Diktatör diyeni sallandırırlar
Çarşamba, Ağustos 21, 2013
Başbakan Erdoğan Mısır'da yaşanan gelişmelerle ilgili İsrail'i suçladı...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bozdağ’a saldıran kişinin kısa bir süre sorgulandıktan sonra salıverildiğini belirtirken, “Ondan sonra çıkıyorlar yine utanmadan sıkılmadan diktatörlükten bahsediyorlar. Kimse kusura bakmasın, diktatörlüğün olduğu yerde hiç kimse diktatör kelimesini ağzına dahi alamaz. Diktatörlüğün olduğu yerde gazeteler, dergiler, televizyonlar sabah akşam ‘diktatör’ ifadesini kullanamaz, sallandırırlar, Mısır’da olduğu gibi” dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısına katılarak bir konuşma yaptı. İç ve dış gelişmeleri değerlendirdiği konuşmasında Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a yönelik gerçekleştirilen saldırıya da tepki gösterdi. Erdoğan, “Hacı Bektaş’ta, o muhterem zatın manevi huzurunda bu ülkenin Başbakan Yardımcısına bir kendini bilmez, bir Hacı Bektaş düşmanı alçakça saldırıda bulunuyor.
Anamuhalefet partisinin genel başkan yardımcıları, milletvekilleri anında saldırganın etrafında etten duvar örüyorlar. Saldırganı okşuyorlar. Adeta saldırgana sahip çıkıyorlar. Başbakan Yardımcımıza saldırıda bulunan bu kendini bilmezi kısa bir süre sorgulandıktan sonra bakıyorsunuz hemen ödüllendirilircesine tutuksuz yargılanmak üzere salıveriliyor. Ondan sonra çıkıyorlar yine utanmadan sıkılmadan diktatörlükten bahsediyorlar. Kimse kusura bakmasın, diktatörlüğün olduğu yerde hiç kimse diktatör kelimesini ağzına dahi alamaz. Diktatörlüğün olduğu yerde gazeteler, dergiler, televizyonlar sabah akşam ‘diktatör’ ifadesini kullanamaz, sallandırırlar, Mısır’da olduğu gibi. Şu anda TRT muhabirimiz gözaltında. Anadolu Ajansı o da gözaltına alınmıştı, bırakıldı.
Daha önce yine alınmıştı. Orada kaç tane basın mensubu medya mensubu öldürüldü. Kimler öldürdü; bu diktatörlerin görevlendirdikleri öldürdü” dedi.
-“GENEL MÜDÜR CHP’Yİ DE EN KISA SÜREDE İFLASIN EŞİĞİNE GETİRMİŞ DURUMDA”-
Türkiye’de kimsenin böyle bir şeyden bahsedemeyeceğinin altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çıkacaksın meydanlarda istediğin gibi konuşmayı yapacaksın, toplantı, gösteri ve yürüyüş kanununa aykırı olarak bunları yapacaksın. Dünyada uluslararası hukuka bak, hepsinde de güvenlik güçlerine bu tür noktada ne tür yetkililer verildiğini orada açık ve net görürsünüz.
Anamuhalefete şunu hatırlatıyorum; gidin bakın bakalım milli şefiniz döneminde bir tek kişi cesaret edip de ona diktatör diyebilmiş midir? Darbeci arkadaşlarınıza bugüne kadar aranızdan bile diktatör diyebilen çıkabilmiş mi acaba. CHP’de zaten çok ciddi bir liderlik boşluğu var. CHP’de çok ciddi bir genel başkan boşluğu var. Şu anda CHP genel müdürünün dahi kontrolünden çıkmış durumda. SSK’yı batıran genel müdür atanarak geldiği CHP’yi de en kısa sürede iflasın eşiğine getirmiş durumda. Şu anda CHP’nin başında kimin olduğu, CHP’ye kimin yön verdiği en büyük muammadır. CHP şu anda sadece sokakta şiddet uygulayanlarla, yumruk atanlarla, cam çerçeve kıranlarla hatta eli kanlı terör örgütleriyle ancak gündeme gelebilen bir partidir.
CHP’nin gündemi, artık vandallar, barbarlar, eli kanlı terör örgütleri, bunlara sahip çıkan medya kuruluşları tarafından belirleniyor. CHP her kafadan bir sesin çıktığı, her kanadın bir yöne çektiği umutsuz bir parti haline geldi. Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakan yardımcısı senin gözlerinin önünde yumruklanacak, kürsüye çıkacaksın kürsüde kalkıp da benim başbakan yardımcımdan bir özür dahi dilemeyeceksin ve elemanların onu okşamaya başlayacak, onun etrafından etten duvar örecek. Ondan sonra da savcılığa kadar yanında olacak, adeta onun koruması gibi görev ifa edecek. Siz hangi diktatörlükten, hangi demokrasiden bahsediyorsunuz.
