Teröre Güzelleme‏


Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın maşallahı var, her konuda bir düşüncesi, herkese söyleyecek bir sözü var…

Bu aralar Arınç fırtınası yaşar oldu memleket…

Vajina ile başlayıp, Öcalan’ın imanından çıktı.

Yetmedi, “Ben bir BDP'li kadın milletvekiline çok kızıyordum, çok beddua ediyordum. Şimdi artık kızmıyorum. Çünkü o kadarahlaksızca işkenceye maruz kalmış ki o kadar kendisini zorlamışlar ki ben de aklıma gelse dağa çıkardım” dedi.

Öncelikle şunu belirteyim, işkenceye karşıyım ve işkence bir insanlık suçudur.

Ama bir hukuk devleti düşünün ve o devletin başbakan yardımcısının söylediklerine bakın.

Bir yandan hukuk devleti olduğunuzu söyleyeceksiniz, diğer yandan ben olsam dağa çıkardım deyip dağa çıkan teröristleri masum ve haklıgöstermeye çalışacaksınız.

Arınç'ın mantığına göre, işkence görülmesi dağa çıkmak için haklı bir sebep.

Peki ama Arınç’a sormak gerek;

Peygamber efendimiz taşlandığında, haksızlığa uğradığında ilk Müslümanların mallarına el konulup, evlerinden yurtlarından sürüldüklerinde dağa mı çıktılar?

Haksızlığa uğrayan ya da haksızlığa uğradığını düşünenlerin yapması gereken eline silah alıp dağa çıkmak mıdır?

Yoksa hakkını, mahkemelerde mi aramaktır?

İşkenceyi dağa çıkma sebebi olarak görüp de, on yılda demokrasi ve hukuk yolunda dev adımlar attık, çetelerle mücadele ediyoruz, hukuk devletiyiz derken, diğer yandan da mahkeme kararı ile işkenceden tescilli birini göreve getirmeyi nasıl izah edebilirsiniz?

İktidara geldiğinizde bitmiş bir terör varken, bugün terörün güçlenmesi PKK'nın siyasallaşması ve teröristlerle müzakere edilmesinin sebebi Türklük alerjisi ile yaptıklarınız ve bende olsam dağa çıkardım gibi söylemleriniz değil midir?

Siz ve zihniyetinize göre şehit haberleri terörün propagandasıoluyorsa, ben de olsam dağa çıkardım söylemi ne oluyor acaba?

Şehit haberleri verildiğinde medya terörün propagandasınıyapıyor, teröre destek vermiş oluyor derken, Ne mutlu Türküm diyene vecizesini dağlardan silerek, Türk’üm demeyi faşistlik sayarak, okullardan andımız ve istiklal marşını kaldırmaya çalışarak, Habur’da teröristleri kahraman gibi karşılatarak, bölücü başının imanından dininden bahsedip güzelleme yaparak ve son olarak ben de olsam dağa çıkardım diyerek dağa çıkmaları haklı göstermek teröre güç vermez mi?

Sizinle mücadele eden ordu içeride söylemiyle, teröristlerin tanık, askerlerin sanık olduğu bir ülkede terör güç kazanmış olmaz mı?

Gelinen süreçte açılım safsataları ile terör örgütü siyasallaştırılmış, açılımın başladığı Habur rezaletinden sonra sanki yeni bir parti kuruluyor da iktidara gelecekmiş gibi, örgüte katılımlar artmıştır.

Arınç terörü ve Öcalan’ı güzellerken diğer yandan Erdoğan, Sanki kuvvetler ayrılığı varmış gibi Konya da ‘Yav işte 326 milletvekiliniz var hala mı bahane?’ diyorlar. Ama işte bu kuvvetler ayrılığı denen var ya... O önünüze gelip engel olarak dikiliyor" diyerek kuvvetler ayrılığından dem vuruyor.

Oysa yasama ve yürütme zaten kendi ellerindeydi, yargı da referandumla birlikte halledildi.

Ortada kuvvetler ayrılığı diye birşey zaten kalmadı.

Üstelik kuvvetler ayrılığının kalmadığına en son örnek, Türkiye’ye gelecek yabancı asker konusunda Anayasal zorunluluk olduğu halde meclisten tezkereye bile gerek duyulmadan patriotlarla birlikte yabancıaskerlerin ülkemize girmesi oldu.

Milletimiz de halen Erdoğan ve Arınç'ın açıklamalarını tartışıyor.

Ne diyelim sen büyüksün, uykunda büyük, ama artık uyan be Türkiye’m…

Levent Bulut

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)