Durumun Özeti Katiller dışarıda!
Cumartesi, Temmuz 14, 2012
Bu ülkenin ordusu hapiste...
Yazarı, çizeri, gazetecisi hapiste...
İlim, bilim adamı hapiste...
Üniversiteli gençleri, rektörü hapiste...
Ulusal iradesi hapiste...
***
“Hür doğdum hür yaşarım / hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” diyenler kırk-elli yıl sonra Recebistan Cumhuriyeti’nde; hür doğduklarına, hür yaşayacaklarına bin pişman, Silivri zulümhanesinde zincir yerine dar hücrede yıllardır ömür tüketiyorlar.
Yargı bağımsız ve tarafsızdır temel kuralı; yargı tek söz sahibi RTE’nin müsaadesi nispetinde bağımsız ve tarafsızdır kuralına dönüştüğü bir dönemden geçiyor ülke. Örneğin bir hâkim, 3. yargı paketine dayanarak hem ağlarım hem giderim diyen gelin gibi, hem ağlaşıyor hem de 7 genci katledenleri, üç-dört siyasal cinayete karışan katili tahliye ediyor.
Bir başka hâkimse; suçları Aydınlanma çağının gereklerine hizmet etmek olan Soner Yalçın, Prof. Yalçın Küçük, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan gibi ülkenin yüz akı isimlerin 3. yargı paketi gereği tahliye istemlerini reddediyor.
Egemenliğin kayıtsız koşulsuz ulusal iradeye ait olduğunu yıllardır savunan bu ülkenin yarım yamalak, işine geldiği kadar demokrat başbakanı; halkın özgür iradesiyle seçilen vekillerin tahliyesini isteyen muhalefet partilerini, tabii aynı çizgide olan bir kısım medyayı…
…tutuklu ulusal iradenin özgürlüğe kavuşmasının beklendiği günlerde; “tutuklu şahısları aday gösterilerek milletvekilliğini adam kaçırma” diye suçluyor...
…haksız, insafsız, yersiz suçlamalarla yetinmiyor: Tutuklu vekillerin tahliyelerini “davaları boşa çıkarma girişimine dönüştürme” diye yorumlayabiliyor.
***
12 Eylül siyasal matematiği iki buçuk partiye oturtmayı başaramadı.
Yıllar sonra siyasal tabloyu üç partiye indirgeme hazırlıkları birden ivme kazandı: AKP ve CHP ile kendine özgü kuralları, inançlarıyla iki partiden ayrılan MHP!
Genel Başkan RTE, HSP Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’u AKP’ye katılmaya davet etti.
Son genel seçimlerde binde iki veya üç oy alabilen bir partiyi, yüzde 50’liler dolayında oy alan AKP’ye katılmasını istemenin oy bazında beş paralık değeri yok! AKP’ye çanak tutan yazarlara göre; AKP’de 2014’te RTE Çankaya’ya çıkarsa yerine AKP liderliğine kimin geleceği hesapları yapılıyor. Kurtulmuş’u şimdiden lider adayı olarak gösteren yorumlara rastlanıyor.
Bir başka görüntü AKP’ye bağımlı yazarları rahatsız ediyor mu acaba:
Kurtulmuş’u genel başkanlığa ve başbakanlığa layık gördükleri ilk günden beri yazılarında, TV yorumlarında; genç yaşında elbette emekli olamayacağını yazdıkları Çankaya’daki AKP’linin geleceğinden söz etmiyorlar.
Ne olacak Çankaya’da AKP’ye onca yıldır hizmet eden gül gibi yoldaşları?
***
Ana muhalefette durumun özeti, “demokrasi ve değişim” kurultayı.
Değişim de nasıl bir değişim? Örneğin bir ara medyaya sızdırılan, sonra sözü edilmeyen; Rus salatasına benzeyen; “a) sosyalizm b) sosyal demokrasi c) sosyal liberalizm d) Atatürkçülük” diye özetlenen bir program mı tartışılacak kurultayda? Ya da nasıl bir “değişim programı” var gündemde?
Basın haberlerine göre ne bu ne de şu!
“34. olağan kurultayda dikkatler parti meclisine girecek isimlerde olacak.”
İlk seçimlerde genel başkanlığa elcağızıyla oturtan Önder Sav’a, ikinci seçimlerde ise Gürsel Tekin’e yakın isimleri parti meclisine yerleştiren Kılıçdaroğlu; genel başkanlıktaki yerini sağlama bağladıktan sonra, artık dün bugündür demiyor, “kendi listesini hazırlıyor.”
Sütunlar dolusu kurultay haberlerindeki şu isimler gidiyor PM’den bu isimler geliyorun dışında; yeni programla ilgili üç beş satır olsun habere rastlanmıyor.
Öyleyse ne değişiyor CHP’de?
Genel Başkan’ın dayatacağı liste ile PM değişiyor, bir!
Partinin özü, çimentosu Atatürkçülük, laiklik, devrimcilik anlam değiştiriyor, iki.
Cumhuriyet’in temel taşlarından, unutulmaz hizmetlere imza atan İsmet İnönü ve hatta yer yer Atatürk adının ders kitaplarından çıkarılmasına ses çıkarmayan bir Genel Başkan yönetiminde partinin geçmişini savunmaktan çekinen bir değişim geliyor CHP’ye, üç!
***
Bu durumun özetinde iyi günler Türkiye!
Cüneyt Arcayürek
Cumhuriyet