MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Silivri Cezaevi’ne giderek eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, CHP Milletvekili Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay ile Korgeneral Korkut Özarslan’ı ziyaret etti.
Görüşmede Başbuğ, PKK için “Belki bundan sonraki mekanları Moda Çay Bahçesi olacaktır” eleştirisinde bulundu. “Terörün bitmesi konusunda Haziran’da silahlı militanların Kuzey Irak’a çekilmesinin beklendiğini” söyleyen Başbuğ ile Türkkan arasında şu ilginç diyalog gelişti:
BÜTÜN KARARGAHIM BURADA
Türkkan: Daha önce bu teröristler Moda’daki çay bahçesinde mi oturuyorlardı. Zaten Kuzey Irak’tan geliyorlardı.
Başbuğ: (Gülerek) Haklısınız. Belki bundan sonraki mekanları Moda Çay Bahçesi olacaktır. İçeride olmaktan memnunum. Benim bütün karargâhım burada. Genelkurmay Başkanı olarak dışarıda olmayı hazmedemezdim. Buradan tahliye olacaksam, karargahımla birlikte tahliye olmalıyım. Karargâhtaki arkadaşlarımın içeride, benim dışarıda olmamı kendime yediremem. Çok ağrıma gider.
Türkkan: Daha önce bu teröristler Moda’daki çay bahçesinde mi oturuyorlardı. Zaten Kuzey Irak’tan geliyorlardı.
Başbuğ: (Gülerek) Haklısınız. Belki bundan sonraki mekanları Moda Çay Bahçesi olacaktır. İçeride olmaktan memnunum. Benim bütün karargâhım burada. Genelkurmay Başkanı olarak dışarıda olmayı hazmedemezdim. Buradan tahliye olacaksam, karargahımla birlikte tahliye olmalıyım. Karargâhtaki arkadaşlarımın içeride, benim dışarıda olmamı kendime yediremem. Çok ağrıma gider.
BEN HAYVAN DEĞİLİM
Kaldığı yerin şemalarını çizerek Türkkan’a gösteren Haberal ise şunları aktardı: “5 metre 80 santime 2 metre 20 santimetre içerisinde yiyorum içiyorum, yatıyorum, kalkıyorum, duş alıyorum, tuvalet yapıyorum. 15’e 30 santim bir yerden bana yemek veriliyor. Her taraf beton ve demir. Bu şartlarda ancak yırtıcı hayvanlar muhafaza edilebilir. Ben bilim adamıyım, hayvan değilim. Meclis’te milletvekillerinin içtiği çorbanın sıcak veya soğuk olmasına kadar ilgilenen Meclis Başkanı Cemil Çiçek, milletin iradesiyle seçilmiş, bizlerin yaşam şartlarıyla alakalı en ufak bilgi sahibi değil. Merak da etmiyor. Gelip parlamentoda seçilmiş olan milletvekillerinin hangi şartlarda yaşadığını görmesi gerekiyor. Bu benle beraber milletin iradesine yapılan bir saygısızlıktır. Türkiye’nin insan haklarında ne kadar ileri gittiğini bilmem ama cezaevi şartlarında Afrika ülkeleri ile aynı statüde yer alıyoruz. Cezalandırılmak isteniyorum; ancak suçumu da bilmiyorum.” Görüşmede Tevbe süresi 51. ayeti de okuyan Haberal, “Silivri bir toplama değil, işkence kampıdır. 7 asır evvel hüküm süren Kanuni döneminde bile bir aydan fazla uzun süren yargılama uzun sayılırdı” değerlendirmesinde de bulundu.
