Diren Ege Üniversitesi

Diren Ege’m!

2008 Ekim’inde Ege Üniversitesi Hastane Müdürlüğüne getirilen Nevzat Kaya, Ulusal Eğitim Derneği İzmir Şubesi’ni ziyaret ederek açıklamalarda bulundu.

Kaya, Rektör ve Başhekim ile birlikte olumlu çalışmalar yürüttüklerine vurgu yaptı.
İcra ve haciz kıskacında bir üniversite bütçesi devraldıklarını, bu nedenle radikal projeler geliştirdiklerini söyledi.

Üniversite kaynaklarının etkin kullanılmadığını, hocaların özel hasta muayenelerinin ve ameliyatlarının kayıt dışı yapıldığını, hasta ile hekim arasında parasal ilişkiler olduğunu tespit ettiklerini belirten Kaya, ‘’ Hasta, muayene ve ameliyat ücretini hastane veznesine yatırması gerekirken; doğrudan doktora veriyordu’’ dedi.
Tespit edilen hekimler hakkında soruşturma açılarak, YÖK’e ömür boyu kamu hizmetlerinden men edilmesi talebiyle başvuru yapıldığını, bu işlemler sonucu hastane gelirlerinin 3 kat arttığını belirtti.

İşe, satın alma elemanlarını değiştirmekle başladıklarını, bunun sonucu hastane ihtiyaçlarını çok daha ucuza temin etmeye başladıklarını ve ihalelerin usule uygun yapılmaya başlandığını söyledi.

Kendilerinden önce hasta, hasta yakını ve personelin yemek hizmetini taşeronun verdiğini, verilen yemeğin kalitesi ve kalorisinin düşük olduğunu belirten Kaya, ‘’ Biz yemek hizmetini taşerondan alarak, kurum olarak vermeye başladık. Yaklaşık 5 bin kişiye verilen yemeğin aylık giderinin, 750.000 TL.’den 500.000TL.’ye düştüğünü gördük. Böylece kuruma yılda 3 milyon kazandırmış olduk. O dönemde yemek hizmetini taşerondan alan 9 Eylül Hastanesi’nde, hastalar ve personele, at ve eşek eti yedirildiği tespit edildi. Biz yemeğimizi kendimiz vererek, hasta, hasta yakını ve personelimize at, eşek eti yedirmemiş olduk ‘’ dedi.
24 Ocak 2010 tarihli Yeni Asır Gazetesi’nde Selamettin Bayındır, ‘’Ege Üniversitesi Devrim Yaptı ‘’ başlıklı bir köşe yazısı yayımladı. Yazı, rektör, başhekim ve bana teşekkür içeriyordu.

Bu yazıdan sonra siyaset ve ticareti birlikte yürüten AKP il başkan yardımcısının, bir heyetle kendisini ziyaret ettiğini belirten Kaya, heyetin, çalışmalarından memnun olduklarını, fakat yemek ihalesinin tekrar taşerona devrinin, kendilerini daha da memnun edeceğini söylediklerini belirtti.

İşbirliği tekliflerini reddetmesi sonucu Kaya, 18 Mart 2010 sabahı saat 05.30 civarı evinin ve hastanedeki odasının arandığını ve 4 gün gözaltında tutulduğunu ve Ergenekon Ege Yapılanması silahlı örgüt üyesi suçlamasıyla tutuklandığını iddia etti.

Kaya, ‘’ İlginç olan 22 Mart 2010 sabahı adliyeye sevk edilip, saat 17.00’de ifade, saat 02.30’da tutuklanmama rağmen; ATV’nin saat 13.00’te, alt yazı olarak tutuklandığımı duyurmasıydı ‘’ dedi.
Tutukluluğunda 9 ay geçmesine rağmen iddianamesinin bile hazırlanmadığını belirten Kaya, davaya konu belgelerin Ergenokon ana davasına eklenmesi talebiyle Silivri’ye yollandığını, kabul edilmediğini, ilk duruşmasına 13 ay sonra çıkartıldığını, dava sürerken mahkeme başkanının değiştiğini, yerine kendisini ilk tutuklayan nöbetçi mahkeme başkanının atandığını, daha sonra ‘’ Mahkeme hakkında ön yargı oluşmaya başlamıştır. Bu nedenle; sanıkların tahliyesi’’ diye görüş bildiren savcının da görevden alındığını belirten Kaya, 40 aylık tutukluluğunun, 5 Haziran 2013 Gezi olayları sürecinde sona erdiğini belirtti.

Davanın açılması üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen hala karara esas mütalanın hazırlanmadığını belirten Kaya, ‘’ Özel Yetkili Mahkemelerin ömrü buna yetmemiştir ‘’ dedi.

Üzücü olanın; birlikte yola çıktıkları rektörlüğün, kendisi sanık durumundayken, henüz suçluluğu hakkında karar verilmemişken, hakkında kamu hizmetlerinden ihraç talebiyle YÖK Disiplin Kurulu’na başvurulması olduğunu açıkladı.

YÖK, üniversitenin bu talebini reddetse de yaşadığı ekonomik sıkıntı nedeniyle emekli olmak zorunda kaldığını söyledi.

Nevzat Kaya, ‘’AKP benim üzerimden üniversiteye diz çöktürtmüştür. Rektörlük, bu tavrını Anayasa, yasa ve yönetmeliklerin gereğini yerine getiren Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü hakkında soruşturma açarak da göstermiştir’’ dedi.

Mahkeme tutanaklarında da ‘’ Ben Atatürkçü, devrimci, demokrat, laik cumhuriyet sevdalısı, namuslu bir kamu çalışanıyım ‘’ diyen Nevzat Kaya, bu davanın kendisini üniversiteden tasfiye etme davası olduğunu açıkladı.

Kaya, ‘’ Beni ziyarete gelenlerin tekliflerini ret etmeseydim; şu an çok varlıklı fakat şerefsiz bir kamu çalışanı olacaktım. İnsanı sağlığına kavuşturma, bu alanda araştırma yapma amacıyla kurulmuş olan üniversite hastanemize sahip çıkalım! Çalıp, yağmalamak isteyenlere karşı duralım ‘’ diyerek görüşmeyi sonlandırdı.




Haber ve fotoğraf : Osman Gazi Oktay

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)