CHP denilen siyasi parti ne yazık ki çok talihsiz eldedir. Demokrasi için bu çok büyük bir talihsizliktir. Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde isterdik ki karşımızda demokrasinin hakkını tam verebilen ve hakikaten iktidara da oynayabilen bir anamuhalefet olsaydı. O hizmeti çok daha güçlü hale getirirdi.”
-“BUNLAR ŞİMDİ BULANMIŞ SUDA BALIK AVLAMANIN GAYRETİ İÇİNDELER”-
Böyle bir olumsuzluk içinde CHP’nin seçim sürecini proveke etmek, bulandırmak için her yola başvuracağını öne süren Başbakan Erdoğan, “Bunlar şimdi bulanmış suda balık avlamanın gayreti içindeler. Ama biz size bulanmış suyu bırakmayacağız. Dolayısıyla sandığa tertemiz gideceğiz ve bu sandıktan da inşallah AK Parti çok daha güçlü bir şekilde çıkacaktır. Şu anda CHP öfkenin, nefretin, şiddetin diline daha fazla sarılacaktır. Geçmişte bunu defalarca yaptılar, merhum Menderes karşısında defalarca kaybettiler. Hiçbir zaman kazanamayacaklarını anladıklarında da şiddeti körüklediler, beslediler, darbecileri teşvik ettiler. Ama bugün bu kirli senaryoya asla ve asla geçit vermeyeceğiz.
Son sözü sandık söyleyecek. Son kararı millet verece ve bizim gibi herkes de milletin bu kararına saygı duyacak. CHP’nin onunla birlikte MHP’nin olumsuzluk içinde çirkinleştirmeye çalışacakları bu süreçte biz her zaman itidalin için olacağız, tuzaklara düşmeyeceğiz. Sabırla süreci götürecek ve milletimizin teveccühüne mahzar olacağız” şeklinde konuştu.
-“BU DARBEDE KAN VARDIR, YARALILAR VARDIR”-
Mısır’da yaşananlara da konuşmasında geniş yer ayıran Başbakan Erdoğan, Batı’nın Mısır’da yaşananlara “darbe” diyemediğini vurgulayarak, “Bunun yenilir, yutulur hiç bir yanı yok. Bu, siyasi literatürde bal gibi, dört dörtlük darbedir. Bu darbede kan vardır, yaralılar vardır. Babasının elleri üzerinde, altı aylık yavrular, bu darbede 17 yaşındaki Esma, kadınlar vardır. Bu darbede insanlar acımasızca öldürülmüş ve bu sayı bini aşmıştır, yaralılar 5 bini aştı. Bunların Suriye’de olduğu gibi bizim kutsal mekanlarımıza saygısı kalmamıştır. Sadece bizim değil Hıristiyanların da kutsal mekanlarına saygısı kalmamıştır. Müslüman Kardeşleri kiliseleri korurken, 37 tane kiliseyi bunlar yakmışlardır, camileri de yakmışlardır” diye konuştu.
-“BUNLAR DİKTATÖRLERE SAHİP ÇIKIYORLAR”-
Başbakan Erdoğan, “Eğer Batı Mısır’a yardımı keserse Arap dünyası ‘biz çok zenginiz, biz yardım ederiz’ diyen bir zihniyet var” derken, Arap dünyasının içinde zenginlerin olduğunu bildiklerine belirtti ve şöyle konuştu:
“Biz İslam dünyasının içinde zekata muhtaç olanların olduğunu da biliyoruz. Acaba kaç tanesine elinizi uzattınız. Afrika’daki halkı Müslüman olan ülkelerin hali ortadadır. Hangisine elinizi uzattınız, hangisinin yanına gittiniz. Aynı şekilde İslam dünyasının şöyle Uzak Doğu’ya doğru gidin orada olanların halini de görüyoruz. Doğru kaymak takım da var. Ama o kaymak takımın altında sefilleri yaşayanlar, sefaleti yaşayanlar da var.
