Büyük Sopa!..
Perşembe, Eylül 13, 2012
Türkiye‘ye Amerika‘dan önemli konuklar geliyor. Konukların, kapalı kapıların ardındaki görüşmelerin ardından net bir açıklama yapmadan gitmeleri dikkat çekiyor.
Önce CIA Başkanı David Petraus geldi. CIA Başkanı, daha önce listesini gönderdiği tüm Türk yetkililerle görüştü.
Sırada iki önemli isim daha var: ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Dempsey ile Dışişleri Bakanlığı‘nın iki numaralı ismi Bill Burns.
Hatırlayacaksınız Orgeneral Dempsey, geçen ilkbaharda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel‘i ülkesine davet etmiş ve “çok özel” bir programla ağırlamıştı. Ziyaretin ardından Necdet Özel’e, daha önceki Türk Genelkurmay başkanlarının hiçbirine nasip olmayan bir teveccühün gösterildiği yorumları yapılmıştı.
Resmi açıklamalara göre Orgeneral Dempsey‘in Türkiye‘ye gelişi, Necdet Özel‘in daveti üzerine gerçekleşiyor.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Burns‘ün ziyareti ise, Ortadoğu gezisinin bir ayağını oluşturuyor.
Bu ziyaretler öncesinde Orgeneral Necdet Özel ve Kuvvet Komutanları’nın Malatya’daki 2.Ordu Karargahı’nda incelemelerde bulunmaları dikkat çekiyor.
Bilindiği gibi, 2. Ordu, hem terör örgütüyle mücadeleyi sürdürüyor, hem de Suriye sınırını koruyor.
Son dönemde 2. Ordu‘nun Suriye sınırına yığınak yaptığı biliniyor.
* * *
Amerikalı konukların Türkiye‘ye gelişlerinden önce yapılan resmi açıklamalarda, ziyaretler sırasında öncelikle Suriye Krizi‘nin ele alınacağı bildiriliyor.
Terörle mücadelede sergilenen ortak irade ve işbirliğinin de artarak sürdürüleceği belirtiliyor!
İşte bu noktada akla ister istemez “Madem terörle mücadelede işbirliği yapılıyor. O halde Amerika, himayesindeki terör karargahı Kandil’e, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin girmesine neden izin vermiyor?” sorusu geliyor.
Bu gerçeği biz söylemiyoruz. Orgeneral Necdet Özel söylüyor.
“Kandil’e girmek için Amerika’dan izin almamız gerekir!” diyor.
İzin çıkmadıkça “terörle ortak mücadele” lafları havada kalıyor.
Kandil’de üslenen, yine Amerika’nın himayesindeki Kuzey Irak’tan beslenen PKK, her gün Mehmetçiği şehit ediyor.
* * *
Görünen o ki, Amerikalı yetkililer, özellikle Suriye için geliyor.
Bu gerçek, akıllara Başkan Barack Obama‘nın, Başbakan Erdoğan‘la görüşürken çektirdiği beyzbol sopalı fotoğrafı getiriyor.
Biliyorsunuz bu fotoğraf durup dururken çekilip servis edilmedi.
O fotoğrafla bir mesaj verildi.
Mesajın öyküsü çok gerilere, ta Başkan Theodor Roosvelt’e (1858-1919) kadar gidiyor.
Roosvelt’in ABD siyasi tarihi açısından en önemli özelliği, ülkesinin dış politikasında radikal değişim yapmasıdır. Başkan Roosvelt o tarihe kadar (1901) “karışmam-karışmasınlar” ilkesiyle sürdürülen Amerikan dış politikasını, “karışırım-karıştırmam” anlayışıyla değiştirmiştir.
Bu değişimi özetlerken de “Yumuşak konuş, ama elinde büyükçe bir sopa bulundur! Böylece daha uzağa gidersin!” demiştir.
O tarihten sonra Amerika hep yumuşak konuştu. Hep özgürlüklerden söz etti. Ama elindeki sopayı, hiçbir zaman bırakmadı. Böylece çok uzaklara, Okyanus ötesindeki coğrafyalara kadar gitti.
Gitmekle kalmadı, enerji zengini bu coğrafyada istemediği yönetimleri devirdi, istediklerini getirdi.
Şimdi önemli Amerikalılar, Suriye için geliyor.
Onlar gelmeden önce Başkan Obama, beyzbol sopalı fotoğrafı çektiriyor.
Böylece Roosvelt’in “Yumuşak konuş, ama elinde büyükçe bir sopa bulundur!” mesajını veriyor!
Büyük sopa çok şey söylüyor!..
Tags