Yalakalık zor iştir herkes beceremez


Ünlü gazeteci, “AKP’yi eleştirmenin” kovulma, övmenin yükselme sebebi haline geldiğini belirtti. Başlıktaki beceriye, Yiğit Bulut’u örnek gösterdi...

Mus­ta­fa ile ye­ni ga­ze­te­sin­de­ki kü­çü­cük oda­sın­da bu­luş­tuk. O, 9 met­re­ka­re di­yor. Ben­ce ol­sa ol­sa 6-7 met­re­ka­re­dir bu oda. De­yim ye­rin­dey­se yü­zün­de gül­ler açı­yor. Şu kü­çü­cük me­kan­da na­sıl bir hu­zur bul­du­ğu­nu an­la­mak için ko­nuş­ma­ya bi­le ge­rek yok. Tek ta­kın­tı­sı du­var­da ası­lı olan bir tab­lo. Onun ye­ri­ne bir Ata­türk por­tre­si as­tı mı değ­me key­fi­ne…
Elim­de pi­ya­sa­ya ye­ni çı­kan ki­ta­bı “Dön Kar­de­şi­m”, kar­şım­da es­ki dos­tum Mus­ta­fa Mut­lu baş­lı­yo­ruz soh­be­te. Bi­li­yor­su­nuz ki­ta­bı dua­yen ga­ze­te­ci Rah­mi Tu­ran yaz­dı kö­şe­sin­de. Hem de iki de­fa. Ama bu ki­tap da­ha çok ya­zı­lır… Çok ko­nu­şu­lur. Çün­kü me­se­le sa­de­ce Mus­ta­fa Mut­lu­’nun “dön­me­me­si­” de­ğil. Me­se­le med­ya.. Me­se­le med­ya­da­ki dö­nü­şüm…
* 3 Ey­lü­l’­de ko­vul­dun. 3 Eki­m’­de ki­tap çık­tı. “9 gün­de ya­zıl­dı­” di­yor­sun. Ne­den 9 gün?
Hiç he­sap­ta yok­tu as­lın­da bu ki­ta­bı yaz­mak. Tam bir ro­ma­na baş­la­mak üze­rey­dim. Ama 3 Ey­lül gü­nü Va­ta­n’­ın Ge­nel Ya­yın Mü­dü­rü İs­ma­il Yu­va­can te­le­fon­la ara­yıp iş­ten çı­ka­rıl­dı­ğı­mı söz­lü ola­rak teb­liğ edin­ce afal­la­dım as­lın­da. O an hem bek­le­di­ğim, hem de bek­le­me­di­ğim bir so­nuç­la kar­şı kar­şı­ya ol­du­ğu­mu dü­şün­düm…
* Hiç kim­se şa­şır­ma­dı ko­vul­ma­na. Sen ne­den bek­le­mi­yor­dun ki?
Bek­le­me­mek de­ğil, ta­bi­i ki bek­li­yor­dum. Ama ben ha­ya­tım bo­yun­ca hiç boş kal­ma­dım. Nil sen be­ni çok uzun yıl­lar­dır ta­nı­yor­sun. Ben yaz­ma­dan du­ra­mam. Ya­za­ca­ğım bir ye­rim kal­ma­mış­tı. Oy­sa 10 yıl­dır haf­ta­da 7 gün ya­zan bir adam ola­rak, er­te­si gün ya­zı yaz­ma­ma fik­ri be­ni çok kor­kut­tu.
* Hiç çak­tır­ma­dın ama. İlk de­me­cin­de ya­za­cak yer bu­la­maz­san, du­va­ra ya­za­ca­ğı­nı söy­le­din..
Evet du­va­ra ya­za­ca­ğım de­dim. Ta­şa ya­za­ca­ğım de­dim. Hat­ta ko­vul­ma­dan ön­ce de bun­la­rı dü­şü­nüp, gü­nün bi­rin­de ne­den ve na­sıl ko­vul­du­ğu­mu ya­za­ca­ğı­mı da söy­le­dim. Ama iş­te ba­şı­na gel­di­ğin­de is­ter is­te­mez şa­şı­rı­yor­sun. Bi­li­yor­sun ha­be­ri al­dı­ğım­da Er­de­k‘­tey­dim. Kır­mı­zı Ke­di ya­yın­la­rın­dan sev­gi­li dos­tum Ha­luk ara­dı. Te­le­fo­num­da onun adı­nı gör­dü­ğüm an­da ka­rar ver­dim bu ki­ta­bı yaz­ma­ya. Sa­at sa­bah 9 fi­lan­dı. ‘Geç­miş ol­su­n’ de­di Ha­luk. Ben de ona ‘Ki­tap ya­zı­yo­ru­m’ de­dim. ‘10 gün son­ra ki­tap sen­de. Ka­ğıt­la­rı top­la­ma­ya baş­la, mat­ba­ayı ayar­la­’ de­dim. O 10 gün la­fı ağ­zım­dan na­sıl çık­tı bil­mi­yo­rum. Bu ko­nuş­ma ayın 4’ün­de ol­du. Ki­tap­ta da yaz­dım; ayın 6’sın­da İs­tan­bu­l’­da iş­ten atıl­ma par­ti­me ka­tıl­dım. Ki­ta­bı yaz­ma­ya da ay­nı ge­ce baş­la­dım. 15’in­de de son nok­ta­yı koy­dum. Top­lam­da 9 gün.

