Samatya
Pazar, Ocak 27, 20132 minute read
Tam 13 yaşındaydım. Biz Ankara’nın bozkırlarında, kuru soğuk ve nemsiz sıcağı ile büyümüştük. Deniz yoktu, yüzme yoktu. Askeri tesislerde olmasa su yüzü göremeyecektik. Bilirsiniz en güzel, en korunmuş ve cennete çevrilmiş alanlar askeri tesislerdir. Bunun sebebi askerlerin sahip oldukları alanları cennete çevirme özellikleridir.
Bazı aklı evvellerin düşündüğü gibi “en güzel yerleri onlar kapmış” tan ziyade, sahip oldukları her alanı güzelleştirme azimlerinin çok olması buna sebeptir. Bulundukları her alan yeşillendirilmiş ve en güzel şekilde değerlendirilmiştir.
Misal bir devlet kurumu olan trt’ye ait dünyanın en güzel boğaz manzaralı Ulus’taki binaları o şekilde yapılmıştır ki, denizi görebilen tek pencereleri tuvalet alanlarıdır. Yeşilliği azaltılmış, üzerinde hiç düşünülmeden oluşturulmuş bahçe ve iç düzenlemeleri akıl alır gibi değildir. Oysa o da bir devlet kurumudur. Bu akıl tutulmasını şöyle izah ediyorlar; “çalışanlar bu güzel manzara karşısında rehavete kapılmasınlar”
Bende derim ki, şayet o bina askeriyenin elinde olsa idi, ne o bina bu aptal duruşunda olurdu (canım boğaz manzarasına arkasını dönerek) ne de etrafı böylesi bozkır kıvamında kalırdı.
Her neyse, lafı çok dolandırmadan Samatya’ya gelmek istiyorum. O yıllarda İstanbul benim büyük aşkımdı. İşte bu yüzden İstanbul’dan alınan deniz manzaralı evimizin bulunduğu Samatya’ya büyük heveslerle gelmiştik. Ancak belediyenin aptal uygulamaları sayesinde evimizin önüne çok yüksek bir bina dikilmiş ve tüm adaları ve modayı gören manzaramız kapanmıştı. Böyle şeyler Türkiye’de olurdu çünkü Türkiye’de kimse hak ettiği yerde değildi. Zamanla düzelir sandığımız bu yozluk gittikçe daha dayanılmaz bir hal almaya başladı. Şimdilerde ise herkes her yeri yönetebiliyor, beceremese bile bu kesinlikle önemli değil. Partili olmak yeter.
Misal eskisini beğenmezken yeni Kültür bakanımızın kültürel vasıflarını bir incelemenizi tavsiye ederim size..
Yine konuyu dağıttım. Bir türlü gelemedim ama Samatya benim gençliğimin geçtiği unutulmaz, gerçek bir tarihi semttir. Bolca kiliselerini orada yaşayan Ermeni vatandaşlarımıza borçluyuz. Pazar sabahları kilise çanlarına uyanırdık ve bundan asla rahatsız olmazdık. Paskalya’larda komşumuzun kızı Madlen hoplaya zıplaya, renk renk boyanmış yumurtalarından ve fırından yeni çıkmış mis kokulu çöreklerinden getirirdi. Kurban bayramlarında Agop amcalara et vermeye giderdik ve o bizim bayramımızı kutlamak için yanımıza iki dirhem bir çekirdek çıkardı. Mahallenin delikanlıları Cuma namazından çıkar çıkmaz, Ohannes’leride alıp o zamanlar mis gibi olan denize koşarlardı.
Kimimiz kız verdik, kimimiz kız aldık onlardan. Ama birbirimize düşman olmayı hiç düşünmeyecek kadar çok sevdik. Benim üniversitedeki en kıymetli dostum, kaybetmeye kıyamayacağım Hamparsum ve diğerleri, Ermeni-Türk kutuplaşmasının altını oyanlara hiç göz açmadılar, açmadık.
Bugün Samatya’da yaşanan bu sessiz katliam nedense kimseye duyurulmuyor. Ama oradaki yaşlı, kimsesiz, zararsız, melek gibi Ermeni kadınlarımız katlediliyor. Duruma devlet hiç ses çıkarmıyor. Gizli bir el Ermeni Türk düşmanlığını pompalıyor. Kürt ve Türk ayrıştırması yetmedi, bir de bu “yeniden” deneniyor.
UYAN EY TÜRK ULUSUM!
Sen ki; Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Pomak, Laz, Çerkes ve hatta herkes bizdendir dedin ve bu cumhuriyeti birlikte kurdun. Yaşanan bu ayrıştırma çabalarına sessiz kalma. Gücünü duyur artık! Kimse seni Ermeni, Kürt, Türk, Laz vs. kardeşlerinden koparamasın.
Kimse bu ülkeyi sadece “kendine ait” sanmasın. Bu ülke sadece “biz” olabilenlerin olarak kalacaktır.
Herkesin dini ve milliyeti kendine.. Gücümüz bu birlikten doğar. Atalarımızın mayası bu! Onu daima saklamalıyız.
Ve asıl biz birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışan o şeytana karşı savaşmalıyız.
Sevgiler, mutlu hafta sonları
Berrin Aksu
Tags
Askerin gittiği yeri güzelleştirmesi konusunda çok haklısınız. Asker ilk önce Türkiye'nin dört bir tarafından gelen vatan evlatlarına kişisel temizliği ve ardından bulunduğu yerin temizliğini öğretir. Artık askeriyeden başka kapısının önünde sabahları 6-7 dolaylarında temizlik yapılan yer kalmamıştır.
YanıtlaSilBu görüntüde halkımız için örnek bir duruştur.
Milletler arasına fitne sokanlara gelecek olursak, onlar dünde vardılar yarında olacaklardır ama ülkemin aydınlık insanları bu düşman ruhlu coni beslemelerinin üstesinden gelecektir.
Umarım. Halkımızın bu konuda daha bilinçli olduğu günler diliyorum. Yorum için teşekkürler sevgiler
YanıtlaSil