PKK’nın son saldırısı sonrası Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “PKK’lıların silahları vardı” şeklindeki sözleri Türk siyasi tarihimize geçecek kadar anlamlı. Bir devlet yönetiminin seviyesini hatta daha öte, iflasını ortaya koyan ifadeler bunlar.
“Silahları varmış!”
“Hadi oradan be!” derler adama. Ve bu lafı eden bir kişiyi bir dakika bile o koltukta tutmazlar.
PKK bu güne kadar ne zaman silahsız saldırı yapmış ki?
Bir devlet idarecisinin yapması gereken şey o saldırıyı yapan terör grubunun elindeki silahları nereden, nasıl, hangi parayla aldığını ortaya çıkarmak ve bu silahların önünü kesmek.
Bunu yapmaktan aciz olanların söyleyeceği başka söz yok:
“Silahları vardı abi!”
Oysa biz, Batının Kanatları Altında PKK adlı kitabımızda PKK’lılardan ele geçen silahların hangi ülke menşeli olduğunu teker teker yazdık.
PKK’dan ele geçirilen silahların cinsi ve menşei: “Kalaşnikoflar: Ele geçirilen ve menşei tam olarak belirlenen 4 bin 500 Kalaşnikof’un (AK-47) yüzde 71.6’sı Rusya, yüzde 14.7’si Çin, yüzde 3.6’sı Macaristan, yüzde 3.6’sı da Bulgaristan orijinli. Kannas’lar: Ele geçirilen toplam 5 bin 713 suikast silahı Kannas, BKC, Dragunov, Arbiki, G-3, M-16, G-1, mavzer gibi silahlardan 959’unun menşei tam olarak belirlendi. Bunların yüzde 45.2’sinin Rusya, yüzde 13.2’sinin İngiltere, yüzde 9.4’ünün de ABD orijinli olduğu saptandı. Roketler: PKK’nın eylemlerde de yaygın olarak kullandığı roketlerden ele geçirilen 1.610’u üzerinde inceleme yapıldı. Bunlardan ancak 313’ünün menşei belirlenebildi. Bunların da yüzde 85’inin Rusya, yüzde 5.4’ünün Irak, yüzde 2.5’inin Çin menşeli olduğu anlaşıldı. Tabancalar: 2 bin 885 tabanca ve makineli tabancadan 2 bin 208’inin menşei belirlendi. Bu silahların yüzde 21.9’u eski Çekoslovakya, yüzde 20.2’si İspanya, yüzde 19.8’i İtalya orijinli çıktı. El bombaları: 3 bin 490 el bombasından 136’sının menşei belirlendi. Bunların yüzde 72’sinin Rusya, yüzde 19.8’inin ABD, yüzde 8’inin ise Alman menşeli olduğu görüldü. Mayınlar: Bulunan 11 bin 568 mayından 8 bin 15’inin menşei araştırması sonuçlandı. Bu mayınların yüzde 60.8’i İtalya, yüzde 28.3’ü Rusya, yüzde 6.2’si Almanya kaynaklı.
Ve radar!
Yukarıdaki listede olmayan başka savaş malzemeleri de var PKK’nın. Mesela radar!
Türk ordusunun PKK’ya karşı yürüttüğü sınır ötesi hava operasyonları bir gerçeği daha ortaya çıkardı. Türk istihbarat birimlerinin verdiği bilgiye göre PKK’nın elinde 2 adet “pasif radar” var. Teknolojik olarak, bilinen klasik radarlardan daha ileri olan bu pasif radarların yerini tespit etmek çok zor. Çünkü pasif radarlar herhangi bir ışıma yaymadan, havadaki çeşitli sinyalleri kullanarak havadan yaklaşan cisimlerin yerini önceden haber verebiliyor. Bu da aktif radarlar gibi yerlerinin tespit edilmesini neredeyse imkânsız kılıyor.
Bu radarların silah sanayinde çok ileri noktada olan ABD, İngiltere, İsrail, Rusya gibi ülkeler tarafından üretildiğini belirtmekte fayda var!
Avrupa ülkelerinin PKK’ya “doğrudan ya da dolaylı olarak” silah aktarımı çok büyük bir skandal ve düşmanlık olarak değerlendirilmesi gerekirken, Türkiye bu konunun üzerine gitmemeyi yeğlemiştir. AB sürecinde sürekli olarak müzakere masasına oturduğumuz AB üyelerinin ürettiği silahların habire PKK’nın elinden çıkması bu ülkelere ne kadar güvenilebileceğini de ortaya koyuyor.
Bütün bunları masaya yatırıp PKK’ya destek veren silah veren ülkeleri hesaba çekmesi gerekenler başka telden çalıyor: “Silahları vardı abi!”