“Ben dön­me­ye­ce­ği­m”


* Ki­tap­ta sa­de­ce Va­ta­n’­dan ko­vul­ma­nı yaz­mı­yor­sun. 32 yıl­lık mes­lek ha­ya­tı­nın bir öze­ti ay­nı za­man­da. Ama son­dan ba­şa gi­di­yor.
Er­do­ğan De­mi­rö­ren ba­na ilk ‘Dön kar­de­şi­m’ di­ye hol­ding mer­ke­zin­de söy­le­di. Ben de o gün ken­di­si­ne; bir med­ya pat­ro­nu ile bir ya­zar ara­sın­da böy­le bir di­ya­log ol­ma­ya­ca­ğı­nı söy­le­dim. ‘Ya­pı­la­cak tek bir şey var. Bi­zim ye­ni ya­yın po­li­ti­ka­mız­la, si­zin ya­zı­la­rı­nız uyuş­mu­yor. Bu yüz­den de si­ze te­şek­kür ede­riz de­me­k’ de­dim. Ya­ni as­lın­da ya­pıl­ma­sı ge­re­ken be­ni o gün şut­la­mak­tı. ‘Ben tüp şir­ke­tim­de ça­lı­şan­la­rı­mı da 3 ke­re uya­rı­rı­m’ di­ye baş­la­mış­tı ko­nuş­ma­sı­na. ‘Ben si­zin ça­lı­şa­nı­nız de­ği­lim. Ben bu ga­ze­te­de ça­lış­ma­ya siz­den çok ön­ce baş­la­dım. Siz gel­di­niz bu ga­ze­te­yi sa­tın al­dı­nız. Be­ni bu­gün iti­ba­riy­le iş­ten atın. Çün­kü ben dön­me­ye­ce­ği­m’ di­ye açık açık söy­le­dim ken­di­si­ne.
* Bu di­ya­log­lar ki­tap­ta var. Ki­ta­bı he­nüz oku­ma­yan­lar Rah­mi Tu­ra­n’­ın SÖZ­CÜ­’de­ki kö­şe­sin­de oku­du­lar. Pe­ki, Er­do­ğan De­mi­rö­ren bu uya­rı­la­rı ya­par­ken na­sıl bir açık­la­ma yap­tı sa­na?
Ha­yır öy­le bir şey de­me­di. Ama şöy­le bir şey söy­le­di; ‘Ben Be­ye­fen­di­’yi 3 haf­ta­da bir kez Dol­ma­bah­çe­’ de­ki ça­lış­ma ofi­sin­de zi­ya­ret edi­yo­rum. Her git­ti­ğim­de önü­me bir dos­ya ko­nu­yor. Mil­li­yet ve Va­tan ga­ze­te­le­rin­de Be­ye­fen­di­’yi ra­hat­sız eden ha­ber ve ya­zı­lar­dan olu­şan bir dos­ya bu. Bu­nun önem­li bir bö­lü­mü de se­nin ya­zı­la­rın­dan olu­şu­yor. Be­nim ya­nım­da ça­lı­şan 14-15 bin in­san var. Ben bun­la­ra ek­mek ve­ri­yo­rum. İş­le­ri­min bo­zul­ma­sı­nı, se­nin ya­zı­la­rın yü­zün­den ba­şı­ma bir şey gel­me­si­ni is­te­mi­yo­rum. Dön kar­de­şim!..’ Ben de ken­di­si­ne ‘Dön­me or­ga­nım bo­zuk, has­ta­’ de­dim. An­la­ma­dı..
* Taz­mi­na­tı­nı al­dın de­ğil mi?
Ha­yır, şim­di onun da­va­sı­nı açı­yo­ruz. Ben 10 yıl bo­yun­ca Va­ta­n’­da yaz­dım mı yaz­ma­dım mı ora­sı meç­hul. Bi­li­yor­sun ba­na iş­ten çı­ka­rıl­dı­ğım söz­lü ola­rak teb­liğ edil­di. Ben de bu­na da­ir ya­zı­lı bir bel­ge is­te­dim ilk ön­ce. ‘Öy­le bir bel­ge ve­re­me­yiz, si­zin biz­de söz­leş­me­niz yok çün­kü­’ de­di­ler. Do­la­yı­sıy­la ben de şim­di Va­ta­n’­da yaz­dım mı yaz­ma­dım mı emin de­ği­lim!.. Ta­bi­i bu işin ko­mik ta­ra­fı ama, ne ya­zık ki Tür­ki­ye­’de iş­ler böy­le yü­rü­yor.
* Ne­den çe­kip git­me­din?
10 yıl­lık ga­ze­tem­di ve ka­le­yi terk et­me­yi ken­di­me ya­kış­tı­ra­mı­yor­dum. O dö­nem­de çok tek­lif de al­dım. Okur­la­rı­ma; ‘Tür­ki­ye­’de şu an­da bir sin­dir­me ve yıl­dır­ma po­li­ti­ka­sı iz­le­ni­yor. Sa­kın mev­zi­le­ri­ni­zi kay­bet­me­yin. Üs­tü­nüz­de­ki bas­kı ne olur­sa ol­sun; as­ker­se­niz is­ti­fa et­me­yin, hu­kuk­çuy­sa­nız di­re­ni­n’ di­ye söy­le­yen, bun­la­rı ya­zan bir ya­zar ola­rak ‘Be­nim üs­tüm­de bas­kı va­r’ di­ye­rek is­ti­fa et­me­yi ken­di­me ya­kış­tı­ra­ma­dım. Bu­nu ya­kış­tı­ra­ma­mak da so­nuç­ta psi­ko­lo­jik iş­ken­ce­yi ge­tir­di. Mo­bbin­gi ge­tir­di. İn­san­lar ga­ze­te için­de be­nim­le se­lam­laş­mak­tan kor­kar ha­le gel­di.