Kaldığı yerin şemalarını çizerek Türkkan’a gösteren Haberal ise şunları aktardı: “5 metre 80 santime 2 metre 20 santimetre içerisinde yiyorum içiyorum, yatıyorum, kalkıyorum, duş alıyorum, tuvalet yapıyorum. 15’e 30 santim bir yerden bana yemek veriliyor. Her taraf beton ve demir. Bu şartlarda ancak yırtıcı hayvanlar muhafaza edilebilir. Ben bilim adamıyım, hayvan değilim. Meclis’te milletvekillerinin içtiği çorbanın sıcak veya soğuk olmasına kadar ilgilenen Meclis Başkanı Cemil Çiçek, milletin iradesiyle seçilmiş, bizlerin yaşam şartlarıyla alakalı en ufak bilgi sahibi değil. Merak da etmiyor. Gelip parlamentoda seçilmiş olan milletvekillerinin hangi şartlarda yaşadığını görmesi gerekiyor. Bu benle beraber milletin iradesine yapılan bir saygısızlıktır. Türkiye’nin insan haklarında ne kadar ileri gittiğini bilmem ama cezaevi şartlarında Afrika ülkeleri ile aynı statüde yer alıyoruz. Cezalandırılmak isteniyorum; ancak suçumu da bilmiyorum.” Görüşmede Tevbe süresi 51. ayeti de okuyan Haberal, “Silivri bir toplama değil, işkence kampıdır. 7 asır evvel hüküm süren Kanuni döneminde bile bir aydan fazla uzun süren yargılama uzun sayılırdı” değerlendirmesinde de bulundu.
HASRET ÇOK KOYUYOR
Türkkan, 105 kilogramdan 85 kilograma düşen Balbay’ı çok sportmen gördüğünü ifade ederken, “Oturduğumda kızı Yağmur’dan bahsetti. Kalktığımda hala Yağmur’dan bahsediyordu. ‘Hasret çok koyuyor’ dedi. Görüşme de Balbay da Türkkan’a “İki tane ‘B’ye çok önem veriyorum. Beyin ve beden sağlığına. Çünkü Yağmur ve kardeşi beni bekliyor” değerlendirmesinde bulundu. Türkkan görüşmede Balbay, Özarslan, Haberal ve Başbuğ’un İmralı ile beraber aynı şartlarda tutsak olarak görüldüklerinin altını çizdiklerini ve “İçeride tutulduğumuz davalarda hukuki bir amaç taşınmıyor ve bahaneler uyduruyorlar” dediklerini vurguladı. Ziyaretçi salonunun oldukça soğuk olduğunu belirterek “Buz gibiydi, ben duramadım” diyen Türkkan, Haberal’ın koğuşların daha da soğuk olduğunu vurguladığını aktardı. Haberal, Türkkan’a “Sadece dört dilim bir kaloriferle ısınmaya çalışıyorum” dedi.
Muhalifgazete.com
Türkkan, 105 kilogramdan 85 kilograma düşen Balbay’ı çok sportmen gördüğünü ifade ederken, “Oturduğumda kızı Yağmur’dan bahsetti. Kalktığımda hala Yağmur’dan bahsediyordu. ‘Hasret çok koyuyor’ dedi. Görüşme de Balbay da Türkkan’a “İki tane ‘B’ye çok önem veriyorum. Beyin ve beden sağlığına. Çünkü Yağmur ve kardeşi beni bekliyor” değerlendirmesinde bulundu. Türkkan görüşmede Balbay, Özarslan, Haberal ve Başbuğ’un İmralı ile beraber aynı şartlarda tutsak olarak görüldüklerinin altını çizdiklerini ve “İçeride tutulduğumuz davalarda hukuki bir amaç taşınmıyor ve bahaneler uyduruyorlar” dediklerini vurguladı. Ziyaretçi salonunun oldukça soğuk olduğunu belirterek “Buz gibiydi, ben duramadım” diyen Türkkan, Haberal’ın koğuşların daha da soğuk olduğunu vurguladığını aktardı. Haberal, Türkkan’a “Sadece dört dilim bir kaloriferle ısınmaya çalışıyorum” dedi.
Muhalifgazete.com