Hani ‘bunlar Victor Hugo’nun Sefilleri değil, bizim sefillerimiz’ diyordu ya işte şimdi bunlar bizim sefillerimiz. Ama bizim sefillerimize sahip çıktıkları falan yok. Bunlar diktatörlere sahip çıkıyorlar. Farkları bu. Mısır halkı son derece onurlu bir şekilde Ramazan boyu hem oruçlarını tuttu, hem ibadetleri yaptı. Onlar onurlu bir duruşla, ‘Ben oyumun namusunu koruyorum’ dedi. Onların elinde silah yoktu, karşılarında tankla, topla, helikopterlerle onlara bomba yağdıranlar oldu.”
-“SİZ O MÜSLÜMAN KARDEŞLERİNİZE NASIL SİLAH DOĞRULTUYORSUNUZ”-
Mısır ordusunun inançlı insanlarına seslenen Erdoğan, “Siz o Müslüman kardeşlerinize nasıl silah doğrultuyorsunuz, nasıl onlara bomba yağdırıyorsunuz? Sizin zerre kadar inancınızda, imanınızda bir titreme yok mu? Hiç bir zaman hukuka uygun olmayan talimata uyulmaz. Burada size böyle bir talimat veriliyorsa ve bu hukuksuzsa siz kalkıp da bunun karşısında o insanları öldüremezsiniz. Bunun bedelini biz de tarihte çok ağır ödedik. Mısır tecrübeyi geçmişte de yaşadı ama bu denli yaşamadı. Türkiye olarak Mısır’daki darbeye en sert çıkışı yaptık, tepkiyi gösterdik. Çünkü biz ilkelerle hareket eden bir hareketiz. Şimdi Bahçeli çıkmış ‘Başbakan Mısır’daki darbeyi kabullenemiyor’ Sayın Bahçeli siz Mısır’daki darbeyi kabullenebildiniz mi?
Bu darbe sizin içinize sindi mi, hazmedebildiniz mi? Biz Mısır’daki darbeyi kabullenemiyoruz ve kabullenmeyeceğiz. Zira Mısır’daki darbeye sessiz kalırsak yarın aynı felaket bir başka ülkede olduğunda sesimizi çıkarmaya hakkımız olmaz. Bugün susarsak yarın aynı tuzağı bize kurduklarında sesimizi çıkarmaya hakkımız olmaz” dedi.
-“MISIR HALKININ, MISIR’I İDARE ETMESİNİN ÖNÜNE HİÇ KİMSE GEÇEMEYECEK”-
Batı’nın ve İslam dünyasının Mısır’da yaşananlar karşısında iyi bir sınav vermediğine işaret eden Başbakan Tayyip Erdoğan, “Şu anda İslam Dünyası adeta Hazreti Yusuf’u kuyuya atan kardeşlerden farksız durumdadır. Ama Rabbim nasıl ki o Yusuf’u kuyudan çıkarıp Mısır’a sultan ettiyse, nasıl ki o kardeşleri Yusuf’a muhtaç, Yusuf karşısında mahcup ettiyse bugün de kardeşlerinin ihanetine rağmen Mısır halkının, Mısır’ı idare etmesinin önüne hiç kimse geçemeyecektir. Bahçeli sen öncelikle imanının sesini duy ve oradaki mazlumların yanında yerini al. Biz çocuklarımıza şerefli bir ülke, onurlu bir tarih, onurlu bir miras bırakacağız. Dünyanın neresinde olursa olsun, kime karşı olursa olsun demokrasiye, hakka ve hukuka yönelik saldırılar karşısında da dimdik durmaya devam edeceğiz” vurgusu yaptı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’i Mısır’da darbe yapmakla suçlayarak, “Biz diyoruz ki demokrasinin yolu sandıktan geçer, sandık milli iradenin ta kendisidir. Şu anda işte Mısır'da uygulanan da budur. Mısır'da ne diyorlar 'demokrasi sandık değildir', arkasında neresi var, İsrail var" dedi.
-MISIR'DA 'DEMOKRASİ SANDIK DEĞİLDİR' DİYORLAR, ARKASINDA NERESİ VAR, İSRAİL VAR-
Erdoğan, AK Parti’nin, sırtını statükoya dayamış bir parti olmadığını, gücünü ve yetkisini belli güç odaklarından, belli çevrelerden devşirmiş bir parti olmadığını belirterek, zafer yerine zafere giden yola inanan bir kadro olduklarını ifade etti. İsrail’i Mısır’da darbe yapmakla suçlayan Başbakan Erdoğan, Türkiye'de darbe girişimleri ve demokrasi dışı uygulamaları hatırlatarak, “İşte şu anda Batı'nın demokrasi sandık değildir veya demokrasi sadece sandık değildir mantığı o zaman da işlendi ve şimdi bunu yine işlemek isteyenler var. Ama biz diyoruz ki demokrasinin yolu sandıktan geçer, sandık milli iradenin ta kendisidir.