“İk­ti­da­ra sert eleş­ti­ri­le­r”


* Ak­lı­ma gel­di; Yi­ğit Bu­lut da bir za­man­lar Va­ta­n’­da ya­zı­yor­du. Ken­di­siy­le ta­nı­şır mıy­dın?
Yok. O dı­şa­rı­dan ya­zı­yor­du ya­zı­la­rı­nı, hiç kar­şı­laş­ma­dık. Ama ay­nı yer­le­re kon­fe­rans ver­me­ye gi­di­yor­duk. Ata­türk­çü Dü­şün­ce Der­ne­ği­’ ne fi­lan hep ay­nı dö­nem­ler­de ko­nuş­ma­cı ola­rak da­vet edi­li­yor­duk. İn­san­lar en az be­ni sev­dik­le­ri ka­dar onu da se­vi­yor­lar­dı. Bu ar­ka­daş, en az be­nim yö­nelt­ti­ğim ka­dar ik­ti­da­ra sert eleş­ti­ri­ler yö­nel­ti­yor­du. Bir­den bi­re kalk­tı Pen­sil­van­ya­’ya git­ti. Son­ra Va­ta­n’­dan ay­rıl­dı ve bir sü­re or­ta­dan kay­bol­duk­tan son­ra ara­mı­za dön­dü­ğün­de de­ğiş­miş­ti. Şim­di Baş­ba­ka­n’­ın en ya­kın fe­da­isi ko­nu­mun­da baş da­nış­ma­nı ola­rak ic­ra-i sa­nat ey­le­me­ye de­vam edi­yor. İc­ra-i sa­na­tı bu­ra­da laf ol­sun di­ye söy­le­mi­yo­rum. Çün­kü ya­la­ka­lık zor iş­tir, her­kes be­ce­re­mez!


Psi­ko­lo­jik iş­ken­ce gör­dü­m…

* Ya­ni 5 ku­ruş al­ma­dan iş­ten çı­ka­rıl­dın öy­le mi?
Ben bu ko­nu­da bü­tün hu­kuk­çu­la­ra çok te­şek­kür edi­yo­rum. İs­tan­bul Ba­ro­su­’nun yö­ne­tim kur­lu baş­ta ol­mak üze­re Tür­ki­ye­’nin en say­gın avu­kat­la­rı be­nim aça­ca­ğım her da­va­da ya­nım­da ol­duk­la­rı­nı da­ha ilk gün­den iti­ba­ren söy­le­di­ler. Şim­di sa­de­ce kı­dem taz­mi­na­tı da­va­sı de­ğil, sos­yal hak da­va­sı de­ğil, Türk ba­sı­nın­da ilk de­fa bir da­va aça­ca­ğız; mob­bing da­va­sı. Çün­kü ga­ze­te De­mi­rö­ren yö­ne­ti­mi­ne geç­tik­ten son­ra ben bü­yük bir psi­ko­lo­jik iş­ken­ce al­tın­da ça­lış­tım. Yaz­dı­ğım her ya­zı­dan son­ra fır­ça ye­dim. Ta­bi­i bu­nu tır­nak için­de söy­lü­yo­rum, ben onu fır­ça ola­rak ka­bul et­me­sem de, hep aca­ba er­te­si gün­kü ya­zı­ma ne di­ye­cek­ler di­ye uy­ku­la­rım kaç­tı, sağ­lı­ğım bo­zul­du­…

Sözcü
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)