaptı ve çeşitli örgütlerin kürtaj hakkını savunup Türkiye'yi uyaran açıklamalarına geniş yer verdi.

İngiliz yayın kuruluşu BBC Türkçe Servisince yayımlanan çok geniş bir haberde Uluslararası Af Örgütü ve Üreme Hakları Merkezi'nin ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda böyle bir adımın kadınların ve genç kızların sağlık haklarına erişiminin kısıtlanması ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan cinsel ve üreme sağlığı hakkının ihlali anlamına geleceğini belirttiklerine dikkat çekildi.

BBC, kürtaj tartışmasının uluslararası insan hakları hukuku açısından nereye oturduğunu ve olası bir yasal sınırlamanın kadın ve halk sağlığı açısından sonuçlarını Uluslarararası Af Örgütü'nün Sağlık Hakları Koordinatörü Rajat Khosla, dünya genelinde üreme sağlığı konusunda kampanya yapan Üreme Sağlığı Merkezi'nden Louise Finer ve İngiltere'de kürtaj hakkı üzerine kampanya yapan Abortion Rights Campaign grubundan Darinka Aleksic ile görüştü.

"Ağır sonuçlar olur"

Rajat Khosla, kürtajın dört hafta sınırlamasının kürtajı fiilen yasaklamak anlamına geldiğini söylerken Uluslararası Af Örgütü'nün kürtajın yasaklanmasına ve kürtaj oldukları için kadınlara karşı herhangi bir cezai yaptırımın uygulanmasına karşı olduğuna dikkat çekti.

Yasaklamanın ya da kısıtlayıcı yasal düzenlemeler getirmenin kadınlar üzerinde ağır sonuçları olabileceğini belirten Finer ise, eğer kürtaj hakkını kısıtlayan bir yasa çıkarılırsa kadınların güvenli olmayan kürtaj yollarına başvuracağını ve bunun da anne ölümlerine yol açabileceği uyarısını da yaptı.

"Türkiye kürtaj hakkını sağlamakla yükümlü"

Louise Finer ise, "Türkiye üreme sağlığı ve cinsel sağlık konusunda kapsamlı hizmetler sunmakla yükümlü. Ve kürtaj hakkı bunlardan bir tanesi. Kürtaj dışında doğum kontrol yöntemleri, cinsel eğitim gibi bir dizi başka hizmetin de sunulması gerekiyor" şeklinde konuştu.

Darinka Aleksic de, istemeden gebe kalan bir kadının gebeliği sonlandırmak için bir yol bulacağını ve kürtajın yasaklanması, kısıtlanması ve yüksek ücretlere tabi kılınması durumunda kadınların tehlikeli yöntemler seçmek zorunda kalabileceğini söylüyor.

"Erdoğan, açıklamasını kürtajı hak sayan konferansta yaptı"

Bu arada, Erdoğan'ın kürtaj açıklmasını İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı (ICPD) Eylem Planı'nın uygulanması konusunda yapılan toplantıda yaptığına dikkat çekilirken, söz konusu planın temel amaçları arasında kadın sağlığı, aile planlaması ve kürtajın güvenli koşullarda yapılmasının sağlanmasının da bulunduğuna işaret edildi.

Finer, konferansın sonunda farklı ülkelerden katılan yaklaşık 100 parlamenterin, kürtajın güvenli olamyan koşullarda yapılmasını temel bir halk sağlığı olarak gören, ICPD Eylem Planı'nı uygulayacaklarını yeniden taahhüt eden çok güçlü bir açıklamaya imza attıklarını belirterek "Erdoğan'ın bu platformu böyle endişe verici bir açıklama yapmak yerine eylem planının gerekliliklerini yerine getirmeyi taahhüt etmesi için kullandığını görmek isterdik" şeklinde konuştu.


ANKA
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)