İyi ki varsın Halk TV
Cuma, Ağustos 02, 2013
Sözcü Gazetesi Yazarı Uğur Dündar, Halk TV'nin verdiği mücadeleyi köşesine taşıdı.
Sevgili okurlarım,
Yandaş televizyonların ana haber bültenlerinin nasıl hazırlandığını ve “penguenci-yemekçi” haber kanallarına egemen olan zihniyeti merak ettiğinizi biliyorum.
Bu televizyonlar, genellikle görkemli plazalardan yayın yapıyorlar.
Anlı şanlı genel yayın yönetmenlerinin emrinde, çok sayıda deneyimli editör ve nitelikli muhabir çalıştırıyorlar.
Yurt içi ve dışından 24 saat kesintisiz haber akıtan ajansları, büroları, pırıltılı stüdyoları, son teknolojiyle donatılmış naklen yayın arabaları, uydu bağlantıları, sayısız kameraları, başarılı teknik elemanları var.
Yönetim kademesindekiler sekreterli lüks ofislerde çalışıyor, son model makam arabaları kullanıyor, yemeklerini TV plazalarının lüks lokantalarında bedava yiyorlar.
Dışarıda yediklerini de patronlara fatura ediyorlar!
Görünürde habercilik başarısı için “kuş sütü” dışında her şeye sahipler!
Ama bunca imkan içinde yüzmelerine karşın, yine de asıl görevleri olan haberciliği yapamıyorlar.
Çünkü habercilikte “yaşam” anlamına gelen özgürlükten mahrumlar.
Özgürlükleri rehin alındığı için toplumun gerçekleri öğrenme hakkı yerine, iktidara hizmet ediyorlar.
Ankara’nın yap dediği haberleri (!) yapıyorlar, yapma dediğini çöpe atıyorlar!
Plazalardaki yaşam standartlarını kaybetmemek için sansüre boyun eğiyorlar!
İşte bu nedenle halk arasında “yandaş, ya da penguenci-yemekçi medya” olarak anılıyorlar.
* * *
Bir de Halk TV var.
Sözünü ettiğim televizyonlar ve haber kanallarındaki imkanların çoğu, Halk TV’de bulunmuyor.
Örneğin plazaya, görkemli stüdyolara, ajanslara, bürolara, naklen yayın araçlarına, çok sayıda editör ve muhabire, çeşit çeşit kameralara sahip değiller.
İstanbul ve Ankara’da daracık mekanlardan birkaç kamerayla yayın yapıyorlar.
Çalışma ofislerini stüdyo olarak kullanıyorlar.
Gerektiğinde oracıkta biraz kestirip yine yayına devam ediyorlar.
Başta Genel Yayın Yönetmenleri Hakan Aygün ve Genel Müdürleri Şaban Sevinç olmak üzere paranın lafını bile etmiyorlar.
Taşra televizyonlarını aratan koşullarda sadece haber için yaşıyorlar.
Haber peşinde koştururken çoğu kez yemek yemeyi bile unutuyorlar.
Tüm yorgunluklarına karşın “yandaş televizyonların ve penguenci-yemekçi” haber kanallarının sahip olamadıkları en büyük zenginliğin, yani “özgürlüğün” tadını çıkarıyorlar.
Evrensel meslek ilkelerinin hakkını veriyorlar.
İktidara değil, toplumun haber alma hakkına hizmet ediyorlar.
Cesur ama sorumlu yayınlara imza atıyorlar.
* * *
Halk TV’nin ekran yüzlerine gelince…
Onlar, Gezi Parkı protestolarından bu yana adeta ailelerimizin bireyleri oldular.
İçtenlikleri, özverileri, cesaretleri ve bitip tükenmez enerjileriyle hepimizi kendilerine hayran bıraktılar.
Nihat Genç, Semra Topçu, Cüneyt Akman, Oya Lale Arslan, Ezgi Değirmencioğlu, Ece Zereycan, Rahmi Aygün ve yılın muhabiri Makbule Cengiz, gece gündüz demeden sergiledikleri müthiş performanslarıyla mesleğimizin yüz akları oldular.
Bu süreçte editör İsmail Dükel’le, sunucu-yönetmen Gamze Bilgin adeta tek kişilik ordular gibi çalıştılar.
Kısacası bu bir avuç yayıncı tarih yazarken, rehin alınmış medyanın prangalı yöneticileriyle, Halk TV’ye reklam vermekten korkan sermaye sahiplerini aynalarla baş başa bıraktılar.
UĞUR DÜNDAR’IN NOTU: Yandaş medyada ekmek parası için çalışan meslektaşlarımız lütfen alınmasınlar. Sözümüz onlara değil, onurlu yaşam yerine prangalı tutsaklığı tercih eden, yalakalığı habercilik diye yutturmaya çalışan, anlı şanlı (!) sahte şöhretleredir. Tüm basın çalışanı kardeşlerimi sevgiyle kucaklıyorum.
Bir başka yazımda da Ulusal Kanal’ı anlatacağım.
Gerçek Gündem
Tags