Türkiye Cumhuriyetinin karşılaştığı,
En zorlu süreçten geçiyoruz,
Bu süreç 2.dünya savaşındaki gibi,
Karne ile ekmek alma süreci değil,
Bu süreç 6-7 eylül gibi,
Azınlıkların yağmalanması süreci değil.
Bu süreç 68 kuşağının peşinde koştuğu gibi,
Tam bağımsız Türkiye süreci değil,
Bu süreç Kıbrıs barış harekatı gibi,
Camların battaniye ile kapatıldığı savaş süreci değil.
Bu süreç 1980 öncesi gibi,
Sağ-sol kardeş kavgası süreci değil,
Bu sürece
iki günde gelinmedi,
Yıllardır geriliyoruz,
Yandaş medya,
Taraf olmayan bertaraf olur,
Türbanlı bacım,
Alevi olduğunu söyle,
Sen Türkiye de doğmamışsın Türk değilsin,
Evde yüzde elliyi zor tutuyorum,
Biz her şeyi iyi biliriz,
Sen Zaza'sın söyle,
Tencere tava hep aynı hava,
Paraleleler bizi yıkmaya çalışıyor,
İnlerine gireceğiz,
Tarafsız cumhurbaşkanı olmayacağım,
Şimdi sıra bizde.
.
Daha birçok,
kutuplaştırıcı ayrıştırıcı,
söylemler.
Bu söylemlerin
keskinleştirdiği
Milliyetçilik Yandaşlık
Mezhepçilik, menfaatçilik,
Duyguları,
Bu keskinleşen duygularla,
Eskiden gülerek tartıştığı konuları,
Bağırarak öfkeyle tartışan,
Tahammülsüz,
Komşunun komşuyu,
Arkadaşın arkadaşı,
Esnafın esnafı,
Kız alıp kız verip akraba olanların,
birbirini vurup kıracağı,
Ateşlediğinde,
Patlamaya hazır hale getirilmiş
Gergin bir toplum,
Bu gelişmeler,
Türkiye Cumhuriyeti Halkı olarak bizi,
iç savaş korkusuyla sindirip,
istemeye istemeye,
girmeyi onaylayacağımız,
Ortadoğu savaşı sürecine taşıyacaktır.
Üzerimize oynanan oyun,
Ülkemizi Ortadoğu savaşına sokma oyunudur.
Bu süreç,
İran-ırak savaşı ile başladı,
Körfez savaşı ile genişledi,
Irak’ın işgali ile devam etti,
Arap baharıyla Kuzey Afrika’ya yayıldı,
Suriye iç savaşı ile son rötuşları yapıldı,
sonunda projenin son ayağına,
Türkiye’nin müdahil olmasıyla,
başlayacak Ortadoğu savaşına gelindi.
Bu projenin sonunda,
Amerika için,
Musul Kerkük petrolü
kazancı var,
İsrail için,
Sığamadığı topraklarını genişletme
Kazancı var,
Kürtler için,
Emperyalizm boyunduruğunda Kürdistan
Hayali var,
Türkiye’miz için,
Taraf olmak zorunda olmadığımız bir savaş sonrası,
Toprak ve nüfus kayıpları,
Şehit ateşi düşmüş evler,
Sosyal yıkıntılar,
ekonomik sıkıntılar,
İç karışıklıklar,
Tamamına yakını düşman komşu ülkeler.
Kısaca,
Hep kayıp hep kayıp
Bu mesele,
Kobani , PKK veya İŞİD meselesi değil.
Bu mesele,
Emperyalistlerin,
Ortadoğu’da maşa ihtiyacı meselesi,
Bizde maşa olmaya çok hevesliyiz.
“Düşman kazanmanın yolu,
Dost kaybetmekten geçmemeli.”
Maalesef dost kaybetmeyi seviyoruz.
Aydın KOCA |