Faşist Kafalar...
Cumartesi, Ağustos 18, 2012
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün PKK tarafından kaçırılıp 48 saat sonra bırakılması tartışılıyor hâlâ...
CHP içindeki “etnik ve mezhepçi damar” harekete geçmiş, bağırıp çağırıyor:
“Milletvekili Aygün’ün siyasi çizgisi Atatürk’ün partisi CHP’yle örtüşmüyor...”
Bunları yapanlar bana hiç yabancı değil.
Irkçı bir kafa taşıyan, özünde faşist, kendilerini “ulusalcı” olarak gören kafalar.
Peki CHP’nin siyasal çizgisi ne?
Irk ve mezhep ayrımcılığını körüklemek mi? Sermaye-emek çelişkisini göz ardı etmek mi? Salt laikliği savunup demokratik hak ve özgürlükleri savunmamak mı?
Irkçı kafalar Kenan Evren modeli “Atatürkçülüğü” savunup şöyle derler sağda solda:
“Asmayalım da besleyelim mi?”
70’li yıllarda başlayan CHP içindeki “demokratik sol hareketi” içlerine sindiremeyen Turhan Feyzioğlu - Kemal Satır ve aynı kafada olanların, Bülent Ecevit ve arkadaşlarına nasıl saldırdıklarını anımsıyorum:
“Atatürk’ün partisi komünist olamaz...”
***
Turhan Feyzioğlu - Kemal Satır onurlu kişilerdi...
CHP’de kalmayıp ayrıldılar... Güven Partisi’ni kurdular...
Şimdi CHP’de yuvalanan faşistler CHP’de kalıp, siyasal rant sağlıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün izlediği siyaset anlayışı, yaşadığımız coğrafyadaki ayrışmayı, duygusal kopuşları ortadan kaldırmak.
Özellikle Türk-Kürt, Sünni-Alevi ayrışması...
Tüm bunlar “üniter devlet” çatısı altında olacak.
Elbet burada birincil koşul PKK’nin silah bırakması...
PKK silah bırakır mı bırakmaz mı o ayrı bir konu.
Eğer duygusal kopuşun ve ayrışmanın önü kesilirse PKK silahı bırakmak zorunda kalacaktır eninde sonunda.
***
Herkes biliyor ki “Kürt sorunu” bir şiddet sarmalında ivme kazanıyor.
Bunu biliyoruz!
PKK “kanlı sarmalın” ve bölgedeki egemenliğinin sürmesini istiyor.
Hele hele Şemdinli’de aldığı ağır darbeden sonra...
CHP’li Aygün’ü kendi seçim bölgesinde kaçırıp, 48 saat ellerinde tutup, toplumsal baskı gelmesi sonucu salıvermesi.
Foça’da yaptığı kanlı alçak eylem...
Verdiği mesaj şu:
“Yıkılmadım ayaktayım.”
Önemli olan ise toplumsal baskıdan PKK’nin çekinmesi...
O zaman?
Türklere, Kürtlere; Sünnilere, Alevilere ve bu coğrafyada yaşayan herkese görev düşüyor...
***
CHP, Cumhuriyetimizle yaşıt, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bir parti.
Bunu ne Kılıçdaroğlu yadsıyor ne de Hüseyin Aygün...
Ancak ne 1930’lu yıllardayız, ne 50’li ne 70’li ne de 90’lı yıllarda...
Yıl 2012...
Ortadoğu bir alev topu...
Kardeş kardeşi öldürüyor...
Mezhep çatışması iç savaşa dönüştü.
Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının Suriye’ye bakış açısı doğru.
Baskıcı Esad rejimi, muhalif kimliği altında El Kaide ve Taliban’la (aralarında El Kaide militanı Türkler bulunuyor) yıkılmaz.
Toplumsal tepki gerekir!
Suriye’nin yanında Rusya, Çin ve İran var.
Korkum bu yangın yerine Türkiye’nin çekilmesi.
***
Yeniden yaşadığımız coğrafyaya döneyim...
Laik demokratik cumhuriyeti elbet yaşatacağız... Elbet Aydınlanma devrimini savunacağız...
Bunları yaparken, PKK’nin silahı bırakması için duygusal kopuşa, ayrışmaya son vermek gerekir...
Bunun adresi güvenlik güçleri, yargı değil TBMM’dir... AKP, CHP ve BDP ortak bir çizgide isterlerse buluşabilir.
Kimse kan gölünden rant sağlamaya kalkmasın...
Şu faşist kafalar da CHP’den çekilip gitsin!
Kimse de CHP’nin sosyal demokrat bir parti olduğunu unutmasın!