Şu anda işte Mısır'da uygulanan da budur. Mısır'da ne diyorlar 'demokrasi sandık değildir', arkasında neresi var, İsrail var” dedi.
Erdoğan, “2011 seçimleri öncesinde Fransa'da yapılan bir oturumda, Adalet Bakanıyla Fransa'dan bir entelektüel o da Yahudi, orada aynen şu ifadeyi kullanıyorlar, 'Mısır'da Müslüman Kardeşler seçimi kazansa da onlar kazanamayacaktır, çünkü demokrasi seçim değildir.' Aynı, uygulama bu. O zaman Batı, demokraside tanımı yakalaması, öğrenmesi lazım. Bu yakalanmaz, öğrenilemezse demokrasinin tanımındaki bu çelişkiler, bu çatışmalar dünyayı bir başka yere doğru taşıyacaktır” diye konuştu.
-KURDA KUŞA YEM EDERİZ-
Halkın iradesinin egemen olduğu bir dünya isteniyorsa, halkın iradesinin tecelli ettiği sandıklara saygı gösterilmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, “Onca acıyı yaşadıktan sonra bugün ulaştığımız seviyeleri muhafaza edemezsek, bu tarih, bu millet karşısında mahcup oluruz.
Demokrasiyi çok meşakkatli çabalar sonucunda bu seviyelere taşıdık, Türkiye olarak biz dünyaya bir demokrasi dersi vermeliyiz, demokrasinin nasıl yaşandığını nasıl uygulandığını en güzeli ile ortaya koymalıyız” dedi. Gezi Parkı protestolarını anımsatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Gezi olaylarında benim milletim iradesine sahip çıktı, gereken dersi, gerekenlere, gerektiği şekilde verdi. Cam-çerçeve indirerek, molotof kokteyli kullanarak değil, yasalar içeresinde meydanlarda ne söylenmesi gerekiyorsa bunu söyleyerek bu dersi verdi. Milli iradeyi çok çetin bir mücadelenin sonucunda bu noktalara taşıdık, burayı muhafaza etmek, çok daha yükseklere taşımak zorundayız. Biz artık menziline ulaşmış bir parti değiliz, yapacağımız çok iş var atacağımız çok adımlar var. Bir adım dahi geriye gitmeden önümüzdeki hedeflere koşmak zorundayız. 10 yıllar boyunca sabırla, ilmek ilmek dokuduğumuz bu kumaşı kendi haline terk edersek emin olun onu kurda kuşa yem ederiz.”
-DİKTATÖR DİYENLERE BURADAN HODRİ MEYDAN DİYORUM-
İl başkanlarına, büyük Türkiye davasına kastedenler karşısında bir lider şuuru ile demokrasinin önünde siper olmak zorunda olduklarını söyleyen Erdoğan, davanın hedeflerine ulaşamadan akamete uğramasının vebalinin kendi üzerilerinde olacağını vurguladı. Mart ayının seçim dönemi olduğunu anımsatan Erdoğan, “Bu davaya ben değil biz diyerek devam edeceğiz. Bize saldıranlar kadar, bizim üzerimizden milletin değerlerine saldıranlar kadar bizi bir birimize düşürmeye çalışanlara her saniye uyanık alacağız, her tuzağa, senaryoya karşı müteyakkız (uyanık) olacağız.
Sabırdan, tahhamülden ve meşruiyetten taviz vermeyeceğiz. Mart ayındaki seçimler çok büyük önem arz ediyor. Bu seçimin farkı var, yüzde 76’yı oluşturuyor. Buradan hareketle bu 30 büyükşehirden bizim alacağımız oy ne denli önemli bunu görmek durumundayız.
Bunu görmemezlikten gelemeyiz utanmadan sıkılmadan diktatörlük türküleri söyleyenlere Mart ayında gereken en çarpıcı cevabı hep birlikte vermek zorundayız. Son derece yakışıksız şekilde diktatör diyenlere buradan hodri meydan diyorum. Mart ayında seçim var, demokratik, özgür, şeffaf bir şekilde millet sandık başına gidecek, kimin demokrat kimin de diktatörlük özlemi içinde olduğunu o gün millet net bir şekilde ortaya koyacak. Son sözü millet söyleyecek, eğer diktatör görmek istiyorsanız, buyurun Mısır’a bakın orada görürsünüz” şeklinde konuştu.
Gerçek Gündem
Tags